3
Mayıs
2024
Cuma
ANKARA

Devlet Bahçeli yeniden başkan

MHP Büyük Kongre'sinde Genel Başkan Devlet Bahçeli, 1117 delegenin oyuyla yeniden genel başkan seçildi.

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin büyük kongresinde, hükümetin açılım çalışmalarına bir kez daha sert sözlerle tepki gösterdi. "AK Parti'nin PKK açılımı, Türkiye'nin önüne konulan uçurumdur" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen MHP 9. Olağan Büyük Kurultayı'na gelişinde ayakta alkışlarla karşılandı.

Bahçeli'nin konuşmasına başlaması sırasında salona gelen İstanbul İl Örgütünün rakip genel başkan adayı taraftarı zannedilmesi protesto edildi.

KONGRE GERGİN BAŞLADI

Bu arada divan başkanı, İstanbul Örgütü üyelerini "hoşgeldiniz" diye karşıladı.

Bahçeli, iki saat süren konuşmasında hükümetin demokratik açılım çalışmalarını sert bir dille eleştirdi. Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu demokratik sınavdan yüzünün akıyla çıkacağına yürekten inandığını belirten Bahçeli, şöyle konuştu: "Bugün tarih yeniden yazılıyor. Bugün yeni bir mühür taşlara kazınıyor. İşte Türkiye bu. İşte Türkiye burada. İşte Türk milleti, bugün bu salonda. Sonsuza kadar var olmak için bu salonda. Doğudan, batıdan, kuzeyden güneyden koşarak gelmiş.

Ben ölmedim demek için bu salonda. Ben yorulmadım ayaktayım demek için bu salonda. Dün Niğbolu'da, Mohaç'ta, Mercidabık'ta, Viyana'da, Çanakkale'de ve nihayet Kocatepe'de vardım ve ayaktaydım, şimdi de ayaktayım demek için bu salonda. İktidara hazırım, göreve hazırım, sefere hazırım demek için bu salonda.

Hoş geldiniz. Anadolu'mun her bahçesinden hoş kokular getirdiniz. Yurdumun her köşesinden sevgiler, hasretler, safalar getirdiniz. Şerefler bahşettiniz, ülkemin her yerinden güzellikler getirdiniz. Türk milleti budur."

Başbakan Erdoğan'ı eleştiren ve Başbakanın toplumu 36'ya bölmeye çalıştığını anlatan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Başbakan'a inat; Ülkemizi çözmeye çalışan Avrupa'ya inat; Doğudan batıya, kuzeyden güneye tek bilek ve tek yürektir. Adı bir, acısı bir, anısı birdir. Vatanı bir, devleti bir, bayrağı birdir. Lisanı bir, milleti bir, inancı birdir. Dünü bir, bugünü bir, ülküsü birdir ve bugün buradadır."

Başbuğ'un müstesna liderliğinin sorumluluğunu taşımanın kolay olmadığını belirten Bahçeli, her zaman bunun farkında ve şuurunda olduğunu söyledi.

Kurultayın tarihi bir dönüm noktası olacağına inancının büyük olduğunu ifade eden Bahçeli, MHP'nin iradesinin Türk milletini yeni asırlara taşıyacak siyası vizyonu ortaya koyacağını bildirdi. Milliyetçi Hareketin, iktidar yürüyüşünün yol haritasını ve kadrolarını belirleyeceğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi: "Türkiye'miz, hareketimiz, demokrasimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Bu muhteşem tablodan elbette iftihar ediyorum.

Cenab-ı Allah'a iktidara giden yolda bizleri yeniden buluşturduğu için şükrediyorum. Bu coşkuyu gösteren, bu heyecanı tattıran, bu doğruluşu yaşatan Rabbime hamd ediyorum."

HAÇLI RUHU BİZİ ANLAYAMAZ

Bu duyguyu ancak yüksek ülkülere koşanların anlayacağını belirten Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Bu duyguyu milletine sevdalananlar anlar. Boyun eğenler asla anlayamaz. Kaynaklarımızı israf edenler anlayamaz. Vicdanları istismar edenler anlayamaz. Değerlerimizi ayaklar altına alanlar anlayamaz. Mukaddesatımızı siyaset malzemesi yapanlar anlayamaz. Arayışı bitmemiş kimliksizler, kişiliksizler, anlayamaz. Orhun'a yol yapınca milliyetçi olacağını sananlar hiç anlayamaz. Teröristle masaya oturanlar asla anlayamaz. Brüksel'de Avrupalı, Vashington'da Amerikalı, Erivan'da Ermeni, Erbil'de Peşmerge olanlarsa hiç ama hiç anlayamaz. İşte bu ruhu anlayanlar ve savunanlar burada toplanmışlar.

