M.Ç eşinin, evlenmeden önce sperm kanallarının tıkalı olduğunu gizlemesini ve birliktelik sırasında cinsel boşalma yaşayamamasını boşanma gerekçesi yaptı. Ankara 3. Aile Mahkemesi’ne açılan davada, eşinin bu rahatsızlığını kendisinden gizlediğini iddia eden eş aynı zamanda 700 bin YTL de tazminat talep etti.

Önümüzdeki aylarda karara bağlanacak olan davada, davacı kadın M.Ç. yaklaşık 2.5 yıl süren evlilikleri öncesinde işinden, eşinin zoruyla ayrıldığını ve bu süre belirterek, evlilik öncesinde eşinin yaşadığı cinsel sorunu kendisinden gizlediğini belirtti.

HASTALIĞINI EŞİNDEN SAKLADI

Eşinden 300 bin YTL maddi ve 400 bin YTL de manevi tazminat talep eden M.Ç.’nin avukatının mahkemeye verdiği dava dilekçesinde şu görüşler dile getirildi:

“Müvekkil ile davalı yaklaşık bir yıl çocuk sahibi olmamak adına cinsel ilişki sırasında korunmuşlardır. Bu süre içerisindeki cinsel birlikteliklerinde uyumsuzlukların var olması müvekkil ile davalı arasında zaman zaman tartışmalara neden olmuş, var olan uyuşmazlığı müvekkil çözmek istese de davalı bu konuyla ilgili konuşmalardan kaçmıştır. Yaklaşık bir yıllık sürenin sonunda müvekkil çocuk sahibi olamayacaklarını, zira davalıyla yaşadıkları cinsel birliktelikte, davalının sperminin olmadığını öğrenmiştir. Bu durum, davalı tarafından evliliğin başından itibaren saklanmıştır. Müvekkil, bu rahatsızlığın kendisinden saklanması hatta bu konuyla ilgili kendisine yalan söylenmesi nedeniyle ruhsal olarak da sarsılmıştır. Müvekkil ile davalı arasındaki cinsel uyumsuzluğun davalıdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı adli tıp raporu ile yargılama esnasında anlaşılacak olduğu gibi konuyla ilgili müvekkilin herhangi bir sağlık problemi bulunmamaktadırö

ÇOCUK İÇİN TEDAVİ OLACAKTI

Davalı eş A.Ç.’nin avukatı davacının iddialarına karşılık olarak, “Müvekkilimizin, cinsel ilişki yönünden hiçbir eksiği bulunmamaktadırö dedi. A.Ç.’nin avukatı, mahkemeye sunduğu cevap yazısında şunları söyledi:
“Bu iddiaların yersiz olduğu, müvekkilimizin cinsel ilişki yönünden hiçbir eksikliği bulunmadığı, evlilik birliği içinde cinsel bir uyumsuzluk veya cinsel ilişkide hiçbir sorunun yaşanmadığının belirtilmesi üzerine, davacı bu kez çocuk sahibi olmayı engelleyen durumun küçümsendiği iddiası ile ortaya çıkmaktadır. Oysa davalının evlilik sürerken çocuk sahibi olma konusunda hiçbir istediği olmamıştır. Birlikte çocuk sahibi olmaya karar vermeleri halinde gerekli tıbbi müdahalenin yapılması ve tarafların çocuk sahibi olması her zaman mümkün olup, davalının boşanma nedeni olarak ileri sürdüğü bu husus de yerinde olmamıştırö Eşinin açtığı boşanma davasının kabulünü, tazminat talebinin ise reddini isteyen koca, mahkemeye sunduğu ifadesinde sperm kanallarının tıkalı olduğunu kabul ederek, bu durumunun basit bir müdahale ile düzelebileceğini vurguladı.

Davacı eş, M.Ç. eşinin yaptığı savunma sonrası mahkemeye verdiği ifadesinde şunları söyledi:
“Davalının gerektiğinde kolaylıkla tedavi olunabilir, basit bir sorun olarak nitelendirdiği üstelik sadece çocuk sahibi olmayı engelleyen bir durum şeklinde ikrar edilen cinsel problemi oldukça küçümsenmiştir. Şu durumda yaklaşık iki buçuk yıl süren evlilik süresince önemsiz kabul edilen bir hastalığın bugüne kadar neden tedavi edilmediği, veya evlilik öncesi ‘basit olarak nitelenen’ tedavinin gerçekleşmeden müvekkili kandırma yoluna gidildiği izah kabul etmez bir husustur. Davalı, her ne kadar bu durumun doğal bir korunma içerdiğini iddia etse de, müvekkil kendisinden saklanan bu durumu öğrendiğinde davalı tarafça tedavi konusu evlilik içi geçimsizlik yaratan önemli bir husus olmuştur. Müvekkilin bir bayan olarak bilindiği üzere belli bir yaştan sonra sağlıklı doğum yapması güçleşeceği de düşünülecek olursa evlilik içerisinde geçimsizlik konusu olan hususun dava aşamasında küçük bir problem olarak nitelendirilmesi yine kabul edilebilir değildirö Sperm kanalları tıkalı olduğu için boşalamayan kocasından boşanmak isteyen M.Ç.’nin açtığı davaya ilişkin mahkemenin vereceği karar merak konusu oldu.

ANKA

Yayın Tarihi : 22 Haziran 2007 Cuma 17:14:11