5
Mayıs
2024
Pazar
ŞANLIURFA

DSP Lideri Türker Şanlıurfa'da

DSP ve TÜRMOB Genel Başkanı Masum Türker, "Ekonomik Kriz ve Muhasebe Mesleği" konulu panele katılmak için Şanlıurfa'ya geldi.

Şanlıurfa Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası tarafından organize edilen "Ekonomik Kriz ve Muhasebe Mesleği" konulu panelde konuşan Türker, "Türkiye'de aniden konuların görüşüleceği anda başka konuyu Başbakan veya herhangi biri atıyor gündeme ve birden bire krizi unutuyoruz. Peki, gerçekten biz krizi yaşamıyor muyuz? Veya kriz varda fırsata mı dönüştürülüyor. Bu tür soruların yanıtını Türkiye'de krizin yaşandığı dünyadaki sürece baktığımız zaman gündem ne zaman değişse muhakkak onu unutturacak bir olayla karşı karşıya kalıyoruz. Ya Ergenekon'un 9. dalgası oluyor ya da bir bakıyoruz azınlıkların Türkiye'den sürülmesi gibi olmayan Türkiye'yi kötü duruma düşürecek sözler ortaya atılıyor. Tarihi belge olmadan. Aslında bu ne kadar daha devam edebilir. Bu belki 5-6 ay belki 1 yıl daha devam edebilir ama sonuçta bu iş, geriye döner teper. Bu tıpkı cebinizde paranız var, artık gelir elde etmiyorsunuz. Ancak eskisi gibi zengin bir yaşam sürdürüyorsunuz.

Paranız bitmez bir süre daha size kredi açarlar. Kredi karşılığında malınız elinizden alındıktan sonra açlığa mahkum olursunuz. Benim böyle bir açıklama yapma nedenim şu; biz krizin, gelmekte olduğunu özellikle krizle burada bütünleştirilen muhasebe mesleği dolayısıyla 2006 yılından beri söylüyoruz. 2006'dan beri söylerken bunu salt kendi görüşümüzle kendi görgümüzle yaşadığımız olaylara göre söylemiyoruz. Krizin gelmekte olduğunu dünyada muhasebe örgütlerinin tamamı, 2006'nın sonlarına doğru hissetti. 2007 yılında biz Türkiye'de genel seçimleri yaşarken krizin nedenlerine çare olabilecek arayışlar başladı. Peki, bu işi neden biz muhasebeciler daha önce söylüyorduk veya dünya neden böyle söylüyordu. Çünkü onlar artık müşterilerinin ne zaman satış ve tahsilat yapamadığını ya da mal alırken vadenin ne zaman kısaltıldığını, kendisine kredi veren bankaya borcunu ödediği zaman, tekrar ne zaman alamadığını en iyi bilen kişilerdir. Hatta bunu muhasebeciler bilmekle kalmışlar krizin etkisini ilk onlar hissederler. Müşterilerinin hesabını gördükleri için müşteri
onlara ödeme yapmadığı zaman belki işler açılır diye göz yumarlar, bu önce birkaç müşteridir. Bugünkü duruma geldiğimizde bakıyoruz ki, bütün müşteriler muhasebe borcunu ödeyemezler ve bizim arkadaşlarımız bunu ilk defa tahsilat yapamıyoruz diye gündeme getirirler" dedi.

Bunun dünya tarihinde böyle olduğuna dikkat çeken Türker, "Türkiye'de de 1980'den beri böyle yaşandı. Dünyada da böyle oldu ama egemen güçler krize önem vermedi. Siz nasıl para kazanıyorsanız kaybetmeye de tahammül edeceksiniz dediler. Şu anda yaşanmakta olan dünya krizinin başlangıç tarihi 1998 yılıdır. Sözü edildiği gibi bugün yarın değildir. ABD'ye baktığınızda, 1998'den bu güne 27 banka ABD'de battı. Krizin Türkiye'deki adı buhran sonra bunun adı bunalım oldu. 1970'den bu yana biraz da yabancı kelime geldi kriz oldu. Kalpte bir tekleme oldu mu kriz deniyor. Ama beyninde bir şey olur çıldırır kriz geçiriyor diyoruz. Dikkat edin kriz kavramı normal yaşamımızda hem beyin hem kalp hastalıkları içinde kullanılır. Çünkü kriz öyle bir olgudur ki ortaya çıktığı yerdeki merkez, başka yerlerimizi de etkiler. Kol kesilir sadece kolun yaptığı işler aksar ama kalp krizi geçirildi" diye konuştu.

Ekonomik krizi dondurma imkanı olmadığını anlatan Türker, "Ancak dakikaları uzatma imkanımız var. Örneğin şu anda krizi neden hissetmiyoruz. Geçmişte son 5-6 yıldır övündüğümüz 20 milyar dolar yabancı sermaye geldi. Her şeyimizi sattığımız malların karşılığı olan parayı yavaş yavaş dışarıya iade etmeye çalışıyoruz. Mevcut olan paranın yarattığı varlık azaldığı anda biz eyvah borcumuzu ödeyemiyoruz diyeceğiz. Ekonomik kriz ABD'de neden 27 bankadan sonra problem oldu. Ya da bu nasıl ortaya çıktı?

Türkiye'de sigorta şirketlerinin sahibi bankalardı. Ama ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde bankaların sahibi sigorta şirketleridir. Orda tersinedir bir kriz çıkıp ta banka battığında sigorta şirketinin varlığı da batmış oluyor ve dolayısıyla sigortaladığını ödeyemiyor. ABD'de ve gelişmiş diğer ülkelerde bu sigorta şirketlerinin en büyük fona sahip olduğu hayat ve emeklilik sigortalarıdır. ABD'deki 27 banka battığında Bush yerinden fırladı.

Çünkü o günü izleyen günlerde ayın ortasında olmuştu. O bankasının sahibi olan sigorta şirketinin emekli maaşını ödemesi riski ortaya çıktı. O nedenledir ki, Cumhuriyetçiler ve demokratlar yani Obama'nın lider olma savaşı verdiği anda ABD Başkanı Cumhuriyetçi olduğu halde ilk defa kapitalist sistemin aksine bir para yardımı paketinden söz etti. Ve o para paketi 700 milyar dolar diye geldi. 850 milyar dolarla çıkarken 1 senti piyasaya gitmedi. Çünkü o para derhal sigorta fonlarını karşılamaya kondu. Eylül anında bu kriz şiddetiyle açıklandığı anda Dünyada önemli bir gelişme oldu. Arjantin'de özelleştirilmiş olan sigorta şirketleri bir gecede millileştirildi" dedi.
 

iha
Yayın Tarihi : 30 Mayıs 2009 Cumartesi 16:42:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?