Türkçe konuşan, Türkçe düşünen ve dünyayı Türkçe okuyanların hasretleri, bugün burada. Milleti ile övünen, "Ne mutlu Türküm" diye "Şehitler ölmez vatan bölünmez" diye haykıranların yürekleri burada."

Türkiye'nin bugün sancılı ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğini anlatan Bahçeli, hükümetin yedi yıldır AK Parti ile birlikte tam bir kuşatma çemberi altında olduğunu söyledi. Türkiye'nin keskin viraja doğru giden çok tehlikeli bir yolda olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletimizin birliği, dirliği, varlığı ve geleceği tehdit altındadır. Yıkılmadık değer, sarsılmadık mukaddesat, incitilmedik gönül kalmamıştır. Bugüne kadar gelişmeler, yarın karşılaşacağımız felaketlerin acı habercisidir."

Önümüzdeki tehlikenin çok büyük olduğunu anlatan Bahçeli, şöyle konuştu: "Karşımızdaki birinci tehlike, ülkemizi uçuruma sürükleyen güvenlik tehditleridir. Siyasi ayrılıkçılık hevesleri hız kazanmıştır. Türkiye'nin milli devlet niteliği ve üniter yapısı hedef alınmıştır. Türk milletinin bin yıllık kardeşliği tehdit altına girmiştir.

Vatanımızın, devletimizin, milletimizin tekliği tartışılmaktadır. İkinci tehlike, milletimizi bölünmeye doğru götüren cepheleşmedir.

Etnik temelde bölünme, inanç temelinde cepheleşme, mezhep temelinde iç ve dış tahrikler artmıştır. Kimlikler kaşınarak, gerilim ortamı körüklenmiştir. Toplumsal huzursuzluk ve çatışma alanları genişlemiştir. İç huzur, kardeşlik ve dayanışma ruhu yara almıştır. Bu yıkıcı tahribat Türkiye'yi içten içe çürütmektedir. Tehlikelerden üçüncüsü, siyasi ve sosyal bünyemizdeki çözülmedir. Ahlaki çürüme devlet ve toplum hayatımızı bütünüyle kuşatmıştır.

Yozlaşma kültürü her alanda derin kökler salmıştır."

Türkiye'nin yolsuzluk, vurgun, talan ve kanunsuzluklar ülkesi olduğunu belirten Bahçeli, devlete ve adalete olan güven duygusunun temelden zedelendiğini, siyaset kurumunun kirlendiğini ve toplum nazarında itibarını kaybettiğini söyledi. Ekonomik krizinde vatandaşı derinden etkilediğini belirten Bahçeli, işsizlik, iflaslar, işten çıkarmalar, yoksulluk, yolsuzlukların arttığını, emekli ade eden Bahçeli, şunları, işçi, memur, köylü, çiftçi ve esnafın çaresiz olduğunu söyledi.

Bahçeli, Türkiye üzerindeki beşinci tehlikenin küresel gelişmeler ve hükümetin uluslararası teslimiyeti olduğunu iddia etti.

Türkiye'nin üzerinde hesabı olanlar olduğunu anlatan Bahçeli, şöyle konuştu: "Kim varsa, Rum, Ermeni, Peşmerge, Haçlı zihniyeti, Müslüman katili, Türk düşmanı, insanlık kasabı hepsi, AKP hükümetinin arkasında sıraya girmiştir. Milletimizden ve coğrafyamızdan intikam almak isteyenlerin tamamı Başbakan'ın arkasında kuyruğa dizilmiştir. 86. kuruluş yılını yaşayan devletimizin karşısına çıkan bu ağır tablo; Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, geleceğini ve sınırlarını hayati derecede etkileyecek düzeyde bir beka sorunudur. Milletimizin bin yıllık kardeşliğini ve milli kimliğini aşındırarak, yıkıma götürecek sosyolojik parçalanma sorunudur. Türkiye'nin hükümranlık gücünü kaybedeceği, milli devletin ortadan kalkacağı stratejik çözülme ve siyasal dağılma sorunudur. Ayrışmanın hızlanması ve bölücülüğün siyasallaşması halinde birliğimizi tehdit eden milli güvenlik ve huzur sorunudur. Türk milletini kaynaklarını kullanmaktan uzaklaştıracak, başka milletlerin ekonomik hükümranlığının altına sokacak bağımsızlık ve kalkınma sorunudur."

