2
Mayıs
2024
Perşembe
MERKEZ - ŞANLIURFA
Nufus
1.523.099
Yüz Ölçümü
18.584
İlçe Sayısı
11
Vali
Nufus
638.131
Yüz Ölçümü
0
Belediye Sayısı
305
Köy Sayısı
0
Kaymakam

Edessa (Urfa)


İlkçağlardan bu yana doğu ile batı kültürleri arasında bir köprü olan Edessa’nın tarihi M.Ö.8000’lere dayanmaktadır.

Urfa’nın eski ismi Şemseddin Sami’nin Kamusü’l Alamı’na göre; “Ur” ya da “Urelkeldaniyn” olup, Büyük İskender’in fethinden sonra Makedonyalılar bu şehri vatanlarındaki Edessa (Vodina) kasabasına benzeterek bu adla ve “Akarsuları güzel” anlamına gelen “Kaliroe” olarak adlandırmışlar, Araplar da “Kaliroe” isminden esinlenerek buraya “Ruha” ismini vermişlerdir.

Prof. Fikret Işıltan’a göre İslam döneminde Diyarı Mudar olarak da adlandırılan bölgedeki Urfa’ya Osrhoene Krallığı döneminde verilen “Osrhoene” adının, Kentin Makedonyalılar tarafından “Edessa” ismi ile yeniden kuruluşundan, Süryanice “Urhai-Orhai” olan önceki isminin, Arapça “Er-Ruha”nın Latinleştirilmiş biçimi olduğu sanılmaktadır.

Prof. Bilge Umar’a göre ise; Edessa ismi Helenistik Çağdan beri kullanılmıştır. Seleukos Nikator bu kenti geliştirerek Makedonya’dan gelen göçmenleri buraya yerleştirmiş ve ismini de Edessa olarak değiştirmiştir. Bu isim Roma, Bizans ve Haçlı Devletleri zamanında da kullanılmıştır. Bununla beraber Urhay (Urfa) ismi unutulmamış ve sonra da Edessa’nın yerini Urfa almıştır. 

Halep salnamelerine göre şehre kısa bir süre (Antiokya/Antakya) adı verilmişse de Prof. Segal’e göre M.Ö. 163’te ölen IV. Antiochus’un sikkeleri üzerindeki (Antioch Callirohae), başka bir kente de ait olabilir. Bir efsaneye göre ise; Urfa adı Nemrut’un diğer bir adı olan ve Sulak yerde bulunan anlamına gelen Hewya oğlu "Urhai" den gelmektedir. Urhai’nin ’güzel akarsular şehri’ anlamı, Edessa’nın Makedonya’daki Edhessaisos ırmağının kenarındaki şehir ve bu kentin sonradan aldığı ad Vodina’nin Makedonca su anlamına gelmesi, Kalliroe’nin çeşme ya da akarsuları güzel anlamı belli olduğuna göre Urfa adının kaynağı konusunda henüz bir sonuca ulaşılamamışsa da bütün rivayetlerin ’su’ ya çıktığı tartışmasızdır. 

Aşağı Fırat Projesi kapsamında Fırat Nehri kıyılarında, Sultantepe’de, Göbeklitepe’de ve baraj göllerinin altında yapılan kurtarma kazıları yörenin tarihine ışık tutmuştur. Buna dayanılarak Edessa’da Neolitik Çağ (MÖ.10000-5500) ve sonrasında yoğun bir yerleşmenin olduğu ortaya çıkmıştır. Asur tabletlerine göre burası MÖ.2000’lerde Hurriler ile Mitannilerin yerleştiği bir yerdi. Hitiler Mitanni krallığını ortadan kaldırdıktan sonra yöreye yerleşmişler, MÖ.XI.yüzyıldan sonra da Mezopotamya’dan kuzeye doğru göç eden Aramiler buraya yerleşerek Bit-Adini Krallığını burada kurmuşlardır. MÖ.857’de Asurlulara bağlanan ve sonra Medlerin saldırısına uğrayan yöre, bir süre Babillerin egemenliği altında kalmıştır. MÖ.VI.yüzyılda Persler yöreye hakim olmuş ve buranın ticaretinin ve tarımının gelişmesinde büyük payları olmuştur. MÖ.IV.yüzyılda Büyük İskender Persleri Anadolu’dan çıkardıktan sonra yöreye de hakim olmuştur. İskender’in ölümünden sonra da Seleukosların hakimiyetine girmiştir. I.Seleukos tarafından MÖ.303’te bugünkü Urfa’nın bulunduğu yerde Edessa kenti kurulmuştur.

Edessa’nın, ilk kuruluşu ile ilgili kesin bilgi olmamakla birlikte, Arap tarihçisi Ebul Faraç’a göre, Nuh Tufanı’ndan sonra yeryüzünde kurulan ilk yedi yerleşim merkezinin ilki ve en önemlisidir. Hz. Adem’in çiftçilik yaptığı, Hz. İbrahim Halil, Hz. Eyyüp, Hz. Şuayp, Hz. Elyasa gibi peygamberlerin yaşadığı bu bölge bugün “Peygamberler Şehri” olarak anılmaktadır. Hıristiyanlar, Hz. İsa’nın mendilinin Şanlıurfa’da bulunmuş olmasından dolayı buraya Dir-Mesih adını vermişlerdir.

Musevi, Hırıstiyan ve İslâm peygamberlerinin atası olarak nitelenen Hz.İbrahim Urfa’da doğmuş, Nemrut ve onun yaptığı putlarla mücadele ettiği için burada ateşe atılmıştır. Lut Peygamber, amcası Hz. İbrahim’in Urfa’da ateşe atıldığını görmüş ve daha sonra buradan Sodam’a gitmiştir. Hz.İbrahim’in torunu İsrafiloğulları’nın atası Yakup Peygamber burada yaşamış ve Urfa’da ölmüştür. Bu nedenle Şanlıurfa inanç turizmi yönünden önem taşımaktadır. 

Seleukoslardan sonra Mısırlılar, ardından Aramiler yöreyi ele geçirmiştir. MÖ.132’de burada Abgar, sonra da Osrhoene olarak isimlendirilen bir krallık kurulmuştur. Ermeni Krallığı yönetiminde yağmalanan, bir süre Partların denetiminde kalan Osroene Krallığı MÖ.I.yüzyıl sonlarında Romalılara bağlanmıştır. Romalılar ile Partlar arasında zaman zaman el değiştiren Osroene Krallığı, MS.117’de tamamı ile Roma’nın egemenliğini kabul etmiştir. Aramiler birçok kez Roma’ya karşı ayaklanmışlarsa da bu ayaklanmalar bastırılmıştır. Yöre III.yüzyıl ortalarında Sasanilerin, VII. Yüzyılda Arapların saldırısına uğramış, X.yüzyılda Bizanslılarla Mervaniler arasında el değiştirmiştir.

Şanlıurfa il merkezi yakınındaki Göbekli Tepe'de yapılan arkeolojik kazılarda, ilkel dinlere ait olan ve günümüzden 11.000 yıl öncesine tarihlenen dünyanın en eski tapınakları bulunmuş ve Şanlıurfa'nın inanan insanların dünyadaki en eski merkezi olduğu anlaşılmıştır.

Yayın Tarihi : 1 Kasım 2004 Pazartesi 13:53:35
Güncelleme :3 Ekim 2008 Cuma 15:44:22

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?