3
Mayıs
2024
Cuma
ŞANLIURFA

Buna yürek mi dayanır!

BİR ANNENİN VE BABANIN GÖZYAŞLARI

Şanlıurfa'da 1 yıl önce 3 çocuğunu 2 gün arayla kaybeden Ece ailesi, çocuklarının ölüm yıl dönümünü mezarları başında andı. Çocuklarının mezarları başına gelen anne ve baba gözyaşlarına boğuldu. Çocuklarının naaşlarını öpen anne yürekleri dağladı. 1 yıldır ölüm raporları açıklanmayan 3 çocuğu için, baba Abdulrezak Ece, Cumhurbaşkanı ve Başbakana yalvardı.

Şanlıurfa'da geçtiğimiz yıl, öksürük, ateş ve kusma gibi şikayetleri bulunan ilköğretim birinci sınıf öğrencisi Hedal ve anasınıfı öğrencisi Sait Ece rahatsızlanmaları üzerine babaları Abdulrezzak Ece tarafından özel bir hastaneye götürülmüştü. Hastanede serum takılan çocuklar, doktor tarafından ilaç yazılarak, tekrar evlerine gönderilmişti.

İlaçları alan Abdülrezzak Ece, çocuklarıyla birlikte eve dönmüştü. Evde ilaçları içirilen çocuklar, odalarındaki yataklarına yatırılmıştı. Sabaha karşı iki kardeş hayatını kaybetmişti. İki çocuk daha sonra hastanede yapılan otopsinin ardından toprağa verilmişti. Bu sırada, ailenin geride kalan tek çocukları 1 yaşındaki İzzet ise bir sonraki gün gece geç saatlerde aniden ateşlenmiş, komşuları tarafından Şanlıurfa Çocuk Hastanesi'ne kaldırılmıştı. Burada tedavisine başlanılan minik İzzet, daha sonra yoğun bakıma alınmış, küçük çocuk, sabah saatlerinde yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Aradan geçen bir yılın ardından Anne Zeliha Ece ve Baba Ablulrezzak

Ece, 3 çocuğunun ölüm yıl dönümünü mezarları başında andı. Çocuklarının mezarları başına gelen anne ve baba gözyaşlarına boğuldu. Çocuklarının naaşlarını öpen anne ise yürekleri dağladı. Şuan, anne Zeliha ve baba Abdulrezzak Ece, 3 ay önce dünyaya gelen ve adını ölen Mehmet Said'in ismini koydukları bebekleriyle teselli bulmaya çalışıyor. Ece ailesi, geriye 3 çocuğunun ölmeden önceki son görüntüleri cep telefonuna kaydederek, çocuklarının hasretini gideriyor.

 

BABA ABDULREZAK ECE, CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANA YALVARDI

Hedal ile Sait kardeşlerin domuz gribi şüphesiyle kan ve vücutlarından alınan doku örneklerinin sonuçları Adana'dan beklenirken, küçük İzzet'ten de alınan örnekler test için Adana'ya gönderilmişti. 3 kardeşin kesin ölüm nedeni, alınan örneklerin gönderildiği Adana Adli Tıp Kurumu'nda ölüm nedenleri tespit edilemeyince, bu sefer İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Yaklaşık bir yıldır ölüm raporları açıklanmayan 3 çocuğu için baba Abdulrezak Ece, Cumhurbaşkanı ve Başbakana yalvardı. Baba Abdulrezzak

Ece, "Çocuklarım ani bir kusma nedeniyle iki çocuğum Hedal ve Said'i özel bir tıp merkezine kontrol amaçlı doktora götürdüm. Doktor bana çocukların soğuk algınlığı, herhangi bir korkulacak durumlarının olmadığını söyledi. Bana serum ve reçete yazarak eve gönderdi. Doktorun yazmış olduğu ilaçları çocuklarıma uyguladım, serumunu taktırdım. Zannedersem sabahın erken saatlerinde kızım Hedal ve oğlum, Said yataklarında ölü bulundu. Tabi iki çocuğum ölü bulununca evde feryat figanlar olması üzerine, o sırada en

küçük çocuğumuz İzzet ise, ayak altında ağlıyordu. Komşularımız tarafından 'bu çocukta ölmesin' amaçlı Şanlıurfa Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürdüler. Çocuğu da elimizden aldılar, yoğun bakıma yatırdılar. Çocuğumu herhangi bir nedenden dolayı yoğun bakıma aldıklarını söylemediler. Zannedersem Pazar günü sabahı da en küçük çocuğumda vefat etti. Aradan 1 yıl geçmesine rağmen hala çocuklarımın neden öldüklerini bilmiyorum. Son çocuğumu yoğun bakıma yatıran doktorda vicdan olsaydı, o çocuğun

