5
Mayıs
2024
Pazar
ŞANLIURFA

Şanlıurfa'da müzik ve makam geleneği

Şanlıurfalı folklor araştırmacısı Abuzer Akbıyık, Şanlıurfalı için müziğin vazgeçilmesi imkansız bir hayat tarzı olduğunu söyleyerek, Şanlıurfalıların yaşamlarının her döneminde müziğin mevcut olduğunu belirtti.

Düğünde, kına ve ahbap gecelerinde, bayramlarda, dağ yatılarında, sıra gecelerinde, cenazesinde, taziyelerde kısacası hayatın her alanında Şanlıurfalıların hayatında müzik olduğunu belirten Abuzer Akbıyık, "Şanlıurfa'da her esnafın kendine özgü bir hoyrat söyleyiş tarzının olması, yedisinden yetmişine kadar hemen hemen her Şanlıurfalının müzik toplantılarına katılarak türkü, şarkı, gazel ve hoyrat söyleyebilmesi de Şanlıurfa'da müziğin ne derece yaygın olduğunu bizlere göstermektedir. Şanlıurfalının müzik yaşantısı günübirlik ve geçici değil, aksine geçmişin kesin çizgilerini taşıyan kalıcı, ustalık isteyen bir yapıya sahiptir. Bu yapının temel taşı ise 'Makam Geleneği'dir. Yani sistemli bir müzik icrasıdır. Şanlıurfalı, bilhassa müziğini icra ederken makam geleneğini uygulamakta o kadar hassastır ki, Şanlıurfa da herhangi bir sanatçının değeri, makam bilmesi ve bildiği makamları icra edebilmesi ile ölçülür" dedi.

Şanlıurfa'da çok gelişmiş bir dini musikinin de mevcut olduğunu belirten Abuzer Akbıyık, "İstanbul ve Anadolu Tasavvuf müziklerinden çok farklı nitelikleri olan bu Tasavvuf Musikisi günümüzde de yaygın olarak icra edilmektedir. Bu repertuarın tümü için 'çifte' deyimi kullanılmaktadır. Şanlıurfa'da yapılan eğlence, düğün, kına, yatı, ahbap ve sıra gecelerine, cenaze ve taziyelere belirli gruplar katılıp buralarda, günün anlamına göre müzik icra ederler. Eğlence meclislerinde şarkı, türkü, hoyrat ve gazel okunur. Mevlitlerde ve tasavvuf meclislerinde ise; mevlit, ilahi, tenzile, hoyrat ve gazel okunur. Çeşitli meclislerde müzik icra eden gruplara Şanlıurfa'da 'Takım' adı verilir. Her takım kendi ustasının veya kurucusunun adı ile söylenir. Mesela; Mukim Tahir'in, Kel Hamza'nın, Tenekeci Mahmud'un takımları gibi" şeklinde konuştu.

Mevlitlerde ise, Hacı Nuri Hafız'ın, Tenekeci Mahmud'un, Halil Hafız'ın, Şıh İbrahim'in, Bozey'in oğlu Ahmed'in ve Kazancı Bedih'in takımları gibi isimlerle anılan grupların, katıldıkları müzik faslı toplantılarında, belirli bir makamla başlayıp daha sonra diğer makamlara geçtiklerini kaydeden Akbıyık, "Makam sırasına göre, türküler, uzun hava ve gazelleri okuyup meclisi coşkun bir müzik şölenine çevirirler. Meclisin şevk ve neşesi arttıkça birçok makamlar geçilir ve icra edilen müzik daha da zenginleşir. Kitapta yer alan ezgileri kaba taslak bir makam tasnifine tabi tuttuğumuzda eserlerin on dört makamda yaratıldığını görüyoruz. Burada kaba taslak tasnif zarureti halk müziğinin kendi tabiatından kaynaklanmaktadır. Bir kısım eserlerin belirli makam kalıp ve kurallarına uymaması bir eksiklik olmayıp, aksine müspet yönde bir zenginlik olarak sayılması gerekir. Şanlıurfa ezgilerinde kullanılan makamlar, sayı çokluğuna göre şöyledir; Uşşak, Hüseyni, Hicaz, Muhayyer, Hüzzam, Gerdaniye, Saba, Mahur, Çargah, Karağar, Segah, Rast, Hicazkardır" diye konuştu.

.
Yayın Tarihi : 3 Mayıs 2008 Cumartesi 12:35:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?