Diyarbakır'da, 30 Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri (STK), Yüksek Seçim Kurulu'nun Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürmesinin ardından ortak bir bildiri yayımlayarak, YSK kararının siyaseti çıkmaza sokmaya yönelik bir tutum olduğu görüşünde birleşti.

Diyarbakır'da merkez Sur ilçesinde bulunan Diyanet-Sen Şube binasında toplanan STK temsilcileri, Hatip Dicle'nin durumu hakkında açıklamalarda bulundu. Açıklamayı 30 STK temsilcisi adına okuyan Diyanet-Sen Diyarbakır Şubesi Başkanı Ömer Evsen, YSK tarafından 21 Haziran 2011 tarihinde Hatip Dicle hakkında verilen milletvekilliğinin düşürülmesi kararının halk iradesinin bir kez daha nasıl hiçe sayıldığının gösterilmesi açısından manidar olduğunu söyledi. Daha önce 12 milletvekili adayını veto eden YSK'nın

bu kararından geri adım atarak adayların seçime girmesine yeşil ışık yaktığını ifade eden Evsen, seçime 3 gün kala daha önceki bir mahkumiyet kararını onayan Yargıtay'ın Hatip Dicle'nin önünün kesilmesine yol açtığını fakat aynı YSK'nın Dicle'nin seçimlere girebileceğini belirtmesi üzerine 80 bin oyla seçilen Dicle'ye mazbatasının verildiğini kaydetti.

YSK'nın, milletvekili seçilmiş bir kişinin zorlama bir onaylamayla önce seçime girilmesine izin verildiğini belirten Evsen, şunları anlattı: "YSK'nın seçilmesini sağladığı bir milletvekilinin aleyhine karar alarak yeni bir hüküm ihdas etmiş, seçilmiş milletvekilliğini Adalet ve Kalkınma Partisi'ne vermiştir. Adeta 80 bin kişinin iradesi yok sayılmıştır. Karşı bir atak olarak da bu blok kendilerini seçen ve çözüm çabaları için meclise gönderen halka danışmadan meclise gitmeme kararı almışlardır."

Hukuk devleti olduğunu iddia eden bir ülkede bu tür iş ve eylemlerin kabul edilemeyeceğini anlatan Evsen, sözlerine şöyle devam etti: "Özgür iradenin tecelli etmesinin önüne bu tür zorlama kararlarla gelinmesi toplum vicdanında onulmaz yara açacaktır. Buna karşılık blok adaylarının da meclisi halkın onayını almadan protesto etmelerini ilan etmeleri de anlaşılabilir değildir. Kürt sorunu başta olmak üzere ülkemizdeki tüm sorunların çözüm çabalarının yüceltilebilmesi için blok milletvekillerinin kararlarını

yeniden gözden geçirmesi yerinde olacaktır. Halk iradesinin anayasada daha etkin bir biçimde katılımı için hükümet bir an önce çalışmalara başlamalı, seçim kanunun değiştirilmesi sözünü vermeli, diğer davalardan yatan ve henüz ceza almamış olan milletvekillerinin meclis yoluna engel konulmaması sağlanmalıdır"

Açıklamaya katılan 30 STK şöyle: "Anadolu Gençliği, Ay-Der, Bayındır Memur-Sen, Birlik Haber-Sen, Büro Memur-Sen, Cansuyu, Dem-Der, Dicle Fırat Diyalog Grubu, Din Bir-Sen, Diyanet-Sen, Diyarbakır IHH, Düşünce ve İnşa Hareketi, Eğitim Bir-Sen, Enerji Bir-Sen, Gönül Köprüsü, Hayat-Der, Islah Hareketi, İhvan-Der, İlim Yayma Cemiyeti, İnsan ve Erdem, Kültür Memur-Sen, Memur-Sen, Öğder, Özgür Eğitim-Sen, Özgür-Der, Sağlık-Sen, Sek-Der, Şafak-Der, Toç Bir-Sen, Uluştırma Memur-Sen."