3
Mayıs
2024
Cuma
ANKARA

Adalet Bakanlığı'nda devir-teslim

Hükümet revizyonunda kabine dışı kalan Mehmet Ali Şahin, Adalet Bakanlığı görevini Sadullah Ergin'e devretti. Devir-teslim törenine Deniz Feneri e.V davası ve Ergenekon soruşturması damgasını vurdu.

Bakanlık makamında gerçekleştirilen devir-teslim töreninde konuşan Mehmet Ali Şahin, 21 aydır sürdürdüğü Adalet Bakanlığı görevini sevdiği ve dostu olan bir arkadaşına devretmekten büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Her makamın millet adına kullanılan makam olduğunu ifade eden Şahin, sürdürülen reform ve yasa çalışmalarının bundan sonra da Ergin tarafından devam ettirileceğini söyledi.

Yeni bakan Sadullah Ergin ise, gerek Cemil Çiçek, gerekse Mehmet Ali Şahin'in bakanlıkta çok iyi hizmetler yaptığını söyledi. Şahin'in getirdiği noktayı daha da yukarılara taşıyacaklarını belirten Ergin, "Türkiye'de insan haklarına saygılı, bağımsız ve tarafsız yargı ilkelerine bağlı olarak hızlı, etkin ve adil bir yargı sistemi tesis etmek suretiyle toplumsal barışı daha güçlendirecek bir noktaya ulaştırmak bakanlığımızın temel hedefi olacak" dedi.

Konuşmaların ardından Şahin ve Ergin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün bir televizyon kanalında dinlendiğine ilişkin açıklama yaparak, Ergenekon savcıları hakkında suç duyurusunda bulunacağını söylediğinin ve Adalet Bakanlığı'nı göreve çağırdığının hatırlatılması üzerine Ergin, "Bakanlığımıza yapılacak müracaatla ilgili gerekli işlem yapılacaktır. Hiçbir müracaat karşılıksız kalmaz. İçeriği incelenir, gerçekten yasalar ihmal edilmişse gereği yapılır. Mevzuat uygulanmışsa bu müracaatçıya uygun bir şekilde bildirilir. Yapılacak bir müracaat olursa gereğini yaparız" diye konuştu.

Başka bir gazetecinin Deniz Feneri e.V davasında gecikme olduğu yönünde yapılan eleştirileri hatırlatarak, "Siz nasıl bir yol izleyeceksiniz?" yönündeki sorusu üzerine Ergin, Türkiye'nin Almanya'dan isteği adli yardım ile Almanya'nın Türkiye'den istediği adli yardımın birbirine karıştırıldığını söyledi. Bu konuda herhangi bir gecikmenin söz konusu olmadığını ifade eden Ergin, tam aksine Adalet Bakanlığı'nın son derece şeffaf, titiz bir süreç izlediğini ve Almanya'dan dosyanın gelir gelmez  Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştırıldığını kaydetti. Ergin, "Burada bakanlıktan kaynaklanan bir gecikme söz konusu değil. Alman makamlarında geçen süreler. Bu sürelerin sanki Türkiye'nin ya da Adalet Bakanlığı'nın geciktirmesi gibi algılanması söz konusu" dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Deniz Feneri e.V dosyasına ilişkin tercümesini bitirip bitirmediğinin sorulması üzerine Ergin, "Bakanlığın yargı görevi yoktur. Yargı organı ayrıdır. Bakanlığın görevi yargı organları arasında bağlantıyı sağlayıp, gerekli şartları oluşturmaktır. Dolayısıyla yargı makamlarının yapmış olduğu işlemler üzerinde bakanlığın tasarrufu olmaz" diye konuştu.
"Bakan olacağınızı nasıl duydunuz?" yönündeki soru üzerine Ergin, "Sayın Başbakan'ın açıklamasından kısa bir süre önce Mehmet Ali Şahin beni aradı. Kendisiyle yüz yüze görüştük, ilk bilgiyi Mehmet Ali Bey'den aldım. Bu konuda kendisine teşekkür ederim" dedi.

