Ankara Barosu Başkanı Ahsen Coşar, polisin yetkilerinin arttırılması teklifine tepki gösterdi. 

Coşar yaptığı yazılı açıklamada, başta yaşama ve güvenlik hakları olmak üzere, diğer bütün temel hak ve özgürlükleri, geleneksel hukukun devlete ve devletin meşru güçlerine tahsis ettiği görev ve sınırların tamamını ortadan kaldırmayı, böylece hukuksuz bir toplum yaratmayı kendisine hedef seçen teröre karşı mücadele etmenin, devletin en başta gelen görevleri arasında olduğunu söyledi.

Coşar, ancak terörle mücadele etme amacı ile polisin yetkilerini artırma ve genişletmenin, daha da ötesi polisi olağanüstü yetkilerle donatmanın her şeyden önce devletin hukuk devleti niteliğini ortadan kaldırmak, sivil ve demokratik haklar alanında bugüne kadar elde edilen kazanımlardan geri adım atmak, örtülü bir polis devleti sürecini başlatmak anlamına geldiğini belirtti.

Hrant Dink cinayeti, Trabzon ve Malatya'da işlenen cinayetler ile son olarak Ankara'daki canlı bombanın, polisin yetkisi azlığından dolayı değil, yeterli ve sağlıklı bir istihbarat çalışmasının olmamasından dolayı gerçekleştiğini belirten Coşar, devlete düşen görevin terörü üreten nedenleri ortadan kaldırmak, bunun için de başta işsizlik sorunu olmak üzere, diğer ekonomik sorunları çözmek olduğunu ifade etti.

Coşar, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda değişiklik yapılmasının, yurttaş yabancı ayrımı gözetilmeksizin ülkede bulunan herkese yönelik olarak kullanılmak üzere polise olağanüstü yetkiler verilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan yasa teklifinin, sivil ve demokratik haklar konusunda bugüne kadar elde edilmiş kazanımlardan geriye doğru bir gidiş olduğu kadar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasal niteliklerinden olan demokratik hukuk devleti niteliğine de aykırı olduğunu söyledi