Endüstri Meslek Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya Vali Nuri Okutan, Türkiye Halk Oyunları Federasyonu Başkanı Mehmet Sertaç Şevki ve davetliler katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Vali Nuri Okutan, günümüz dünyasında rekabetlerin kültürler üzerinden yapıldığını söyledi. Ülkelerin zenginlikleri de kültürel hayata, kültürel medeniyete dönüşemiyorsa o zenginliğin bir kıymetinin olmadığını belirten Vali Okutan, "Davul zurna çalınca hepimiz aynı duyguları hissedebiliyorsak biz biriz

demektir. Bizi bir yapan değerlerin dışında bu zurna ve davulu duyduğumuzda aynı ritmi aynı heyecanı duyabiliyorsak biz biriz demektir. Bu organizasyonu gerçekleştirenlere teşekkür ediyorum. Çok önemli bir işe parmak bastıklarını buradan belirtmek istiyorum. Çünkü bu konu belki farkındasınız üzerinde çok konuşulabilecek bir konudur. Özellikle Şanlıurfalı arkadaşlarım için söylüyorum. Geldiğim günden itibaren hep Şanlıurfa'nın değerlerinden, özelliklerinden ve birikimlerinden, maddi ve manevi birikimlerinden

hep bahsediyorum. Bu birikimlere bakıp gelecekle ilgili beklentilerimi bunun üzerine inşa etmeye çalışıyorum. Yani torunlar dedelerine benziyorlar ya da elma ağacının belli özellikleri var. Tohumlar benzer özellikleri taşıyor. Elma ağacından armut çıkmıyor. Artık son dönemde kültürel genetikten de bahsediliyor. İnsanların dedelerinin, atalarının kültüler özelliklerini aslında şuur altında bir şekilde sakladıkları söyleniyor. Örnek olarak da Türklerin bir yerden başka bir yere giderken ihtiyacından daha

fazla eşya taşıdığı söyleniyor. Başka birçok şey var. Etrafınızdan da görmeniz mümkün. Ben de buna yürekten inanıyorum. Şanlıurfa, birçok medeniyete beşiklik etmiş bir yer ve ilk üniversitenin kurulduğu, ilk tarımın yapıldığı bereketler coğrafyası bir yerdir. Birçok güzellikler üretmiş ve bu güzellikleri hem kendisiyle hem de dünyayla paylaşmış bir şehir Şanlıurfa. Bir Hz. İbrahim var ki sadece onu bile örnek alabiliriz. Üç dine beşiklik etmiş Şanlıurfa'da Tevhid anlayışının yayılmasına ve benimsenmesine,

hücrelerimize sinmesine neden olmuş" dedi.

Vali Nuri Okutan, insanlar arasında bir birini gözetme, rekabet etmenin hep var olduğunu ifade ederek, "Bu kendi aramızda bile olmuştur. Bu çok da anormal bir şey değil. Bu rekabet toplumlar arasında olur, iller arasında ülkeler arasında olur. Hatta gelişmenin belki en önemli nedenlerinden bir tanesi birbirini gözetleme ve bu rekabet hususudur. Şu anda dünyada yarış kültürler üzerinde yapılmaktadır. Bir bakıyorsunuz hiç gereği yokken dilinin konuşulmasını çok daha fazla arzuluyor. Bunun için ciddi

yatırımlar yapıyor. Geleneklerinin, musikisinin yaygınlaştırılması için çok ciddi yatırımlar yapıyor. Atalarından kalma basit bir yapı bütün dünyada tanınmasına neden oluyor. İngiltere'de Stonehedge diye bir şey varmış değil mi? Aslında bizim Göbeklitepe'nin yanında lafı bile olmaz. Küçümsemek adına söylemiyorum ama, nerdeyse üç beş tane taş ama dünya biliyor. Giden herkes İngiltere'de uğruyor. Göbeklitepe'nin yanında hiç sayılır ama onu bütün dünyaya tanıtmaya gayret ediyor. Dolayısıyla aslında

rekabetler kültürler üzerinden yapılıyor. Ülkelerin zenginlikleri de kültürel hayata, kültürel medeniyete dönüşemiyorsa o zenginliğin de bir kıymeti yok zaten. Rekabetin kültürler düzeyinde yapılması anormal değil. Çünkü eğer bir medeniyetten, bir zenginlikten bahsedeceksek onun sanata, kültüre, estetiğe dönüşmesi gerekiyor. Onun için Şanlıurfa'da bir medeniyetten bahsedilebilir, onun için Şanlıurfa'da bir kültürel hayattan ve kültürel zenginlikten bahsedilebilir. Envanterde Türkiye birincisiyiz. Bereket

hilalinin tam ortasında Türkçe'ye Halil İbrahim Bereketi, Halil İbrahim Sofrası şeklinde terimlerin girdiği yerin tam yaşanıldığı yer olarak Şanlıurfa'da. Bakmayın siz bugün kebapla sınırlı kaldığımıza. Aslında Urfa mutfağı çok zengin bir mutfak. Ve mimariye dönüşmüş. Bizim gördüğümüz, yıkıp yıkıp tüketemediğimiz şeyler. Şu anda Şanlıurfa'da gördüğümüz şeyler talan edip tüketemediğimiz şeylerin bir kısmını ayakta kalanlarını görüyorsunuz. Aslında çok daha kıymetli değerler, o zenginliklerin mimariye dönüştüğü

eserleri biz ciddi manada talan etmiş durumdayız. Şanlıurfa'da bir envanter çalışması yaptırıyorum. Kayıtlı eser itibarıyla Türkiye'de açık ara birinci sıradayız. Bin eserimiz vardı sadece merkez ve Birecik ilçemizde. Bazı yerlere hala giremedik. Tüm ilçelere de gittiğinizde biliniyor ki nerdeyse tüm Türkiye bir tarafa, Şanlıurfa bir tarafa noktasına gelinecek" diye konuştu.