üzerinde dururdu, o çocuğu kurtarmak için çaba sarf ederdi. Maalesef doktor en küçük çocuğumu da ölüme terk etti. Ben şuanda çocuklarımın öldüklerine inanmıyorum. Kendi kendime şunu diyorum, 'çocuklarım bir hastanede tedavi altındalar da bana geri gelecekler' daha ölüm raporları elime geçmedi. 3 çocuk durup dururken, nasıl öldü. Hatta Adli Tıp Profesörü de bana dedi ki 'senin çocukların öldüğünde, biz ilk domuz gribi ile öldüğünü basından öğrendik' ne yazık ki domuz gribi ile ilgili herhangi bir teşhis

çıkmadı. Başımı vurmadığım kapı kalmadı. Benim sadece amacım, çocuklarım niye öldü, niçin öldüler, hata bendemidir, doktorda mıdır, birilerimi bizi zehirledi, içtiğimiz sudan mıdır, yediğimiz yemekten midir, nedendir, hiç bir şey söylemediler" dedi.

Baba Abdulrezzak Ece, konuşmalarına şöyle devam etti:

"Valinin danışmanı bana şeref, namus sözü verdi. 3 ay sonra her şeyin açıklanacağını, çocukların ölüm raporlarının geleceğini söylemişti. Hani nerde, aradan 1 yıl geçti, nerde çocuklarımın adli raporları. 2 defa Adana Adli Tıp Kurumu'na gittim. Orada Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Necmi Çekin ile görüştüm. Çocukların raporu Adana'dan geldi, ölüm nedenleri tam belirlenmediği için Şanlıurfa Başsavcılığına, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi için dilekçe gönderildi. Şanlıurfa Başsavcılığı da o

raporları İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Çocuklarımın raporları hala İstanbul Adli Tıp Kurumu'n unun ölmeden önceki son gda bekletiliyor. Buradan Başbakanımıza sesleniyorum. Benim 2 tane çocuğum vardı, Başbakanımız dedi 'üçüncü çocuğu yapın' ben üçüncü çocuğu da yaptım. Çok şükür 3 çocuğumu da birden kaybettim. Ama hala ölüm nedenlerini bilmiyorum. Yani Başbakanımızın çocuğu yok mu? Cumhurbaşkanımızın çocuğu yok mu? Sağlık Bakanımızın çocuğu yok mu? Adli Tıp Kurumu Başkanının çocuğu yok mu? yani

benim bu raporlarımın gelmesi için bürokrat akrabam olması mı lazım?, eylem yapmam mı lazım? Açlık grevine girmem mi lazım? Benim insani hakkım yok mudur? Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil miyim? 3 tane çocuğum ölmüş gece kafamı yastığa koyarken, sabah çocuklarım hastaneden geri gelecekmiş gibi ümidiyle hayaliyle yaşıyorum. Ben bunu onların vicdanına sunuyorum. En büyük acım çocuklarımın neden öldüğünü hala anlamış değilim. Buradan sevgili Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, Sağlık Bakanımıza, Adli Tıp

Kurumu'na sesleniyorum. Vicdanlarına el koysunlar, biran önce benim bu çocuklarım niye öldü, niçin öldü, neden öldüler, deliller kaybolmadan önce her şeyi açıklamalarını istiyorum. Çok basit bir şeydir, fazlada uzun sürmez. Canları istese anında çözerler. Lütfen yetkililer sesimi duysun artık" diye konuştu.

Baba Abdulrezzak Ece, çocuklarının ölmeden önceki son sözlerinin hala kulaklarında çınlandığını da söyleyerek, "Beni bunalıma sokan çocuklarımın bana ölmeden önceki son sözleridir. Kızım bana diyor ki 'baba ben öleceğim' bende kendisine kızım nasıl öleceksin bir şeyin yoktur diyorum. Bu sözler aklıma geldikçe, çok kötü oluyorum" şeklinde konuştu.

BİR ANNENİN VE BABANIN GÖZYAŞLARI
BİR ANNENİN VE BABANIN GÖZYAŞLARI
BİR ANNENİN VE BABANIN GÖZYAŞLARI
BİR ANNENİN VE BABANIN GÖZYAŞLARI
BİR ANNENİN VE BABANIN GÖZYAŞLARI
İHA
Yayın Tarihi : 17 Aralık 2010 Cuma 10:58:01
Güncelleme :18 Aralık 2010 Cumartesi 02:25:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?