Diyarbakır'da tedavi gördüğü hastaneden taburcu edilen yazar Mehmet Uzun, "Yukarı Mezopotamya toprağının, Diyarbakır'ın bana şifa olacağından emindim. Halkımın moral desteğiyle bugünlere geldim" dedi. 

Terör örgütü PKK'nın ölüm listesinde yer aldığı için İsveç'e yerleşen yazar Mehmet Uzun, yakalandığı mide kanserinin tüm vücuduna yayılması ve İsveç Karolinska Hastanesi'ndeki doktorların 'Yapacak bir şey yok' demesi üzerine Diyarbakır'a geldi. Son günlerini geçirmek için yaklaşık 3 ay önce geldiği Diyarbakır'da özel Veni Vidi Hastanesi'ne yatan Uzun, bugün taburcu oldu. Hastaneye ambulans ve sedye üzerinde gelen Mehmet Uzun, basın toplantısının yapılacağı salona yürüyerek geldi. Diyarbakır'a ölmek için değil, yaşamak için geldiğini ifade eden Uzun, "Hastalığımın ilk ayağında canavarı yendim. Diyarbakır, iyileşmeme neden olduğu için buraya yerleşiyorum. Bana destek olan halkım için ise küçük bir roman yazacağım. Burada yapılan destekten dolayı bu romanım halkıma armağan olsun. Hastalıktan sonra ilk yazımı dün yazdım. Diyarbakır'ın bana hayat vereceğine inanıyordum. Buraya bu nedenle ölmek için değil, yaşamak için geldim. Büyük bir moral ve iyi bir tedavi sonrası hastalığın ilk ayağını başarıyla tamamladım" dedi. 

"Yukarı Mezopotamya toprağının, Diyarbakır'ın bana şifa olacağından emindim. Halkımın moral desteğiyle bugünlere geldim" diyen Mehmet Uzun, verdikleri destekten ötürü Diyarbakır halkına teşekkür etti. İsviçre ve ABD'deki tedavilerinden bir sonuç alamadığını belirten Uzun, "Canavara karşı mücadelenin ilk ayağını kazandım. Uzun yıllar sürgünde kaldım, ama artık yeter. Buranın bana şifa verdiği bir gerçek. Burada bana uygulanan tedavi, sanmıyorum ki dünyanın hiçbir yerinde uygulansın. Diyarbakır, bu konuda da çok önemli bir sınav verdi. Çünkü ben Diyarbakır'a gelmeden önce İsveç'te tedavi oldum. Ardından Amerika'ya Boston'a gittik. Dünyanın en önemli merkezi Harwart'ta tedavi oldum. Ondan sonra Diyarbakır'a geldim. Onların yapamadığını, gerçekleştiremediğini Diyarbakır gerçekleştirdi. Benim bu tedavim, bütün bu merkezler tarafından çok dikkatle izleniyor. Geçenlerde İsviçre Başkonsolosu beni ziyarete gelmişlerdi. Onlar anlattılar; bütün önemli merkezler benim tedavimi dikkatle izliyor. Hayretle bu kısa zamandaki düzelmeyi, iyileşmeyi gözlüyorlar, bunu inceliyorlar. Diyarbakır'ın böyle bir özelliği de oldu. Tedavi devam ediyor. Binlerce mektup geldi. Milyonlarca insan bana destek verdi. Bunlar da elbette tedavide çok etkili oldu. Bana hastalığım sırasında destek veren halkım için bir küçük roman yazıp onlara armağan edeceğim. Hastalığım aniden kendini gösterdiği için yazdığım bir romanımı yarım bıraktım. Kendimi biraz iyi hissettikten sonra bu romanımı tamamlamayı düşünüyorum" şeklinde konuştu. 

Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan yazar Orhan Pamuk'u da tebrik eden yazar Mehmet Uzun, "Orhan Pamuk, benim arkadaşımdır. Aday olduğunu bana söylemişti. Geçen Aralık ayında görüştük. Ödül aldığını öğrenince aradım, ancak konuşamadım. Ödülün bu coğrafyalara verilmesi memnuniyet vericidir. Pamuk'u sizin aracılığınızla bir kez daha kutluyorum" dedi. 

Yazar Mehmet Uzun'un ilk gelişi sırasında genel durumunun çok kötü olduğunu ifade eden Doç. Dr. Mehmet Dursun, "İlk gelişi sırasında hastanın durumu çok kötüydü. Kan parçalanması, nefes darlığı ve ağrıları vardı. İlk olarak bunların giderilmesi amacıyla 6 gün süren bir tedavi evresi başlattık. Sayın Mehmet Uzun'un da moral ve savaşma gücü, insanların desteğiyle 6 günde kemoterapi yapacak seviyeye ulaştık. Dallarında uzman olan arkadaşlarımız ekip ruhuyla hastaya müdahale etti. Kan bulmakta zorlanmadık. Onlarca insan her gün kan vermeye geliyordu. İyi bir tedavi yöntemi ve hastaya verilen destek ve moral sonucu hastalığın ilk ayağını yendik. Tedavi devam edecek. Bu tür hastalar, gerek tedavi yöntemiyle olsun gerekse moral ve destek sonucu hastalığı yenmeyi başarıyorlar. Hastamız Mehmet Uzun da da bunu gördük" diye konuştu.