Kültürel değerlerin içerisinde folkloru göz ardı edilemeyeceğini belirten Vali Okutan, "Folklor demek sadece halk oyunu demek değildir. Bir yanlışlık yapıyoruz. Folklor aslında kültürel değerlerimizdir. İçinde musikisi de olan, ritimleri de olan, giysileri de olan bir alandır. Burada, halkoyunlarında kültürün sadece ritmini, musikisini, giysisini görüyoruz. Aslında o coğrafyanın insanlarının felsefesini de dünyaya bakış açılarını da burada görebiliyoruz. Şimdi madem kültürler arası rekabet var, bu taraf

içerisinde yerellik ve evrensellik değerlerini de beraber ele almak icap eder. Bu tür değerlere baktığımızda daha çok yerellik söz konusudur. Çünkü ayrım olmalı, başka yerden farklı olunmalı. Fark oluşturan şeylerde yerellik söz konusudur. Ama bu yerelleşme evrensel değerlerle kucaklaşmamamız anlamına gelmiyor. Evrensel olabilmemiz için zaten yerel ve özgün olmamız gerekiyor. Evrensel olmakla yerel olmak iç içedir aslında; tıpkı vahdetle tevhit gibi. Aslında bunlar birbirini tamamlayan kavramlar. Yerel

olmak aynı zamanda evrensel olmakla da denk bir şeydir. Yada yerel olmak evrensel olmanın olmazsa olmazıdır. O zaman şunu yapmamız lazım, yerel olmamızı korumamız lazım. Kendimizi tanımamız ve bilmemiz lazım. Kendimizi bilmeliyiz, insan olarak, fert olarak. Kendimizden dünyaya, etrafımıza bakmalıyız. Şehir olarak da kent olarak da kendimizi tanımalıyız, değerlerimizi tanımalıyız. Kendimizi bilmek demek kültürel değerlerimizi bilmek demektir. Bu da folklorumuzu tanımak bilmek demektir. Bizim aslında

akortumuz neva sesidir. Neva sesi aslında bizim enstrümanlarımızda ney'e göre yapılır. Ney'in derinden sesidir ve bu ses aslında çocuğun dünyaya geldiğinde ağladığı sese denk gelir. Ya da Hz. Hacer'in çocuğunu Arafat'ta bıraktığında susuz çölde gece yarısı su aradığı dönemde çıkardığı sestir de derler. Şimdi bunu derinleştirebiliriz. Dolayısıyla bir yerinden sesten, bir neva sesinden bir kültürü tanımlamak mümkündür. Bir folklordan, bir oyundan neredeyse o şehri ve o şehrin kültürünü tanımlamak mümkündür"

şeklinde konuştu.

Okullarda çok amaçlı salonların eksikliğinden şikayet edilebileceğini dile getiren Vali Nuri Okutan, konuşmalarını şöyle tamamladı:

"Tabii ki Valilik çözüm makamıdır bunu anlıyorum ama bir öz eleştiri yapma adına şunu ifade etmeliyim ki; okullarımızda çocuklarımızın ders yapabileceği sınıflarda sıkıntı var ki salon noktası içimizi acıtan sıkan bir manada da bizi yaralayan bir husus. Spor aktivitelerinden tutun, diğer sosyal faaliyetlere kadar çok ciddi kabiliyet sınırlılığımız söz konusu. Bizi sınırlayan ciddi şeylerden biri bu salon eksikliğimiz. Sosyal faaliyetler konusunda ciddi eksiğimiz var. Bunun arkasında da sınıf başına

düşen, öğrenci ortalaması 65'tir. Sınıfı zor buluyoruz bu nedenle de bu faaliyetleri yapmakta zorlanıyoruz. Ama bu biraz önceki lafları biraz önceki algılayışı bir teslimiyet değildir. Biz bu işi çok önemsiyoruz. Tüm gücümüzle bir taraftan sınıfları bir taraftan da salonları tamamlayacağız. Salon bulamazsak meydanlarda, meydanlar bulamıyorsak sokaklarda yapacağız ama doğru yapacağız. Daha da bütünleşerek yapacağız. 19 Mayıs hareketlerinde Urfa halk oyunlarını ritim olarak istiyorum mümkünse diğer

alanlardan da birer ikişer isterseniz koyabilirsiniz. İnşallah buradaki çalışmamız musiki ile diğer güzel sanatlara yansır ve daha da zenginleşiriz."

Konuşmaların ardından Türkiye Halk Oyunları Federasyonu Başkanı Mehmet Sertaç Şevki Demirtaş Vali Nuri Okutan'a katkılarından dolayı bir plaket verdi. Daha sonra Vali Okutan ve davetliler hatıra fotoğrafı çekti.