Diyarbakır'da ekili tarım alanlarının kurumaması için Türkiye'de ilk defa yapılan uygulama ile Kralkızı Barajı'nda enerji amaçlı kullanılan 17 milyon 500 bin metreküp su Dicle Barajı'na, oradan da sulama için Devegeçidi Barajı'na aktarıldı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan kuraklık barajlardaki doluluk oranını olumsuz etkiledi. Özellikle sulama amaçlı kullanılan barajlarda yaşanan sıkıntının giderilmesi için DSİ 10. Bölge Müdürlüğünce Türkiye'de bir ilk gerçekleştirildi. Uygulama ile enerji için kullanılan su, başka bir baraja aktarılarak sulama amaçlı kullanılması sağlandı.

DSİ 10. Bölge Müdürü Turkay Özgür, kuraklığı sulama mevsiminin başlangıcından itibaren gündeme aldıklarını ve sulama birlikleriyle bu konuyu sürekli değerlendirdiklerini söyledi.

Sulama birlikleriyle çok güzel organizasyonlar gerçekleştirmeye çalıştıklarını aktaran Özgür, dönemi çiftçilerin lehine kullanabilmek, ekili ürünleri hasat mevsimine kadar götürebilmek için koordineli çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.

Devegeçidi Barajı'nın 1972 yılından bu yana işletmede olduğunu, bu dönem özellikle nisan ve mayıs ayında yağış olmamasından dolayı barajda su sıkıntısının yaşandığını anlatan Özgür, barajda geçen yıl aynı dönemde yüzde 68,3 olan doluluk oranının yüzde 22'e kadar düştüğünü belirtti.

Geçen yıla göre bu dönem suyun çok iyi yönetilmesi ve tasarruflu bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Özgür, şöyle dedi:
“Suyumuz az olduğu için 'su hayattır' diyoruz. Suyu iyi kullanabilmeliyiz. Bu konuda sulama birliklerine ve çiftçilere büyük görev düşüyor. Bilinçli hareket etmemiz lazım. Bu yıl Türkiye'de ilk olan uygulamayı gerçekleştirdik. Devegeçidi Barajı çevresindeki ekili alanları kurutmadan, vatandaşların lehine sürdürülebilmek için barajı, Dicle Barajı'ndan 17 milyon 500 bin metreküp suyla destekledik. Bu Türkiye'de ilk defa uygulanıyor. Kralkızı Barajı'nda üretilen enerjiden bırakılan su Dicle Barajı'na, oradan da Devegeçidi Barajı'na aktarıldı. Yoksa bu dönem daha sıkıntılı geçecekti. Biz bunu aştık.”

VAHŞİ SULAMADAN VAZGEÇİLMELİ

Özgür, bu yıl dönem başlangıcından itibaren çiftçilerin çok suya ihtiyaç duyulan bitkiyi tercih etmemeleri için yoğun çaba sarf ettiklerini, çiftçilerin buna belli bir ölçüde katıldığını dile getirerek, pamuk yerine buğday ekme oranının biraz arttığını anlattı.

Sulama mevsiminde bin 400 hektarlık mısır ve buğday ekili alana su verdiklerini vurgulayan Özgür, şu an 3 bin 500 hektar alanda pamuk ekiminin yapıldığını, bu alanları da 15 Eylüle kadar çok kontrollü ve güzel bir şekilde götürmek için çaba içerisinde olduklarına dikkat çekti.

Sulama gündüz yapıldığı zaman sıcak hava nedeniyle suyun yüzde 30'unun buharlaştığını, bu nedenle çiftçilerin gece sulama yapması gerektiğini anlatan Özgür, vahşi sulamadan vazgeçilmesi gerektiğini, yağmurlama ya da damla sulama yöntemine geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Vahşi sulamada 1 hektar alanda 10 bin metreküp su tüketilirken, yağmurlama veya damla sulama yönteminde bunun 4 bin 500 metreküpe kadar düştüğünü belirten Özgür, çok ciddi bir farkın bulunduğunu, onun için suyun bilinçli kullanılması gerektiğini bildirdi.

Vatandaşların, suyun az olduğu dönemde bilinçli davranmaya başladığını kaydeden Özgür, “ancak kuraklığın olmadığı dönemde de bilinçli su kullanımı yaygınlaştırılmalı. Bundan sonra suyumuz fazla olsa bile suyun tasarruflu kullanılmazı lazım. Çünkü su olmadığı zaman hiçbir şey olmuyor. Var olduğu zaman suyu iyi yönetmeliyiz” diye konuştu.