5
Mayıs
2024
Pazar
ŞANLIURFA

Nesli tükenen hayvanların evi

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde nesli tükenen birçok hayvan türünün barındığı belirtildi. Daha önce Denizli ve Erzurum'un Ilıca ilçesinde görülen Arap tavşanının anavatanının da Şanlıurfa'nın Birecik ilçesi olduğu ortaya çıktı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Orta Anadolu'nun bazı kesimlerinde Arap tavşanı olarak bilinen kemirgenin anavatanının Birecik ilçesi olduğu ancak hayvanın uzun yıllardır bölgede görülmediği bildirildi. İlçede ayrıca çizgili sırtlan (Hyaena hyaena), uzun kulaklı çöl kirpisi (Hemiecbinus auritus), peçeli baykuş, çöl varanı, küçük ebabil, Fırat Kaplumbağası (Rafetus euphraticus) gibi birçok nesli tükenmekte olan hayvan da barınıyor.

Bölgede bulunan ve çok nadir görülen hayvanların özelliklerini sıralayan yetkililer, şu bilgileri verdi: "Çizgili sırtanın (Hyaena hyaena) rengi kirli açık sarıdır. Üzerinde siyaha yakın koyu renkli 6-10 santim eninde şeritler vardır. Ensesinden beline kadar sert ve dik kıllar bulunur. Ön ve arka ayakları dörder parmaklı, ön bacakları daha yüksektir. Kafası iri ve kulakları büyüktür. Fırat Arap tavşanının (Allactaga euphratica) vücut uzunluğu 90-263 milimetre, kuyruk boyu 142-308 milimetre arasındadır.

