5
Mayıs
2024
Pazar
ŞANLIURFA

Mayınlı araziler 1. sınıf tarım arazisi

Mayınlı toprakların özellikleri ve mayınların temizlenmesinden sonra kullanım önerileriyle ilgili çalışma yapan Dr. Murat Çakmak, "Harran Ovası toprakları yapısında bulunun özelliklerden dolayı çoraklaşmadığı ortaya çıktı" dedi.

Harran Üniversitesi Toprak Anabilim Dalı'nda doktora çalışması yapan Dr. Murat Çakmak'ın araştırma sonucuna göre, topraklarda yüzde 25 kireç ve yüzde 30-40 arasında değişen kalsiyum mineralleri bulunması ve dağlardan sürekli yeni ve genç toprakların taşınması nedeniyle Harran Ovası topraklarının çoraklaşmadığı belirlendi.

Dr. Çakmak, "Topraklarımızın yapısında bu özellikler olmamış olsaydı, ova toprakları şimdi ciddi bir tuzlulaşma ve çoraklaşma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktı. Ova topraklarında ciddi boyutta bir tehlike şu anda yoktur. Yaklaşık 53 yıldır ekilmeyen mayınlı arazilerdeki topraklarda organik madde miktarları bakımından ekilen arazilere göre, en az yüzde 30-40 arasında daha yüksek verime sahiptir. Ayrıca, mayınlı araziler gen kaynaklarımızın korunduğu alanlardır" diye konuştu.

Arazilerin mayınlardan temizlenmesinin ardından toprakların verimli olduğuna değinen Çakmak, "Bilindiği gibi Türkiye-Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ve elde edilecek arazinin tarımsal amaçlı kullanılmasına ilişkin işlemlerini düzenleyen Kanun Tasarısı TBMM, Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu tarafından kabul edilerek Mecliste görüşülmeye başlandı. Kaçakçılığı önlemek amacıyla 1956 yılında 877 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırına 300 ila 700 metre genişliğinde döşenen mayınların yer aldığı yaklaşık 3.5 milyon dönüm büyüklüğündedir. Arazinin mayınlardan temizlenmesine yönelik tartışmalar son birkaç yıldır sürmektedir. Yaklaşık 53 yıldır kullanılmayan bu arazilerin 'birinci sınıf tarım arazisi' olduğu bir gerçektir. Topraklar uzun bir süre tarımda kullanılmadığından, verimliliklerinin ve kalitelerinin arttığı varsayılmaktadır. Bu kuşaktaki toprakların tarımsal kullanılmaları açısından özellikleri henüz ciddi bir biçimde incelenmediğinden, Harran ovasında yaptığımız bir çalışmadan yararlanarak toprak özellikleri üzerinde bazı tahminlerde bulunmak, bu toprakların ideal olarak nasıl kullanılması gerektiği düşüncesi çalışma yaptık.

Harran Ovası; Güneyde Suriye sınırı, Kuzeyde Germüş ve Şanlıurfa dağları, Batısında Fatik dağları Doğusunda ise Tektek dağları bulunmaktadır. Ovanın güneyinde bulunan topraklarında yaklaşık yüzde 25 civarında kireç bulunmaktadır ve ovanın güneyine doğru kireç düzeyinin düştüğü görülmektedir. Toprakta yüksek oranda kirecin varlığı bu kesimde tuzluluğun etkisini azaltmaktadır. Eğim dolayısıyla ovanın güney bölgesine taşınan malzeme daha ince yapıdadır. Ovaya çevre tepelerden daimi olarak kireçli yeni malzemeler taşınmaktadır" şeklinde konuştu.

"Ovanın Güneyini temsil eden ve Suriye sınırına en yakın profiller olan Profil 14 (Ekinyazı serisi), Profil 15 (Akçakale serisi) ve Profil 16. (Gürgelen serisidir)" diyen Çakmak, şunları söyledi: "Bu profiller mayınlı arazilere en yakın bulgu ve değerleri temsil etmektedirler. Belirlenen kil yüzdesi değerleri yüzey topraklarda çoğunlukla yüzde 40-65 arasındadır. Profillerin yüzde kil değerleri profil boyunca derinliğin artmasıyla düzensiz bir görünümde olması düşük kodlara çevreden daimi olarak yeni toprak malzemelerin sularla taşındığını göstermektedir. Ayrıca bir Profilde 150 cm'de taban suyu görülmüştür. Görülen taban suyu seviyesinin sınır bölgesinde de dikkate alınması gerekmektedir.

