Şanlıurfa'da bulunan bazı Sivil Toplum Kuruluşları (STK), Anayasa Mahkemesi'nin Demokratik Toplum Partisi'ni oy çokluğu ile kapatması üzerine tepkilerini dile getirdi.

Eğitim-Sen il binasında düzenlenen basın toplantısında Eğitim-Sen, İnsan Hakları Derneği (İHD), Mazlum-Der ve bazı STK üyeleri basın açıklaması düzenledi. STK'lılar adına basın açıklamasını okuyan İnsan Hakları Derneği Şanlıurfa Şube Başkanı Sedat Gözkıran, ülkemizde yılardır uygulana gelen, demokratik her kurumun ve demokrat her kesimin karşı durduğu, ülke barışına hiçbir katkısı olmayan parti kapatma mantığı ile tekrar karşı karşıya olduklarını söyledi. Başkan Gözkıran, DTP'nin bu ülkede kapanan ilk

parti olmadığını belirterek, "Korkarız ki ülkemizde kangrenleşen sorunlar barışçıl yöntemler ile çözülmez ise son parti de olmayacaktır. Daha demokratik daha yaşanılır bir ülke bekleyen kişi ve kurumlar olarak Anayasa Mahkemesi'nden beklentimiz halkın oyları ile meşru ve yasal temelde seçilmiş temsilcileri bulunan onlarca il ve ilçede belediye başkanları ile halkı temsil eden DTP'nin kapatılmaması idi. Ancak ülkede yaşayan demokrat her kesimi şaşırtırcasına oy birliği ile partinin kapatılmasına karar

verilmiştir. DTP ülkede hiçbir zaman demokratik zeminde siyaset yapılmasına izin verilmeyen ve sürekli kapatılan partilerin ardılı olup Kürt yurttaşların demokratik talepleri doğrultusunda siyaset üreten mecliste temsil şansı bulan tek partidir" dedi.

DTP Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesini talep eden ve bunu parti programı olarak seçmenleri ile paylaşan tek parti olduğunu kaydeden Gözkıran, "DTP kadının siyasette daha aktif olmasını savunan ve bu temelde kota uygulayan tek partiydi. DTP demokrat hiç kimsenin artık inanmadığı ve eğer samimi idiyse, ki olmadığı ortaya çıktı, hükümetin demokratik açılım projesine katkı sağlayabilecek tek partidir. DTP'nin kapatılması bize bir kez daha göstermiştir ki, bir an önce sivil ve geniş

katılımlı, köklü bir anayasanın hazırlanması kaçınılmazdır. Kendiside kapatılma mağduru olan ve DTP'nin kapatılması sürecinde susarak katkıda bulunan AK Parti'nin iktidarının bu konuda bekleyecek zamanının olmadığını artık anlaması gerekmektedir. Kamuoyunun dikkatini çekmek istediğimiz hususlar göz önüne alındığında, Anayasa Mahkemesini belki yasal olan ancak meşruluğu ciddi tartışmalar gerektiren kararının yarattığı ve yaratacağı sonuçlar ortadadır. Ayrıca her kesin bildiği gibi içinde bulunduğumuz hafta

insan hakları haftasıdır. Ülke yargısının ve adaletinin en tepesinde bulunan Anayasa Mahkemesi'nin kararını bu hafta içerisinde vermesinin bilinçli olduğunu düşünmek bile istemiyoruz. Evrensel beyannamenin 1. Maddesinde insanların bir birlerine karşı kardeşlik anlayışı ile davranmaları gerektiği açıklanmaktadır. Yine beyannamenin 21. maddesinde herkesin, doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkına sahip olduğu belirtilmektedir. Umuyor ve diliyoruz ki;

Anayasa Mahkemesi kararını verirken bu hususlara dikkat ederek insan hakları haftasının anlamı üzerinden bir yerlere mesaj vermek istemiş olmasın. Kürtler ve özellikle evrensel beyannamenin 21. maddesinde belirtildiği şekli ile yasal ve meşru temsilcileri olan DTP'li seçilmişler her an ve yerde bu kardeşlik ve barış söylemlerini dillendirmekten geri durmamışlardır. Her zaman ve yerde Kürt sorunun kardeşlik hukuku içerisinde demokratik ve barışçıl yöntemler ile çözülmesi gerektiğini dile getirmişlerdir.

Partiler kapatılabilir, temsilcileri yasaklanabilir ve tutuklanabilir. Ancak temsil ettiği düşünceyi ve iradeyi hiçbir şekilde ortadan kaldırmaz aksine güçlendirir ve kenetlendirir. Bizler demokrasi platformu bileşenleri olarak DTP'nin kapatılmış olmasını Türkiye demokrasisi için kara bir leke olarak algılıyor, toplumsal barış ve kardeşlik olgusu açısından kaygı verici buluyoruz" diye konuştu.