30
Nisan
2024
Salı
ŞANLIURFA

Harran Ovası'nda 'tuz' tehlikesi

Şanlıurfa Tarım İl Müdür Mehmet Altun, Harran Ovası’nda 2000 yılında 11 bin 403 hektar alanda tuzlulaşmanın meydana geldiğini belirterek, bu rakamın 2005 yılında 15 bin hektara çıktığını söyledi.

Tarım İl Müdürü Mehmet Altun, tuzlulaşmanın milyonlarca dolar zarar ortaya çıkardığını belirterek, "Harran Ovası’nda 2000 yılında 11 bin 403 hektar alanda tuzlulaşma oranı belirlenirken, bu rakam 2005 yılında 15 bin hektar alanı bulmuştur. 1977 yılında taban suyu sorunu bulunmazken, 1993 yılında 2 bin 675 hektar alanda taban suyu sorun ortaya çıkmış, bu rakam 2001 yılında 40 bin 780 hektara çıkmıştır. 2005 yılında ise 50 hektar alanda taban suyu yükselmesi görülmüştür" dedi.

Altun, tuzlulaşmadaki hızlı artışla ilgili olarak Akçakale İlçesi’nde sulanan 10 bin 255 hektar alanın bulunduğunu ve ovanın sulamaya açıldıktan 10 yıl sonra 2 bin 927 hektar alanda tuzluluk sorunu ortaya çıktığını belirtti.

Şanlıurfa’daki aşırı sulamadan dolayı birçok yerde drenaj çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Tarım İl Müdürü Altun, "Arıcan’da 2 bin 620 hektar alanda drenaj çalışmalarımız devam etmekte olup projenin yüzde 80’i tamamlanmıştır. Arıcan kapalı drenaj 2. kısım projesinde ise 4 bin 300 hektar alanın yüzde 90’ı bitirilmiş olup, Arıcan projelerine yüzde 30 ilave keşifle 8 bin 670 hektar alanda drenaj kanalları tesis edilecek. GAP Bolatlar Projesi’nde ise müdürlüğün kendi kaynaklarıyla bin 500 hektar alanda drenaj sisteminin tesis çalışmaları başlamıştır. Bin 100 hektar alanda drenaj kanalları tesis edilmiş ve projeye devam edilmektedir" diye konuştu.

Mehmet Altun, genel olarak 8 bin hektar alanda drenaj kanallarının tesis edildiğini, 9 bin 300 hektar alanda etüt proje işlemlerinin tamamlandığı ve bunların bazılarının ihale aşamasıyla ödenek beklentisi içerisinde olduğunu ifade ederek, 2005 yılında 6 bin 800 hektar alanda çalışmaların başlanılacağını kaydetti. Altun, 50 bin hektar alanda drenaj sorununun olduğunu, bu alanın 8 bin hektarının drenaj çalışmasının bitirildiğini kaydederek, "Drenaj çalışması bitirilen alanlar çıkarıldıktan sonra geriye 42 bin hektar alanda kapalı drenaj sistemi tesis edilecek. Bu drenaj sisteminin 25 milyon 200 bin dolara mal olması tahmin ediliyor" dedi.

"ÇİFTÇİLERİN EĞİTİMDEN GEÇİRİLMESİ GEREKİR"

Harran Üniversitesi (HÜ) Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ruhi Mermut ise, Harran Ovası’nda tuzlanmanın her geçen gün arttığını dile getirdi.

Prof. Dr. Mermut, "Suriye sınırında orta merkezde tuzluluk her geçen gün giderek artıyor. Bunun nedeni de açık. Tuzluluk, aşırı sulamadan kaynaklanıyor. Çok beceriksiz bir şekilde kanallar kırılıyor ve sulama yapılıyor. Ben ilk gördüğümde çeltik tarlası zannettim" diye konuştu. Mermut sözlerini şöyle sürdürdü:

"Fırat Nehri’nden Harran Ovası’na kadar suyun gelmesi büyük bir olay. Bizler için Allah’ın büyük bir nimeti. Gün gelecek ki, bir damla suya ihtiyaç olacak. Ova bitip gitti. Onu geri getirmeliyiz. Toprak haritamız var diyorlar; fakat bitki desenimiz yok. Bitkiyi ne zaman, nasıl ekeceğiz, ne kadar gübre, ne kadar su vereceğiz?"

Çiftçilerin eğitimden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Mermut, "Ne devlet kuruluşu ne araştırma merkezleri ne de sivil toplum örgütleri sahip çıkmıyor. Söze gelince mangalda kül bırakmıyorlar; ancak esasta bir şey yok. Yapılan denemeler ve araştırmalar raflarda kalıyor. Kimseye bir faydası yok. Kanada’da profesör çizmesini çeker ayağına, öğrencisiyle, çiftçisiyle birlikte tarlada çalışır. Çiftçi bu bilinçtedir; ’ben var olduğum için ziraat fakülteleri var’. Aslında herkesin birbirlerine karşı sorumluluğu var. Şapkamızı masanın üstüne koymalı ve vicdan sorumluluğu içerisinde sorunu çözmeliyiz. Milyarlarca insanın burada para kazanma imkanı var. Aç, susuz insanların yaşadığı bu ülkede terör var diyorlar. Burada potansiyel de var. Önemli olan o potansiyeli harekete geçirmektir. Türkiye, Kanada’ya kırmızı mercimek satıyor. Bunu kimse biliyor mu? Pamuk diyoruz, fiyat ortada. Pamuğun dünyada fiyatı düşük. Bunu takip edecek bir mekanizmanın olması gerekiyor. Bunu çiftçi kendi başına yapamaz. Çiftçilerin birçok örgütü var. İşte bunun bilincine ulaşmak için çiftçi eğitimi çok önemli; ama bunu devlet yapmalı. Üniversitenin üstüne düşen bir görev değil. Çiftçi ne yapacağını bilmiyor ki, eğitilmeli" diye konuştu.

İHA
Yayın Tarihi : 22 Haziran 2005 Çarşamba 13:21:34
Güncelleme :25 Haziran 2005 Cumartesi 14:23:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?