DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Mardin'de yaşananlardan devleti sorumlu tutarak, "Devlet koruculara bu silahları vermeseydi böyle bir vahşet yaşanmayacaktı. Siz korucunun eline silah verdiğiniz zaman korucu olmayan köylerde kendini güvence altına almak için silahlanmaya gidecek. Gerçekten bu koruculuk sistemi, herkesi silah almaya zorlayan bir sistem olarak önümüze çıkıyor" dedi. Türk, olayın namus ve töre cinayeti değil vahşet olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, muhalefet parti liderlerini Çankaya Köşkü'nde ağırlamayı sürdürüyor. Gül, Baykal ve Bahçeli'den sonra DTP lideri Türk'ü Köşk'te ağırladı. Yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından Türk, gazetecilere görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gül'ün, TBMM'de grubu bulunan partilerden biri olarak düşüncelerini almak üzere kendisini de davet ettiğini hatırlatan Ahmet Türk, "Türkiye anayasa değişikliği ile yeni bir tartışma yaşıyor. Sorunların demokratik yollarla çözümü konusunda düşüncelerimizi ifade ettik. Kıbrıs sorunundan tutun, Ermenistan'a kadar bir çok sorun var. Gül de kendi düşüncelerini ifade etti. Her ikimizin umudu, Türkiye'nin daha demokratik ve çağdaş bir ülke olması, Ortadoğu'da demokrasisiyle güçlü ve etkili olmasıdır. Bunları tartıştık" diye konuştu.

Türk, bir soru üzerine, Mardin'de yaşanan olayın aslında namus ve töre cinayeti olmadığını belirterek, olayı 'vahşet' kelimesiyle ifade etti. Türk, "Ben 63 yaşındayım, bölgede yaşayan bir insanım. Bölgemizde hiç bir zaman ne töre ne namus cinayeti bu şekilde işlenmedi. Bir aileyi tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bir vahşettir. Burada farklı nedenlerde vardır, köye, araziye sahip olma, birlikte yaşamaktan duyulan sıkıntılar, aileyi tamamen ortadan kaldırmaya yönelik canice ve vahşice bir mantığın ifadesi olarak değerlendirmek lazım. Bu bir namus cinayeti değil, bir gün önce nişana, düğüne davet edilmişler. Gerçekten çözmekte zorlanıyorum, vahşet demekten başka bir söz bulamıyoruz" şeklinde konuştu.

Mardin'deki katliamın baş sorumlusunun koruculuk sistemi olduğunu iddia eden Türk, şunları söyledi:"Zaman zaman koruculuk sistemiyle ilgili görüşlerimizi söyledik. Böyle insanların eline silah verirseniz, herşeyden önce kendi çevresinde kendini güçlü hale getirmek için karşısındakini ezmeye yönelik bir tavrın içinde olacağını söyledik. Devlet koruculara bu silahları vermeseydi böyle bir vahşet yaşanmayacaktı. Bu ilk değil, korucuların daha önce de köy basarak insanları etkisizleştirmek, sömürmek ve bölgede sözünü geçirmek için devletin gücünü kullandığını çok iyi biliyoruz. Biz zaten başından beri şunu söyledik, bu koruculuk sistemi farklı bir dönemi getirecek, insanları birbirine düşürecek, birileri devletin gücünü yanında hissederek zulüm edeceğini hep söyledik. Bugün sonuçlarını da böylece ortaya çıkıyor."

Türk, 'Bölgede zaten bir silahlanma sorunu yok mu?' sorusuna ise "Tabiki siz korucunun eline silah verdiğiniz zaman korucu olmayan köylerde kendini güvence altına almak için silahlanmaya gidecek. Tabiki bunun doğru olmadığını biliyoruz ama oradaki insan öyle hissediyor. 'Yarın korucu benim köyüme saldırırsa, bana zulmederse bende kendimi korumak için silah bulmalıyım' gibi bir mantık gelişiyor. Gerçekten bu koruculuk sistemi, herkesi silah almaya zorlayan bir sistem olarak önümüze çıkıyor" yanıtını verdi.