Şanlıurfa'da 2 yıl önce tedavi gördüğü hastanede verilen kanla AIDS'e yakalanan 2.5 yaşındaki çocuk, köylüler tarafından dışlandı. Köylüler, tarafından kovuldukları için mezrayı terk eden aile, tarlada derme çatma yaptıkları bir evde yaşamaya çalışıyor.

Şanlıurfa merkeze bağlı Ulucanlar köyüne bağlı Karagöz mezrasında yaşayan 7 çocuklu ailenin 6'ncı çocuğu olan 2,5 yaşındaki Y.Ç., 26 Mart 2008 günü sobanın üzerindeki çaydanlığın üzerine düşmesi sonucu yanmıştı. Babası Mehmet Ç. tarafından Şanlıurfa'ya getirilen küçük çocuk, Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi yanık ünitesinde tedavi altına alındı. 24 gün tedavi gördüğü hastanenin yanık ünitesinde hemşirenin dalgınlığı sonucu verdiği HIV virüslü kanla AIDS'e yakalanmıştı. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere Şanlıurfa'da sır gibi saklanan bu olayın ardından tedavi gördüğü hastanede devlet memurunun eliyle verilen kan ile AIDS'e yakalanan Y. Ç., Hacettepe Üniversitesi'nde tedavi altına alınmıştı. Her 3 ayda bir babası tarafından Ankara'ya götürülen küçük çocuğun rutin kontrolleri Hacettepe Üniversitesinde devam ediyor.

Oğlunun Şanlıurfa'daki Hastanede AIDS'e yakalanmasının ardından Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü, ekonomik durumu iyi olmayan baba Mehmet Ç.'yi Yardımcı Sağlık Ocağında temizlik şirketi üzerinden işe aldı. Halen Sağlık Ocağında temizlik görevlisi olarak çalışan Mehmet Ç.'nin Sağlık Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davası Şanlıurfa Bölge İdare Mahkemesinde sürüyor. Yanık ünitesinde çalışan hemşeriler hakkında da kusurlu oldukları iddiasıyla Şanlıurfa Sulh Ceza mahkemesinde davası açıldı. Y. Ç.'nin ADIS'li olduğunun yaşadıkları Karagöz mezrasında duyulması üzerine mezrada yaşayan aileler çocuklarıyla küçük çocuğun oyun oynamasını yasakladı. Küçük Y.'nin hastalığının çocuklarına da buluşacağı endişesini taşıyan köylüler, baba Mehmet Ç.'den köyden göç etmesini istedi. Köylülerin baskısı üzerine baba Mehmet Ç. mezra yakınlarında babasına ait tarlada ev yaparak buraya taşındı. Yıllardır yaşadığı köyü, köylülerin baskısı üzerine terk etmek zorunda kalan Mehmet Çoban, 300 metrekarelik bir alana briketlerden yaptığı sıvasız, üstü çamurlu kapalı 2 odalı bir evde 1 yıldan bu yana yaşıyor. AIDS'e yakalanan oğlunun 3 ayda bir kontrol için Ankara'ya götürdüğünü belirten Mehmet Ç., "Oğlumun bu hastalığının tedavisi yok. Ama doktorlar 12 yıl sonra verilen kanların hastalığı yenme ihtimali bulunduğunu söylediler. Oğlum 4 ilaç kullanıyor. Bunların üçünü devlet ödüyor, birisini ödemiyor. Bu ilaç ile birlikte aşılarını ben alıyorum. Benimde durumum iyi değil, çok zorlanıyorum. Bunlar yetmiyormuş gibi birde mezrada yaşarken

komşularımız oğlumun AIDS hastalığı 'çocuklarımıza bulaşır' diyerek mezradan taşınmamı istedi. Komşularımın baskısı üzerine 1 yıldır mezradan taşınarak babama ait tarlada yaptığım evde yaşıyorum. Mezrada komşularımız çocuklarını Y. ile oynatmıyorlardı. Hastalık çocuklarına bulaşır düşüncesiyle bizi mezradan koydular" dedi.

12 YIL ÖNCE DE MÜZEYEN IŞIKGÖZ VE BİR ÇOCUĞU AIDS'E YAKALANMIŞTI

Öte yandan, 1996 yılında Şanlıurfa Doğum Hastanesi'nde sezeryanla yaptığı doğum sırasında Kızılay kan İstasyonundan alınan bir ünite kanla AIDS hastalığının pençesine düşen Müzeyen Işıkgöz, 2 yıl sonra bebeği Rukiye Işıkgöz'ü kaybetmişti. Çocuğunun ölümünden sonra her gün ölüm korkusu yaşayan Müzeyen Işıkgöz, 2008 yılında hayatını kaybetmişti.