3
Mayıs
2024
Cuma
DİYARBAKIR

Vali Mutlu panelde konuştu

Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, çocukluk günlerinde radyodan ve televizyondan duyduğu Türkçe ile bugünkü arasında fark olduğunu ve yeni bir Türkçe ile karşı karşıya olduklarını söyledi.

Kültür Sarayı tiyatro salonunda Diyarbakır Valiliği, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezi tarafından "Doğumunun bininci yılında Kaşgarlı Mahmut'tan Günümüze Türk Dili" konulu panel düzenlendi. Panele Vali Hüseyin Avni Mutlu, Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, Prof. Dr. Nurettin Demir, Doç. Dr. Ahad Üstüner, Doç. Dr. Süer Eker, Yrd. Doç. Dr. Ayşe Duvarcı, Yrd. Doç. Dr. Münir Erten ve çok sayıda vatandaş katıldı. Panel ile ilgili açılış konuşmasını yapan Vali Mutlu, çocukluk yıllarında radyo dinlediğini ve radyodaki programlarda kullanılan Türkçe'nin kendisini çok etkilediğini belirterek şöyle devam etti:

"Türkçe denilince ben çocukluk yıllarımı hatırlamaya çalışıyorum ve o yıllarda televizyonun da olmaması nedeniyle ağırlıklı olarak dinlediğim radyoydu. Masallar vardı, oyunlar vardı, belli akşamlar da tiyatrolar vardı ve haberler vardı. Daha sonra radyo yerini televizyona bıraktı. Sonra o televizyonu farklı bir keyifle izlediğimi hatırlıyorum. O zamanlar televizyon'da tesir eden bir konuşma ve iyi bir anlatım, berrak bir dil ve her şeyi yerli yerinde ifade eden en güzel şekliyle insanların ruhunu gönlünü fetheden bir dille anlatım vardı. Keşke o perşembe günlerindeki gibi devamı yarın programını eski spikerlerden ve ses sanatçılarından dinleyebilsem, diye arzu ediyorum. 1990'larda özel televizyonlarla karşılaştık ve yeni bir üslup, yeni bir dil ve yeni bir anlatım tarzı ile karşılaştık, sonradan 'Ankırmenler' falan çıktı. Hala ben tam olarak ankırmenlerin ne olduğunu bilmiyorum. O güzel sohbet programları'nın adı 'Tolkşov' oldu, yani gösteri sanatı konuşma sanatını İngilizce ifade etmeye başladık. Tabi bu değişim sinemalarda da kendini gösterdi, Gelibolu filmi, 'Galipolu' oldu. Bunları anlamak mümkün değil. Gündelik hayatımızda ayrılırken bir birimize 'Allahaısmarladık' derdik, şimdi gençler 'bye bye' demeye başladılar. 'Nasılsın iyi misin' gibi samimi sorunun yerine 'Ne var ne yok' gibi kestirme hatta 'Naber' gibi ifadelerle yeni bir Türkçe ile karşılaşmaya başladık. Eskiden mektup vardı herkes o güzel Türkçesi ile sanatını konuşturur ve mektup yazardı ama şimdi bir bakıyorsun mesajlarda dilimizin sesli kelimelerini kullanmaz olduk. Sessizlerini ve kestirmeden yazıyoruz. Bir bakıyorsun mesaj geliyor içinde sesli harf yok anla anlaya bilirsen, ama gençler çok iyi anlıyor. Bu bir yalnızlık ve bu bir bölünmüşlüktür. Tabi ki milletim için üzülüyorum. Çünkü dili kaldırırsanız milleti kaldırmış olursunuz. Bir milletin asli unsurlarından bir tanesi lisanıdır, lisanı bozulursa her şeyi bozulmaya başlar ve biz bu bozulmalar içerisinde geldik eğitimde de bir yerlere takılıverdik. İngilizce'yi ön plana getirip oturttuk. Artık şimdi herkes en az bir yabancı dil, hatta 2 veya 3 yabancı dil bilmek lazım, diyor. Kimse, Türkçe'yi çok iyi bilmen gerekiyor demiyor. Dil uzmanları Türkçe'nin dünyanın en zengin dillerinden biri olduğunu çok net bir şekilde ifade ediyorlar. Bazılarımız isimlerine bile artık Türkçe'den çıktı."

Hüseyin Avni Mutlu'nun konuşmasının ardından Prof. Dr. Nurettin Demir'in oturum başkanlığını yaptığı panele Doç. Dr. Ahad Üstüner, Doç. Dr. Süer Eker, Yrd. Doç. Dr. Ayşe Duvarcı ve Yrd. Doç. Dr. Münir Erten konuşmacı olarak katıldılar.

İHA
Yayın Tarihi : 18 Kasım 2008 Salı 18:18:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?