Zorlu maratona son nokta

Diyarbakır'ın Eğil İlçesi'ndeki Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda (YİBO) eğitim gören 92 öğrenci, bir yıl boyunca yaptıkları zorlu yolculuklarına son noktayı koydu.

Erkenden toplu olarak yola koyulup sarp kayalıkları aşan öğrenciler, Dicle Barajı'ndaki sal macerasını tamamladıktan sonra 6 kilometre de yol yürüdü. Öğrenciler karne sevincini, bin bir güçlükle atlattıkları 3 saatlik tehlikeli yolculuğun ardından okullarına "başarıyla" ulaşarak tadabildi.

Diyarbakır'ın Eğil İlçesi'ne bağlı Sağlam, Balım, Alkım, Sarmaşık ve Kalecik köylerinden gelen YİBO öğrencileri, her eğitim-öğretim döneminde olduğu gibi bu yıl da zorlu bir yolculuk sonrası okullarına ulaşıp karnelerini alabildi.

Sabahın erken saatlerinde topluluk halinde yola koyulan öğrenciler, daha sonra sarp kayalıkları aşarak Dicle Barajı'nda 250 kuruş karşılığında bindikleri tehlikeli sal yolculuğunda karşıya geçti. Karşıdan karşıya geçmeyi başaran öğrenciler bu kez de, yaklaşık 6 kilometre yol yürüdükten sonra okullarına ulaşabildi.

Çoğu takdirname alan 92 öğrenci arasında okula giden tek kız olan 8. sınıf öğrencisi Hülya Karakaş, "Babam dedikodulara aldırmayarak beni okula göndermeye karar verdi. Sabahın erken saatlerinde yola çıkıp sala yetişmek için tehlikeli yolları aşıyorum.

Daha sonra 80 metre derinlikteki barajdan tehlikeli ve ilkel salla karşıya geçiyorum. Açıkçası okumak için mücadele veriyorum. Bunun karşılığında takdirnameli karnemi aileme götürüyorum" dedi.

YİBO'lu öğrencilerden Mehmet Kaçar da, çok tehlikeli şartlarda okula gittiklerini dile getirerek, "Okula gitmek için bu zor doğa şartlarını aşmaya çalışıyoruz. Okul açılırken bize feribot sözü verdiler; ama okul bitti, biz karnemizi de aldık, feribot hala gelmedi. Ben köyümde tarlada çalışıp, hayvanlarla uğraşmak yerine kalem tutmayı tercih ediyorum" diye konuştu.

Öğrenci ve vatandaşları, 250 YKr karşılığında salıyla karşıdan karşıya geçiren Zülfü Kılıç ise, 5 köyün barajın dağlık kısmında kaldığını ifade ederek, "Eskiden ulaşım için köprü vardı; ancak barajdan sonra köprü sular altında kaldı.

Yetkililer bize feribot sözü vermişti; ama söz tutulmadı. Biz de bu insanların mağdur olmaması için sakız parasına insanları, bazen de hastaları karşıdan karşıya geçiriyoruz. Sadece öğrenci ve insan taşımıyoruz, çoğu zaman hayvan da taşıyoruz. İnanın biz bile boğulmaktan korkuyoruz" dedi.