TÜRK MİLLETİNİN ETRAFINDAKİ ÇEMBER DARALIYOR

Türkiye ve Türk milletinin etrafındaki çemberin daraldığını dile getiren Bahçeli, milleti koruyacak güvenlik duvarlarının tahrip olduğunu, tutarsız, işbirlikçi ve teslimiyetçi bir hükümet ile karşı karşıya olunduğunu söyledi. AK Parti'nin yedi yılda her alanda teslim olduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Irak'ta aşiret reislerine, dağlarda teröriste teslim olmuştur. Kıbrıs'ta Rumlara, tarihte Ermenilere teslim olmuştur. Sokakta suçlulara, meydanlarda bölücülere teslim olmuştur.

Ekonomide vurgunculara, sofralarımızda yoksulluğa teslim olmuştur. Şimdi sıra Türkiye'yi teslim etmeye gelmiştir. Biz buna izin vermeyeceğiz. Biz buna asla göz yummayacağız. Bunun için varız. Bunun için buradayız. Sonuna kadar mücadele edecek ve mutlaka başaracağız."
Hükümetin demokratik açılım çalışmalarına da değinen Bahçeli, "Adına açılım denilmiştir, eli kanlı PKK, omuzlarda gezdirilmiştir. Adına fırsat denilmiştir, AKP ve PKK el ele tutuşmuştur. Adına çözüm denilmiştir, şehidimize "kelle" diyenle katile "sayın" diyenler sınırda kucaklaşmıştır."

Şehitlerin yarasının yeniden kanatıldığını anlatan Bahçeli, şöyle konuştu: "Gazilerin acısı yeniden yaratılmıştır. Güneydoğulu kardeşlerim PKK ile bir tutulmuştur. AKP'nin PKK açılımı, Türkiye'nin önüne konan uçurumdur. Ahlak, namus, vatan, bayrak, şeref ve haysiyet uçuruma düşmektedir. Bizi biz yapan, milletimizi millet yapan, devletimizi ayakta tutan bütün değerler uçuruma yuvarlanmaktadır. Bin yıllık varlığımızın ve kardeşliğimizin şifreleri, kodları kırılarak bu karanlık uçuruma doğru yuvarlanıp gitmektedir.

Türk milleti tarihinin en karanlık, en tehlikeli günlerini yaşamaktadır. Türkiye içeriden kuşatılmak, yıkılmak, parçalanmak istenmektedir. Ülkemiz, Malazgirt Zaferinden bu yana hiçbir kötü niyetlinin başaramadığı çi ade eden Bahçeli, şunlarıözülmenin emarelerini göstermektedir. Vatanımız, AKP denen teslimiyet ve yıkım kadrolarınca dizlerinin üstüne çöktürülmüştür. Türk milleti öz vatanında boğulmak istenmektedir. Bayrak, gönderinden indirilmek istenmektedir. Tertemiz vicdanlar doğranmak; pırıl pırıl yürekler karartılmak istenmektedir. Eli kanlı PKK ile yöredeki tertemiz kardeşlerimiz karıştırılmak istenmektedir. İstenmektedir ki; yıkmak için, dağıtmak için, çözmek için, bölmek için; Dilsiz olun, sağır olun, kör olun. Gözleriniz görmesin, kulaklarınız duymasın, elleriniz kalkmasın istenmektedir. Duyulmasın, bilinmesin, görülmesin istenmektedir. Çok şükür ki millet gerçekleri görmüştür. Şehidine gazisine, sahip çıkmıştır."

MİLLETİMİZE HAZIRLADIKLARI MAYINLAR ELLERİNDE PATLADI

Türk milletinin küresel senaryoya dur dediğini anlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Bu ihanete gözyummayacağını ilan etmiştir. İyi şeyler olacağını müjdeleyenler ise ortalıktan kaçmıştır. Teröristin ardından ağlayanlar, çark etmeye başlamıştır. İçeriği sır gibi saklanan oyunlar bozulmuştur. Milletimize hazırlanan mayınlar ellerinde patlamıştır. Bu, yıllardır AKP'nin zilletine sessiz duran milletimizin isyanıdır. Bu, bölünmek istemediğini haykıranların Başbakana cevabıdır.

