4
Mayıs
2024
Cumartesi
ANKARA

Ankara'da girişimci olmak

Son yılların yıldızı parlayan işadamı Hamdi Akın içini BUGÜN'e döktü. Akın, "Girişimcinin zenginliği projeyle olur. Girişimci fırsatları değerlendirmesini bilen kişidir. Hayallerim hiç olmadı, hep yeni projeler ürettim" dedi

Küçükken sinemalarda çekirdek, gazoz sattı. Kazandığı parayı Teksas, Tommiks kitaplarına, bir de sinema biletine harcadı. Hiç hayal kurmadı. Plan yapmadı. Sadece proje üretti, kendi deyimiyle, kaybedecek parası olmadığı için hep riske girdi. Girdiği riskler, üstlendiği projeler bugün milyar dolarlarla ifade ediyor. AKFEN Başkanı Hamdi Akın'dan bahsediyoruz. Son dönemde onu ihaleden ihaleye koşarken görüyorsunuz. Kazanamayacağı ihalelere kolay kolay girmiyor. İlk 1997 yılında Atatürk Havalimanı işletme hakkı ihalesiyle adını duyurdu. Ancak asıl dikkatleri aynı yer için 2005 yılında taahhüt ettiği 3 milyar dolarlık çarpıcı rakamla çekti. Bu yıl araç muayene istasyonlarını o işletecek. İş hayatının dışında belki de onu Türkiye Futbol Federasyonu'nun başında göreceğiz. 

BABAM ‘MÜHENDİS OL’ DEDİ 

Klasik bir soruyla başlayalım. Çocukluğunuzda siz de simit sattınız mı? 

- Çocukluk ve gençlik yıllarım Ankara'nın orta halli bir semti olan Yenimahalle'de geçti. Simit satmadım ama, küçükken sinema önlerinde çekirdek, gazoz satardım. Kazandığım parayla da Teksas, Tommiks kitapları alır, sinemada film izlerdim. Babam bir kazan fabrikasında çalışıyordu. Önce işçiydi. Sonra kendi atölyesini kurdu. İşi gereği etrafında makine mühendisleri olduğu için benim de makine mühendisi olmamı istiyordu. Benim kafamda ise fizik mühendisliği vardı. Babamın istediğini yerine getirip makine mühendisi oldum. Yıldızın parladığı an belki de o tercihti. Anlayacağınız beni bunca büyük projenin içerisine sürükleyen, hayatımı karartan babam oldu. 

Aileden zengin değildiniz yani? 

- Aileden zengin olsam bu kadar riske girebilir miyim? Kaybedecek bir şeyim olmadığı için benim işim daha kolaydı. Oysa veliahtlık zordur. Var olanı kaybetme korkusu girişimcilik yanınızı yok ediyor. Serveti koruyacaksın, kaybetmeyip sürekli kazanacaksın. Benimse kaybedecek bir şeyim yoktu. Bu sayede riske kolay girdim. Şu anda üzerimde 5 milyar dolarlık risk var. 

1997'DEKİ EN BÜYÜK RİSKİ 

Hayatınızda aldığınız en büyük risk neydi peki? 

- 1997 yılında giriştiğim havaalanı macerası. Büyük riskti. İlk kez böyle bir işe kalkışıyorsunuz. Örneği yok. Para kazanacak mısınız, kaybedecek misiniz, bilmeden giriyorsunuz. Hem de 1 milyar dolarlık bir iş. Bu tamamen girişimci ruhun verdiği bir cesaretti. Gazoz, çekirdek sattığınız günleri dikkate alırsak, 

Bugün artık kendinizi zengin hissediyor musunuz? 

- Ben daha zengin olmadım. Zenginlik başka bir şey. Daha çok avamlığı çağrıştırıyor. Ben girişimciyim. Girişimcinin zenginliği parayla değil projeyle olur. Girişimci fırsatları değerlendirmesini bilen kişidir. Ben fırsatları değerlendiririm. Hiç hedeflerim olmadı. İstikrarsızlıklardan geliyorum. İstikrarsızlıkların içerisinde nasıl hedef konabilir ki?

İstanbul'a taşınmayı düşünmüyor musunuz? Sizi Ankara'da ne tutuyor?