Mehmet Ali Şahin ise, bir gazetecinin "Deniz Feneri soruşturmasında keşke yapmasaydım dediğiniz olaylar oldu mu?" yönündeki sorusuna, "Ben Deniz Feneri ile ilgili şahsım ve bakanlığımın suçlanmasını bir türlü kabul edemiyorum. Aslında bu konuda şahsımın ve bakanlığımın tebrik edilmesi gerekir" cevabını verdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmaya ilişkin yazının gelmesinin ardından geciktirmeden talebi Alman makamlarına gönderdiklerini anlatan Şahin, gecikme ile ilgili olarak Alman makamlarına iki kez yazı yazıldığını söyledi. Almanya'dan dosyaların gelir gelmez Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiğini belirten Şahin, bakanlığın geciktirdiği ve taraf olduğu şeklindeki değerlendirmelerin tamamını siyasi yaklaşımları olarak değerlendirdiğini söyledi.

Şahin, "Türkiye'nin gündeminde olan hangi dava olursa olsun politize edilince iş raydan çıkıyor, bir takım kişiler haksız yere soruşturuluyor. Benim Deniz Feneri diye nitelendiren Almanya'daki dava ile Türkiye'deki soruşturmayla
ilgili hiçbir engelleyici tavrım olmamıştır. Hata bu süreci mümkün olduğu kadar hızlandırmak için gayret etmişimdir. O nedenle bu tür suçlamaları kabul etmiyorum" diye konuştu.

CHP'nin bu konuda gensoru önergesi verdiğini hatırlatan Şahin, "Keşke şu devir-teslim bir hafta sonra olsaydı da gensoru önergesini TBMM'de görüşme imkanım olsaydı. Orada kamuoyunu kim yanıltmış kim yalan söylemiş. TBMM'de hem milletvekillerimize hem de milletimize izah etme imkanım olsaydı" dedi.

Şahin, Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer CHP'lilere çağrıda bulunarak, "Görevden alınan bir bakan için denetim mekanizmasını yolu artık soruşturma istemidir. Eğer 110 imza toplayamayız derlerse arkadaşlarımdan rica edeceğim ve o imza sayısını tamamlayacağız" diye konuştu. Hakkındaki iddiaların hiçbirini kabul etmediğini söyleyen Şahin, iddiaların tamamen siyasi amaçlı olduğunu savundu. Şahin, "Hiçbir dava ile ilgili benim yargı organlarına talimat vermem, onları yönlendirmem asla düşünülemez. Böyle bir şey asla yapılmamıştır. Bundan sonra da yapılmayacaktır. Çünkü Adalet Bakanlığı'nın görevi bağımsız yargı organlarımızın hakim ve savcılarımızın görevlerini en iyi şekilde getirmeleri için altyapıyı tamamlamak" şeklinde konuştu.

'ERGENEKON SORUŞTURMASI'

Bir gazetecinin Ergenekon soruşturmasının siyasallaştırıldığı yönündeki eleştirileri hatırlatarak "Sizin Ergenekon'a bakış açınız nedir?" yönündeki soru üzerine Ergin şöyle konuştu:

"Gerek Deniz Feneri, gerek Ergenekon, gerekse başka davalar bunlar hukuk mecrası içinde görülen davalar. Bu davaların olduğundan farklı bir mecraya kaydırılması için yapılacak her türlü gayretin ve girişimin karşısında olacağız. Bizim vazifemiz yargı işleyişini oluşturmak, gerekli altyapıyı hazırlamak. Türk hukuk sisteminin modernleşmesine katkı sağlamak, kombinasyonu sağlamak. Şimdi bu görevler içerisinde bakanlığımız gereğini yapacak. Anayasal ve yasal çerçeveler içinde zaten yargı organlarımız kendi görevlerini icra ediyorlar. Bu işleyiş içerisinde görevini aşan yetki kullanımı olur ise yargıyı yönlendirme gayretleri olur ise cezai müeyyideler var. Bağımsız yargının çalışmalarına bizim altyapı çalışmalarının dışında müdahale etmemiz söz konusu değil. Yapılacak müdahaleleri zaten yaptırıma bağlayan cezai müeyyideler var. Onun için hem siyasilerin hem sivil toplumun hem yargı organlarının bu süreçlerin kendi mecralarında işlemesi için katkı sağlaması lazım. Yargı faaliyetlerinin mecra dışına taşırılması noktasındaki gayretler hem sistemimize hem ülkemize fayda getirmez."