Toprak örneklerinde organik madde miktarları ve verimlilikleri genelde beklenenden daha az bulunmuştur. Organik madde miktarlarının yaklaşık 150 cm'ye kadar homojen sonraki derinliklerde azaldığı tespit edilmiştir. Organik madde değerleri transekt-A üzerinde ovanın kuzeyinde ortalama yüzde 1.76 iken, orta kesimlerine doğru ortalama yüzde 1.54'e ve güney bölgesine doğru azalarak ortalama yüzde 0.87'ye düşmektedir. Yaklaşık 53 yıldır ekilmeyen mayınlı arazilerdeki topraklarda organik madde miktarlarının ekilen arazilere göre en az yüzde 30-40 arasında daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, mayınlı toprakların verimliliklerinde de büyük artışların olduğu sanılmaktadır. Bu kadar değerli ve dünyada da benzeri az olan toprakların kullanılmasında büyük özen gösterilmesi şarttır."

MAYINDAN TEMİZLENEN ARAZİLERİN KULLANILMASI ÜZERİNE ÖNERİLER
Mayınlardan temizlenecek arazilerin modern tarım tekniği uygulayacak firmalara verilmesi ile ilgili olarak basında çıkan önerilerin ilk bakışta akla yakın görülmekte olduğunu kaydeden Çakmak, "Güneydoğu Anadolu'da olduğu gibi, Türkiye'nin diğer bölgelerinde ciddi anlamda modern tarım teknolojilerini kullanarak çiftçilik yapan vatandaşlarımızın bulunmadığı bir gerçektir. Genel bir kanı olarak Türkiye'de kırsal kesimde yaşayan insanlar vardır ve ne yazık ki batı anlamında çiftçi yada geçimini gerçek anlamda yeterli düzeyde tarımdan sağlayan üretici çok bulunmamaktadır. Bu duruma göre kalitesi çok yüksek olan bu toprakların potansiyeline uygun olarak kullanıcı bulması esastır.

Atılacak adımların yanlışlıklara yol açmamasına büyük özen gösterilmesi gerekir. Bilindiği gibi ülkemiz gen kaynakları her geçen gün büyük bir hızla azalmaktadır. Şu anda çok ender bir olanak ortaya çıkmıştır. Bu arazilerin kaybolan ve kaybolmakta olan tarımsal gen kaynaklarımızın yeniden kazanılması ve ülkemizin bugün ve gelecekte de gereksinim duyacağı tüm tohum ihtiyaçlarının sağlanması ve kullanılması için büyük bir fırsat ortaya çıkmış bulunmaktadır. Gen kaynaklarımıza yeniden sahip olarak tarımda büyük bir atılım yapmak fırsatı ele geçmiş bulunmaktadır. Tohumculukta şu an dışa bağımlılık had safhasındadır. Dış ülkelerde de pazar bulmak suretiyle tohumculukta büyük kazançlar elde edilebilir. Genelde ülkemizin tarımdan elde edilen gelirler, gelişmiş ülkelerle karşılaştırılınca, var olan potansiyelinin çok altındakalmaktadır. Tarım birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de büyük bir itici güçtür. Sadece GAP bölgesinde 50 ile 100 milyar dolar kazanç elde edilebilmesi mümkündür.

Şanlıurfa'da Harran Üniversitesi bünyesinde uluslararası nitelikte bir araştırma merkezi kurulması üzerinde uzun yıllardır bir çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmaların öncülüğünü saygıdeğer hocamız Prof. Dr. Ahmet Mermut yapmaktadır. Bu uluslararası araştırma merkezi ile ilgili çalışmalar Tarım Bakanlığı ve GAP başkanlıkları ile birlikte yapılarak bir kanun tasarısı biçiminde Tarım Bakanlığına da verilmiş bulunmaktadır. Bu uluslararası araştırma merkezi yeni teknolojileri de kullanarak, bölgede tarımsal üretim yapılan ve 53 yıldır üretim yapılmayan toprakların karşılaştırılması yapılabilir. Bu yeni çalışmalar sonucunda var olan değişimlerin tespit edilmesi ile üretim deseni, verimlilik ve gübre kullanımının değerlendirilmesine kadar yeni stratejik tarımsal planlamalara ışık tutarak bölge tarım üreticilerine, Türk ekonomisine ve istihdama çok büyük
katkılar sağlayabilir" ifadelerini kullandı.

iha
Yayın Tarihi : 11 Haziran 2009 Perşembe 13:19:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?