Bu, hepinizin ortak eseri ve büyük bir uyanışın işaretidir. Başbakan ve "kötü adamları" sinmiştir. Bedel ödemeye hazır olduğunu söyleyenler, insan içine çıkamaz hale gelmiştir. İmralı, Kandil, Peşmerge, Amerika ve Erdoğan'ın oyunu bozulmuştur. Ben buradan bir kez daha açıklıyorum: Gittiğiniz yol, yol değildir. PKK'ya teslimiyettir. Millet bunu görmüştür. Peşine düştüğünüz tuzak, hayrımıza değildir. Millet bunu anlamıştır. Ve eğer bir ihanet yoksa, bir alçalış yoksa, bunu görme ve anlama sırası Başbakana gelmiştir. Bunun sonu yıkılıştır. Bunun sonu çöküştür. Bundan kurtuluş yoktur. Fırsat denilen, Türkiye'yi etnik temelde ayrıştırmayı, etnik nifak sokarak yabancılaştırmayı, kimliksizleştirmeyi, parçalamayı, çatıştırmayı ve bölmeyi amaçlayan bir 'Yıkım Projesi'dir."

YIKIM HESAPLARI

Bahçeli, Türkiye'yi önüne katıp giden yıkım sürecinin devamı halinde, kanlı terörün affedileceğini ve hesabı sorulamamış ihanet nedeniyle milli vicdanın çökeceğini söyledi.
İmralı canisinin serbest kalarak siyasallaşmada yerini alacağını anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milli adalet hissi çökecektir. İkinci ve başka diller resmiyete girecek, milli kimliğimizin omurgası olan milli dil çökecektir. Ayrışmış kimliklerde ayrı mensubiyet uyanacak, çok milletli yapı doğarak milli devlet çökecektir.

Keskinleşmiş kimlikler yeni başkentler ve yönetimler arayacak, üniter devlet çökecektir. Ve biliniz ki bunun en sonunda önce vatan, sonra milli varlık çökecektir. Kim, böyle bir tablo karşısında suskun kalabilir? Kim, milletimize çekilmek istenen bu kefeni kader diye kabul edebilir? Hangi helal süt emmiş evlat, bunu hazmedebilir? Yurdum, vatanım, bayrağım, milletim diyebilen hangi vicdan bunu sineye çekebilir? Sizlere faşist denildi, aldırmadınız, Tabela partisi denildi, dönüp bakmadınız, Yavru muhalefet denildi, umursamadınız, Kafatasçı denildi, ırkçı denildi, gülüp geçtin ade eden Bahçeli, şunlarıiz. Bunlara takılmadınız, oyalanmadınız yolunuza devam ettiniz. Çünkü hiçbiri siz değildiniz.

Ama sabır bir yere kadar, tahammül bir noktaya. Ne zaman ki, şehadet sorgulatılmaya başlasa, Ne zaman ki, gazilerimizin ruhu incitilse, işte o zaman durdunuz ve hep bir ağızdan haykırdınız. Dediniz ki; "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır."

ŞEHİTLERİMİZ, GAZİLERİMİZ VE KORUCULAR UNUTULMAYACAK

Konuşmasında Başbakan Erdoğan'a seslenen Bahçeli, şunları söyledi: "Türkiye, bizim vatanımızdır. Gideceğimiz başka yerimiz yok. Gitmeye niyetimiz de yoktur. Bizi buradan gönderecek de henüz anasından doğmamıştır. Çünkü bu uğurda sayısız şehadet yaşanmıştır ve bu topraklar karış karış vatanlaşmıştır. PKK'ya karşı kahramanlık göstermiş korucuların mücadelesi ortada. Teröre karşı gecesini gündüzüne katmış yöre halkının ve Mehmetçiğin mücadelesi ortada. Başbakanın çürümüş zihniyeti bunları anlamaz.

Onlar, hiçbir zaman yan gelip yatmamıştır. Can verip, kan verip gönül verip, nefes verip, tertemiz toprağa uzanmışlardır. Bugün var isek onlar sayesindedir. Bugün yaşıyorsak onlar, canlarını, kollarını, bacaklarını, gözlerini kaybettikleri içindir. Şehitlerimizin duası biz olacağız. Gazilerimizin kolu, bacağı, gözü, eli ayağı biz olacağız."

Bahçeli'nin konuşması sırasında salonda bulunanlar "Devlet'in başına devlet gelecek" sloganları attı. Konuşmanın ardından kurultaya gelen diğer parti yetkililerinin isimleri okundu. AK Partili vekillerin isimleri okunması sırasında salonda bulunanlar yuhaladı CHP'li vekiller ise ıslıklar ve alkışlarla desteklendi.
 

İHA
Yayın Tarihi : 8 Kasım 2009 Pazar 16:05:13
Güncelleme :8 Kasım 2009 Pazar 16:08:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?