4
Mayıs
2024
Cumartesi
ANKARA

Ankara'ya 17 Ağustos uyarısı!

Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erçin Kasapoğlu, “Ankara için 7.7 büyüklüğünde bir deprem tehlikesi söz konusu değildir.Ancak, son yıllarda artan plansız-programsız, çarpık ve kalitesiz yapılaşma nedeniyle deprem riski giderek artmaktadır” dedi.

Kasapoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Ankara'nın geçmişte ve yakın zamanlarda büyük depremlerin merkezi olmadığını ancak 100-120 kilometre kuzeyinde bulunan ve yeryüzünün aktif zonlarından biri olduğu bilinen Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun batı uzantısındaki depremlerle kentin 90-100 kilometre güneydoğusundaki Kırşehir-Keskin fay zonundaki depremlerden önemli ölçüde etkilendiğini belirtti.

Erçin Kasapoğlu, Ankara'nın, 50 kilometrelik uzaklıklar içinde oluşacak küçük depremlerin ve 70-100 kilometrelik uzaklıklar içinde oluşacak büyük depremlerin etkileri altında kalan bir kent olarak tanımlanabileceğini kaydetti.

Ankara'nın bugün yüksek yapılarla dolan ve en yüksek yoğunlukta kullanılan alanın Yenişehir ve Kızılay çevresi olduğunu ifade eden Kasapoğlu, “Genç alüvyonlar ve pliyosen yaşlı kalın göl çökelleri ile kaplı olan bu alan, çevrede olabilecek depremlerde, daha büyük ivme değerli ve daha uzun deprem devam süresi verebilecek en tehlikeli alandır. Bu durumda, gittikçe yükselen ve dolayısıyla titreşim periyotları zemin hakim titreşim periyotuna oldukça yaklaşmış olan bu bölgedeki yapılara daha büyük deprem kuvvetlerinin etkimesi çok doğaldır. Bu bölgedeki yapıların, bu kuvvetlere dayanıklı şekilde inşa edildiklerini söyleyebilmek ise olanaksızdır” dedi.

Ankara'da deprem yönetmeliğine, hatta normal yapı kurallarına uygun yapıların yapılmadığını savunan Kasapoğlu, şöyle devam etti:
“Bugünkü haliyle, kentin bu bölgesindeki yapıların deprem riski, 1938 ve 1944 yıllarına oranla çok artmıştır. Çünkü, bugünkü yapıların kalitesinin düşük olması ve içlerinde barınan insan sayısının artmış olması, bu yapıların aynı tehlikeden daha fazla zarar görme olasılıklarını artırmıştır. 1944 depremini Yenişehir'de küçük çatlaklarla atlaşmış olan o günün yapıları bugün artık yoktur ve yerlerine yapılan kötü kaliteli yüksek yapıların aynı deprem kuvvetlerine karşı davranışları, o günkü kadar küçük hasarlarla atlatılamayacak ve ağır hasar görmeleri veya yıkılmaları halinde olası can ve mal kayıpları çok fazla olacaktır. Örneğin, çarpık ve kalitesiz yapılaşmanın en yoğun olduğu Demetevler semtinin, Ankara'nın yakın çevresinde oluşabilecek bir büyük depremden etkilenme durumu, 17 Ağustos 1999 Doğu Marmara depremindeki İstanbul'un Avcılar semtinden pek farklı olmayacaktır.”

PLANSIZ-PROGRAMSIZ, ÇARPIK VE KALİTESİZ YAPILAŞMA

“Tüm bu gerçeklere karşın Ankara, ne geçmişte ne de bugün bir büyük depremin merkez üssü durumunda olmamıştır” diyen Kasapoğlu, kentin deprem riskini 1938 ve 1944 yıllarındaki düzeyde tutabilmek için yapılacak yeni yapılarda depreme karşı özel önlemler alınması gereğini vurguladı. Kasapoğlu, kentin imar planlarının hazırlanması ve saha kullanım yoğunluklarının saptanmasında deprem riskini artırabilecek uygulamalardan kaçınılması gerektiğini de söyledi.
Kasapoğlu, “Ankara için 7.7 büyüklüğünde bir deprem tehlikesi söz konusu değildir. Ancak son yıllarda artan plansız-programsız, çarpık ve kalitesiz yapılaşma nedeniyle deprem riski giderek artmaktadır. O nedenle, Ankara'da yapılacak her yapı için üzerinde inşa edileceği zeminin jeoteknik koşullarının çok iyi değerlendirilmesi zorunluluğu vardır” dedi.

AA
Yayın Tarihi : 19 Eylül 2007 Çarşamba 13:08:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?