Şırnak'ın Silopi ilçesi yakınlarında bulunan Habur Sınır Kapısı'nda başlatılan kazılar sona erdi. Kazılarda hiçbir bulguya rastlanmadı.
Bazı kayıp cesetlerinin bulunması için, Şırnak'ın Silopi ilçesi yakınındaki Habur Sınır Kapısı'nda başlatılan kazılar sona erdi. Kazıda herhangi bir bulguya rastlanılmadığını açıklayan Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi, Yıldırım Beğler'in ciddi beyanda bulunmasını istedi. Avukat Nazan Birlik ise yaşananları şaka olarak yorumladı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında, 1990'lı yıllarda Silopi'de bazı kişilerin öldürülmesiyle ilgili olarak Habur Sınır Kapısı atış alanı mevkiinde Silopi Cumhuriyet Savcılığı'nca bir süre önce başlatılan keşif çalışmalarından sonra başlatılan kazılar tamamlandı. Dün Silopi Cumhuriyet Savcısı Nazir Kuş ile beraberinde Avukatlar Kemal Özdemir ile Nazan Birlik'in katılımıyla yapılan kazıda herhangi bir bulguya rastlanmamıştı. Şırnak Barosu konuyla ilgili olarak Silopi
Kaymakamlığı'nın kendileri için ayırmış olduğu odada bir açıklamada bulundu. Baro Başkanı Avukat Nuşirevan Elçi kazılarla ilgili yaptığı açıklamada, "Yıldırım Beğler ve onun gibi bu tür faaliyetleri bilen şahıslar lütfen bildikleri bir şey varsa ve insaniyet namına veya Allah rızası için yakını kayıp olan insanlara yardımcı olmak istiyorlarsa ciddi ve tutarlı beyanda bulunsunlar. Şimdi bizim kanaatimize göre Yıldırım Beğler'in beyanları ve iradesi insanlara yardımcı olmak değil. Ya birilerinin geçmişte yaptıklarını temize çıkarmak ve ya da şov yapmak için yapmış olabileceğini düşünüyoruz ve bu da binlerce insanın, yakını kaybolan insanların umutlarıyla, duygularıyla oynanmak anlamına gelmektedir. Burada çok ciddi bir hata yaptığını düşünüyoruz. Bu sebeple Yıldırım Beğler ve onun gibi bu olayları bilen şahıslar, lütfen bir şey biliyorlarsa ciddi bir şekilde ve tutarlı bir şekilde beyanda bulunsunlar. Çünkü bu tür geçmişteki işlenen hataları ortaya çıkarmak için yapılan anlamlı ve ciddi çalışmaları boşa çıkarmamalarının daha iyi olacağını düşünüyorum. Beyanlarında geçen sazlık alan vardı. O bölge bataklık olduğu için oranın kazılması ile ilgili bahara doğru ve yaza doğru, artık buranın iklim koşullarına korumasına bağlı bir şekilde yapılabileceğini düşünüyorum. Kazılar istediğimiz şekilde yapıldı. O konuda bir sıkıntımız yok. Çünkü beyanlarında geçen şüphelendiğimiz tüm yerlerde, talep ettiğimiz tüm alanlarda istediğimiz şekilde kazı yapıldı. Ama maalesef memnun olmadığımız Yıldırım Beğler'in doğru olmayan beyanlarıdır. Bizi rahatsız eden kısım budur" diye konuştu.
"Yıldırım Beğler kimsenin duyguları ile oynamasın" diyen Avukat Nazan Birlik şu şekilde konuştu:
"Benim amacım avukat olarak hem bu yörenin çocuğu olarak bu işleri takip etmek hem de hakikaten bu işte canı yanmış biri olarak bu işe katkı sunmaktı. Fakat şunu görüyorum ben. Yıldırım Beğler ile biz kazı alanında bizzat iletişime geçip olayın ve yerin doğruluğunu tespit etmek amacıyla telefon görüşmeleri yaptık. Telefon görüşmelerinde, her telefon görüşmesinde ayrı bir yeri işaret etti. Yani ne söylediklerinde ciddiyet var, ne bahsettiği yerlerde ciddiyet var. Artı zaten artık kura dönüşmüş acıların üstüne tuz biber serpmenin bir anlamı yok. Eğer bir bilgileri varsa söylesinler, net şeyler söylesinler bu artık bir açıklığa kavuşsun. Yok yoksa eğer böyle bir bilgileri insanları oyalamak, umutlarıyla, acılarıyla oynamaktan vazgeçsinler. Ben bunu rica ediyorum bütün herkesten. Yani bu iş çocuk oyuncağı değil. Sadece Halil Birlik ve Mehmet Bilgiç değil bu işte yakınları zarar gören binlerce faili meçhul yakını var. Bunların hepsi bu kazılara umut bağlıyor. Yarın bir gün bu boş beyanlar yapılabilecek kazıların önünü de kesecek. Yani yeni çalışmaların da önünü kesecek. Türkiye'nin demokratikleşmesinin önünde engellerin birlikte kaldırılması gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de herkesi duyarlı olamaya davet ediyorum. Yani sadece birilerine şov yapmak, birilerine isim yapmak için bu tip açıklamalar yapılmasın. Yıldırım Beğler eğer bu acıların ne olduğunu bilmiyorsa, ki ben duygularından arınmış olduğunu düşünüyorum, yazık yani bizimle oynamasın. Duygularımızla acılarımızla oynamasın. Bu yöre insanının bunu kaldıracak artık gücü ve takatı yok. Hiç bilmiyorum. Açıkçası ben artık şey oldum. Şaka gibi geliyor Yıldırım Beğler'in açıklamaları bana. Her telefon görüşmesinde dediğim gibi tutarsız şeyler söylemeye başladı. Yok ben şuraya çıktım, şurayı gördüm. Bunu yaptım, böyle yaptım. Şurasıdır, 30 adımdır 10 adımdır. Her dakika yeni bir yer yeni bir alan işaret ediyor. Bu da birtakım şeylerin gizlenmesi gerektiği havası oluşturdu. Açık açık söylemiyor, konuşmuyor o rahatsız etti bizi. Biz bu durumda böyle boşa çıkacak kazıların yapılmasının da bir anlamı olmadığını düşünüyoruz."
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Beğler'in gazetelerde çıkan iddiasını suç duyurusu olarak kabul edip, bir süre önce soruşturma kapsamında Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazdığı yazıda, Beğler'in bazı kişilerin Hezil Çayı'na ayağına taş veya ağır bir şey bağlanarak atıldığı yönündeki iddiaları üzerine söz konusu bölgede kazı yapılması istenmişti. Beğler'in bazı basın yayın organlarında yer alan ifadelerinde, "İş adamları Halil Birlik ve Mehmet Bilgiç'in Silopi'de terör örgütü PKK'ya yardım ve yataklık ettiği gerekçesiyle öldürülüp gömüldüğü" ileri sürülmüştü.
![]() |