Toprağa açtığı dehlizlerde yaşar. Çeşitli otsu bitki, bunların sürgünleri ve meyve ile beslenir. 2 yıl kadar yaşar. Çöl ve yarı çölde 400-1000 metre yükseklikte yaşar. Kendi türünden bireyleri de yerler.Toprağı kazıp ağaca tırmanabilmek gibi özellikleri de vardır. Dişiler bir defada 10-12 kadar yumurta bırakabilir. Boyları 100 santimetre (en fazla 130 santimetre) kadar olabilir. Karada yaşamalarına karşın suya da girebilirler. Yuva olarak mağaralar, kaya yarıkları gibi yerleri seçerler. Yüksekliği bin 200 metreye kadar olan yerlerde bulunabilirler. Uzun kulaklı çöl kirpisinin (Hemiecbinus auritus) vücut uzunluğu yaklaşık 120-270 mm arasındadır. Kuyruk boyu 10-50 mm'dir. Dikenli koyu kahverengi ve beyaz çizgilidir. Uzun kulakları ısı alışverişini dengeler. Sadece geceleri etkindir. Yuvasını çalıların altına yapar. Küçük omurgasızlar, böcekler ve bitkilerle beslenir. 6 yıl kadar yaşar. Çöl ve yarı steplerde hayatını sürdürür. Ülkemizde Güneydoğu illeri ve Iğdır'da yaşar. Çöl varanı özellikle Birecik'te bulunan yarı çöl alanlarında yaşayan, oldukça nadir bir canlı türüdür. Çöl varanının uzun, ince ve çatallı bir dili vardır. Çok iri olmasından dolayı 'dev kertenkele' olarak da adlandırılır. Sırtında koyu kahverengi ya da siyah, enine şeritler bulunur. Yaşlandıkça bu şeritler kaybolur. Küçük kertenkeleler, kuşlar ve diğer sürüngenlerin (yılanlar vb.) yumurtalarıyla beslenir. Toprağı kazabilir ve ağaca tırmanabilir. Çöl varanlarının boyları 100 -130 cm kadar olabilir. Bun hayvan aynı zamanda Güneydoğu'nun dev kertenkelesi olan 'Varanus Ariseus Ariseus' olarak da bilinir. Varanus Ariseus Ariseus kertenkelesi Türkiye'de sadece Şanlıurfa'nın Ceylanpınar, Birecik ve Harran bölgesindeki arazilerde yaşamaktadır. 2001 yıllarında bir köylü tarafından ölü olarak yakalanan dev kertenkele, halen Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde sergileniyor. Peçeli baykuş, birçok baykuş türü gibi gece avcılığı yapmaktadır. Av listesinde kemirgenler, küçük kuşlar bulunmaktadır. Sesi ürpertici ve kükremeye yakındır. Kalp şeklindeki suratı ile diğer baykuş türlerinden kolayca ayırt edilir. Küçük ebabil, sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Adana ve Antakya'daki kayalık ve uçurumlarda ürer. Beyaz kuyruk sokumu ve akşam üstü duyulan tiz çığlıklarıyla dikkat çeker. Küçük kerkenez, nesli dünya ölçeğinde tükenen yırtıcı bir kuştur. Kayalıklarda tek başına veya küçük koloniler halinde ürer. Kanyonda yuva yapar. Tavşancıl, Türkiye'deki en nadir kartal türlerindendir. Kanyon içlerindeki derin oyuklarda büyük bir yuva kurar. Bu civarda az sayıda ürer. Dünya ölçeğinde nesli tehlike altında olan Fırat kaplumbağasının (Rafetus euphraticus), sırt bölgesi koyu yeşilden açık kahverengiye kadar değişen renklerde, karın bölgesiyse beyaz olan bir kaplumbağa türüdür. Başlarının uç kısmında küçük, yumuşak hortumsu bir uzuv vardır. Bu uzuv sayesinde nefes alırlar. Boyları ortalama 40 cm'dir. Genellikle dibi çamurlu göl ve nehirleri yaşam alanı olarak seçerler. Fırat ve Dicle Nehri'nin alt bölgelerinde ve kollarında dağılım
gösterirler. Barajlarla beraber yaşam alanlarının yok olması Fırat kaplumbağasının azalmasının nedenlerinin başında gelir. GAP Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın Fırat Nehri Havzası'nda yaptığı araştırmada bulunan 25 kilo ağırlığında ve bir metre uzunluğundaki kaplumbağalar koruma altına alındı. GAP Kalkınma İdaresi'nin iki yıl boyunca bölgedeki biyolojik çeşitliliğin belirlenmesi ile ilgili olarak Fırat Nehri Havzası'nda yürüttüğü araştırma kapsamında Şanlıurfa'nın Bozova Çatak mevkiindeki Atatürk Baraj Gölü aynasında bulunan ve Rafetus ismi verilen kaplumbağaların koruma altına alınması için bir yıl önce proje hazırlandı. Kelebekler; İran Zipzip Perisi, Doğu'da ve Güneydoğu Anadolu'da yayılış gösterir. Mayıs ayı sonunda ortaya çıkarlar, temmuz sonuna kadar 2 bin metrenin altında yaşarlar. Kuru ve kayalık yamaçlarda yaşarlar. Yalancı Apollo; Mardin'in batısındaki tüm şehirlerde görülebilir. Nisan-haziran aylarında yaşarlar. Ağaçlık alanlar, çayırlar ve de yol kenarlarında görülebilirler. Yaprak parmaklı keler, Türkiye ve İran bölgesinde yaşar. Ülkemizde ise sadece Güneydoğu'da bulunur. Az bitkili taşlık kısımlarda ve taş binalarda yaşar. Zararlı böcek ve örümceklerle beslenir. Daha çok gece aktiflerdir."

Farklı hayvanların bu bölgede barınmasının bir nedeninin bölgenin yer şekilleri olduğunu belirten yetkililer, "Doğal sular önlerine çıkan sert kayalık engelleri aşabilmek için derin yarıklar oluşturur. Nehir vadilerinin en görkemli bölümlerini oluşturan böyle yerlere 'kanyon' adı verilir. Suyun kayaları binlerce yıl içinde yavaş yavaş aşındırmasıyla oluşan kanyonlar, sürekli değişen ve adeta canlı oluşumlardır. Kaya parçalarının küçük kırıntılar halinde ufalanmasıyla kanyonların görüntüsü zaman içinde değişir. Suların aşındırmasıyla oluşmuş Halfeti Vadi Kanyonları, doğal yaşam için benzersiz bir sığınaktır. Vadideki uçurumlar birçok yırtıcı hayvan için ulaşılmaz olduğundan kuş türleri buralarda güven içinde yavrulayabilir. Dik kayalıklar kuşlar için olduğu kadar, nadir bitki türleri için de çok önemlidir" açıklamasını yaptı.

.
Yayın Tarihi : 21 Nisan 2008 Pazartesi 10:36:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?