5
Mayıs
2024
Pazar
ŞANLIURFA

75 yıldır kimliksiz yaşıyor

 Aziz Nesin'in 1977 yılında yazdığı 'Yaşar ne yaşar ne yaşamaz' isimli romanı Şanlıurfa'da gerçek oldu.

Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine bağlı Yukarı Beydaş köyünde ikamet eden Adile Çelik, 75 yıldır kimliksiz yaşıyor. Yukarı Beydaş köyünde tek gözlü bir odada yaşam mücadelesi veren Adile Çelik, kimliği olmadığı için tedavi için yeşil kart çıkaramıyor ve kendini ispat edemiyor. Bir yıl önce gözlerinden rahatsızlığından dolayı, Adile Çelik hastaneye götürüldü ve nüfus cüzdanı olmadığı o zaman ortaya çıktı.

Adile Çelik'in babası Hilal Elselim, Suriye'de 80 yıl önce evlendi. Adile bir yaşına bastığında annesi vefat etti. Baba Hilal Elselim, Türkiye'deki akrabalarının yanına Adile ile birlikte geldi. Türkiye'de akrabaları Hilal'i ikinci kez evlendirdi. Aradan 10 yıl geçtikten sonra baba Hilal Elselim vefat etti. Adile Çelik de üvey erkek kardeşlerinin yanında kalmaya başladı. Adile Suriye'den geldiği için kayıtlarının olmadığından dayılarının hanesine yazılarak "Çelik" soyadını aldı. Adile Çelik 25 yaşına

geldiğinde akrabaları onu Hüseyin Demir ile evlendirdiler. Adile Çelik 12 yıl evli kaldı. Ancak çocuğu olmadığı için eşi resmi nikah yapmadı. Adile Çelik'in eşi Hüseyin Demir evlilikten 13 yıl sonra vefat edince ortada kaldı. Bir süre üvey kardeşlerinin yanında kalan Adile Çelik, yengeleri tarafından istenmedi. Daha sonra Adile 75 yaşına kadar tek başına yaşamaya başladı. Tek gözlü evde yaşam mücadelesi veren kimliksiz Adile Çelik, komşularının yardımı ile geçinmeye başladı. Gözlerinden rahatsızlık

çektiğini ve sosyal güvencesi olmadığı için tedavi olmadığını ifade eden Adile Çelik, "Kimliğim ve yeşil kartım olmadığı için bana verilen yardımları tedavi olmak için doktorlara veriyorum. Tek gözlü bu odada yaşıyorum. Allah'tan başka kimse bana sahip çıkmıyor" dedi.

Tek gözlü evinde soba olmadığı için gün boyu yatakta battaniyeye sarılı bir şekilde geçiren Adile Çelik, Vali Nuri Okutan'ın kendisine yardım eli uzatmasını beklediğini söyledi.

Yukarı Beydaş köyü sakinlerinden Ali Ertegil, "Adile teyzeyi 30 yıldan beri tanıyorum. Kendisi evlendi ve kocası rahmetli oldu. Hiç çocuğu olmadı. Yaşlı kadına komşular yardım ediyor. Aldığı fitre parası ile doktora gidiyor. Kimse yardım etmiyor, üvey kardeşi vardır. Üvey kardeşi de bakmıyor, hiç ilgilenmiyor. Bu yaşlı kadının yaşı 80'e dayandı halen kimliği yoktur. Yetkililerden ricamız yaşlı kadına sahip çıksınlar. Bu kadının kimliği yoktur, kimliği olmadığı için yeşil kartı da çıkmıyor" dedi.

Adile Çelik'in üvey kardeşi ve dokuz çocuk babası Halaf Çelik ise, Adile'nin öz babası Hilal'in Suriye'den geldiği için kayıtlarının olmadığını, dayılarının hanesine yazılarak Çelik soyadı aldığını belirtti. Halaf Çelik, üvey kız kardeşinin ise kimliğinin olup olmadığını bilmediğini söyledi. Halaf Çelik, "Adile benim üvey kız kardeşimdir. Biz onu hastaneye götürdük. Hastaydı, nüfus cüzdanı var mı yok mu haberimiz yoktu. Hastaneye gittik, bizden nüfus cüzdanı istediler. Biz ona sorduk. O da kimliğinin

olmadığını söyledi. Kendisi evlendi, ancak kocası nikahını yapmamış. Bizde geldik muhtara söyledik. Muhtar kendisine müracaat etmemizi söyledi. Daha sonra Nüfus İdaresine gittik. Bize 'gidin bakım kaydı, kütüğü, annesi, babası var mı yok mu?' gibi bilgiler istediler. Biz bunları yapamayınca şimdi ortada kaldık" diye konuştu.

 

İHA
Yayın Tarihi : 21 Aralık 2009 Pazartesi 13:09:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
gull IP: 85.106.206.xxx Tarih : 26.12.2009 09:22:09

kaderi hiç gülmemiş halimize şükretmeliyiz