Bir gazetecinin "Kabinenin dışında kalmanızız nasıl değerlendiriyorsunuz?" yönündeki sorusu üzerine Şahin, yaklaşık 7 yıldır bakanlık yaptığını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan da daha uzun süredir Bakanlar Kurulu'nda bulunduğunu söyledi. Şahin, "Zaman zaman nöbet değişimine ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Sayın Başbakanımız böyle uygun gördüler. Ben son derece huzurlu ve mutluyum. Böyle bir görevi Sadulah Bey'e devretmek beni ayrıca mutlu ediyor. Hiçbir makam kimsenin tapulu malı değildir. Bu makamlara gelinir, hizmet edilir ve zamanı gelince de bırakılır" dedi.

"Yargı reformu konusunda nasıl bir tavır izleyeceksiniz?" yönündeki sorusu üzerine Ergin, Adalet Bakanlılığı'nın kurumsal bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Bakanlığın 2014 yılına kadar öngördüğü bir planın olduğu hatırlatan Ergin, bundan sonraki süreçte de bu planın hayata geçirilmesi noktasında yargı camiası ile üniversitelerin düşünceleri alacaklarını ifade etti. Ergin, bunu yaparken büyük bir özveri anlayış içerisinde olacaklarını kaydetti.

Bir gazetecinin "Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara soruşturma izni verecek misiniz?" yönündeki sorusu üzerine Ergin, yapılan her müracaatın incelendiğini söyledi. Ergin, "Eğer soruşturmayı gerektirecek bir hadiseye rastlanırsa elbetteki bu yapılır. Ama yapılan münacatlar yardımın işleyişini etkilemeye dönük, soruşturmanın yönünü farklı mecralara kaydırmaya yönelik gayretler içerisinde ise ön inceleme sonucunda ortaya çıkacak bir konudur. Şu anda peşin bir şey söylemek mümkün değil. Kamusal görevi kullanan bir kamu görevlisi kendisine verilen yetkiyi yanlış kullanmışsa bunun bir karşılığı olur" diye konuştu.

Türkiye'de soruşturmaları etkilemeye yönelik çok yoğun müdahaleler olduğunu belirten Ergin, "Bunu tek yönle söylemiyorum. Çok farklı yönlerden müdahale yapılıyor. Birisinin eleştirdiği tavrı diğeri övgüyle karşılıyor. Övgüde yanlış yergide yanlış, Ama yapılan bir yanlış varsa bu yanlış bakanlığımıza intikal ettirildiği andan itibaren mutlaka değerlendirilir. Eğer haklılık payı varsa mevzuatımızda bunların karşılığı var gereken yapılır" şeklinde konuştu.

"Anayasa Mahkemesi Başkanekili'ni savcılar dinleyebilir mi?" yönündeki soru üzerine Ergin, Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş kanununda böyle bir soruşturmanın mahkeme başkanı tarafından yapılacağının öngörüldüğünü hatırlattı. Ergin, Paksüt'ün dinlendiğine ilişkin iddialarını bakanlığa iletmesi durumunda gereken incelemenin yapılacağını ifade etti.

Devir-teslim töreninde Ergin ve Şahin birbirlerine çiçek hediye etti. Devir-teslimin ardından Ergin, Şahin'i kapıya kadar uğurladı.

İHA
Yayın Tarihi : 4 Mayıs 2009 Pazartesi 13:31:14
Güncelleme :4 Mayıs 2009 Pazartesi 13:39:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?