Ankara Güz Film Festivali başladı. 15 gün sürecek festivalde, 30’dan fazla film başkentli sinameseverlerle buluşacak.

Ankara Sinema Kültürü Derneği tarafından düzenlenen, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Radyo ODTÜ’nün desteğiyle gerçekleştirilen film+/Ankara Güz Film Festivali’nin dördüncüsü bugün başladı. 8 Kasım’a kadar sürecek festivalde 30’un üzerinde film yer alacak.

Ankaralı sinemaseverler; Cannes, Berlin, Venedik gibi uluslararası festivallerde ödüller kazanmış ve ses getirmiş yepyeni filmlerle Avrupa ve dünya sinemasının başyapıtlarını iki hafta boyunca Ankapol Sineması’nda izleme fırsatı bulacaklar.

Bu yıl, “En güzel filmler, daha büyük perdede, daha çok seyirciyle ve daha ucuza izlenir! ” parolasıyla yola çıkan festival, Amerika’dan Uzakdoğu’ya; Avrupa ve Balkanlardan Ortadoğu’ya; Latin Amerika’dan Afrika’ya kadar dünyanın birçok köşesinden filmleri seyirciyle buluşturuyor.

BEŞ FİLM İLK KEZ GÖSTERİLECEK
Ankara Güz Film Festivali, bu yıl da ilklere imza atıyor. Festival kapsamında 5 filmin Türkiye’deki ilk gösterimi yapılırken; programda yer alan filmlerden neredeyse hepsi yine Başkent’te ilk kez seyirci karşısına çıkacak.

SEYİRCİYE FİLM İZLEME ÖDÜLÜ!
Festivalde bu yıl ilk kez “Seyirci Ödülü” de verilecek. Programda yer alan yeni filmler Ankaralı sinemaseverlerin beğenisine sunulacak ve oylamaya katılan izleyiciler arasından yapılacak çekilişte, 3 Ankaralı sinemasever bir sonraki festival tarihine kadar Ankapol Sineması’ndaki bütün filmleri ücretsiz izleme hakkı kazanacak.

KENDİNİZİ ‘LATİN AMERİKA RÜZGARI’NA BIRAKIN
Festivale bu yıl yeni bir bölüm daha ekleniyor. “Latin Amerikan Rüzgârı” başlığı altında Latin Amerika’dan son dönemde yapılmış en etkileyici ve en çarpıcı filmler görücüye çıkıyor. Bu bölümde; Brezilya’dan “Satılık Aşk”, Arjantin’den “Bir Kaçışın Güncesi”, Meksika’dan “Keman” ve Şili’den “Yatakta” adlı filmler yer alıyor.

GENÇLER USTALARA TAŞ ÇIKARTIYOR
Festivalin bu yılki bir diğer sürprizi olan “Sinemanın Genç Yetenekleri” bölümünde ise dünya sinemasının genç ve yetenekli yönetmenlerinden yepyeni filmler yer alacak.

Genç yönetmen Juan Carlos Falcón’un ilk uzun filmi “Ölenin Arkasından Konuşulmaz”, sinema ve müzik kariyerini aynı anda yürüten yetenekli Fransız yönetmen Denis Dercourt’un geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali’nde gösterilen yeni filmi “Sonraki Sayfa”, bu yılki Berlin Film Festivali’nde gösterilen ve büyük beğeni toplayan genç yönetmen Dusan Milic’in ikinci filmi “Gucha-Trompet”; bu yıl Goya ödüllerinde “En İyi Yeni Yönetmen”, “En İyi İlk Film” ve “En İyi Senaryo” dallarında aday gösterilen İspanyol yönetmen Cabezudo’nun “Ayçiçeklerinin Gecesi”, bu yılki Cannes Film Festivali’nde gösterilen İsrailli genç yönetmen Eran Kolirin’in ilk filmi “Bando” ve birçok usta yönetmenle çalışan ve başarılı bir oyuncu olarak tanıdığımız Julie Delpy’nin ilk uzun metrajlı sinema filmi “Paris’te İki Gün” bu bölümde gösterilecek filmler.

SİNEMA ŞİMDİ!
Festivalde Sinema Şimdi başlığıyla ayrılan bölümde her yıl olduğu gibi bu yıl da, ülkemizde gösterime girmemiş, ya da merakla beklenen son yılların en iyi filmlerinden bir seçki de yer alıyor. Bu kuşakta; Balkan sinemasının çatlak, uçuk kaçık ve yaratıcı yönetmeni Kusturica’nın son filmi “Bana Söz Ver”; bu yıl Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı Ödülü” kazanan Uzakdoğu sinemasının en iyi örneklerinden “Tuya’nın Evliliği”; yine bu yıl Cannes Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen Ödülü” alan ressam, fotoğraf sanatçısı ve yönetmen Julian Schnabel’in yeni filmi “Kelebek ve Dalgıç Giysisi”; “Nefes Alıyorum” filminden tanıdığımız Emanuele Crialese’nin son filmi ve geçtiğimiz yıl İtalya’nın Oscar adayı olan “Yeni Dünya”; bu yıl Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü alan “Yas Ormanı” ve Güney Kore sinemasının en tanınmış ve en üretken yönetmeni Kim Ki-duk’un son filmi “Nefes” yer alacak.

VE TABİİ Kİ KLASİKLER…
Carlos Saura’nın filmografisindeki en önemli filmlerden “Besle Kargayı”, Hong Kong’lu yönetmen Wong Kar-Wai’ye uluslararası şöhretin kapılarını açan kült filmi “Chungking Ekspresi”, Cezayir doğumlu, çingene asıllı Fransız yönetmen Gatlif’e uluslararası şöhretin kapılarını açan “Çılgın Yabancı”; “Sabun Köpüğü Hırsızları” filminin usta yönetmeni Maurizio Nichetti’nin kurmaca ile canlandırma sinemasını başarıyla harmanladığı “Uçmak İstiyorum; sinema tarihinin gelmiş geçmiş en ünlü ve en usta yönetmenlerinden Hitchcock imzası taşıyan “Trendeki Yabancı” bu bölümde gösterilecek filmler arasında yer alıyor.

BEYAZPERDEDEKİ GREV
Eisenstein’in 1924 yapımı ilk uzun filmi “Grev” de bu yıl başkentli sinemaseverlerle buluşuyor. Arka planında Sovyet devrimi ve işçi sınıfının tarihini anlatan film, çarlık Rusya’sında yaşanan bir grev olayına tanıklık ediyor.

Festival hakkında detaylı bilgi için:
http://www.guzfest.org/