-Benim için Ankara çok büyük avantaj. Ankara'da siyasetçiyi, bürokrasiyi yakından izleme fırsatınız var. Devlet geleceğe yönelik neler yapmak istiyor? Ne tür yasalar çıkarmayı düşünüyor, bu yasaları uygulama konusunda ne kadar istekli, bunları çıkarırsa biz girişimcilere ne tür fırsatlar doğar? Bütün bunları Ankara'da çok daha iyi takip ediyorsunuz. Yoksa ben de biliyorum İstanbul'da keyif sürmeyi, yiyip içmeyi. Henüz İstanbul benim için erken. 

Ankara'da bütün işleri bizzat siz mi takip ediyorsunuz? 

- Girişimcilik işi patronaj işidir. Yeni projelere, yani risklere CEO'lar değil patronun kendisi karar verir. Karar vermek için de projeyi çok iyi bilmeniz gerekir. Kararı verdikten sonra projeyi gerçekleştirmek için en uygun adamı bulabilirsiniz. Koç, Sabancı karar veremezse profesyonel yönetici kendi başına hiçbir projeye karar veremez. nÖzelleştirmeden epeyce ihale aldınız. Ne zaman işe başlıyorsunuz?

700 MÜHENDİS ALACAĞIZ 

- Bize kalsa hemen başlarız. Ancak, bürokratik ve hukuki süreçlerin tamamlanması gerekiyor. Bu yıl Mersin Limanı olur. Araç muayene istasyonlarını da ilk çeyrekte devralırız. Araç muayene istasyonları için 700 makine mühendisini işe alacağız. Buraya 800 milyon dolarlık yatırım yapacağız. Atatürk Hava Limanı için 2005’te 3 milyar dolar taahhüt etmiştik. Taksitlerin zamanı geldi. Birinci fazı başarıyla gerçekleştirdik. İstanbul, İzmir, Ankara hava limanları, araç muayene istasyonları, limanlar...

Türkiye'de fırsatlar bitmedi

2007 yılına ilişkin kaygılarınız var mı? 

- 2007'nin bir önemi yok. Ben Türkiye'nin 10-15 yıl sonrasına bakıyorum. Uzun dönemde ne tür fırsatlar yakalanabilir, ne tür projeler karşımıza çıkabilir ona bakıyorum. Girişimci ruhu taşıyan herkesin önüne her an fırsat çıkabilir. Önemli olan bunları iyi değerlendirmektir. Ekonomide hala devletin büyük ağırlığı var. Bu bir fırsattır. Devlet her zaman yaratıcı fırsatlar sunmuştur. Önümüzde örneğin devletin fırsat olarak sunacağı elektrik dağıtımı var. 5 yıl önce böyle bir fırsatın doğacağını kim düşünebilirdi. Bugün bu fırsat var. Bir gün araba muayene istasyonlarının özel sektöre devredileceğini kim düşünebilirdi? Bütün bunlar hükümetlerin girişimcilerin önünü açmasıyla oluyor.

Özel sektörün kredisinden korkmayın

Siz dahil özel sektör büyük projeleri ağırlıklı olarak dış krediyle yapıyor. Merkez Bankası 110 milyar dolara varan dış kredi riski için uyarı yaptı. Sizce bu borçlar Türkiye'nin başına iş açar mı? 

- Kesinlikle kimse böyle bir endişeye kapılmasın. Bütün bu riskler şirketlerin riski, projelerin riski. Yani Hamdi Akın'ın kişisel riski değil. Kurumsal olarak Avrupa'ya, finans kurumlarının karşısına çıktığınızda sizden ciddi çalışma raporları isterler. Projenizin maliyeti nedir, geri dönüşümü var mıdır, yok mudur, varsa ne kadar sürede geri döner? Finansörler geri dönüşü olmayan, rantabıl, fizibıl olmayan hiçbir projeye kredi açmazlar. Kredi açtıkları işlerden de iyi bir kazanç beklerler. Ufacık bir risk gördüklerinde bile özel sektöre kredi vermezler. Dolayısıyla, kimse özel sektörün borcundan korkmasın. O krediler Türkiye'ye risk değil, iyi bir gelecek, büyüme, konfor getirir. Merkez Bankası'nın risk dediği şey, risk değil özel sektörün akıllı projeleridir. 



Erdoğan SÜZER/bugün
Yayın Tarihi : 3 Ocak 2007 Çarşamba 10:22:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?