4
Mayıs
2024
Cumartesi
ANKARA

Hayallerinin peşindeki vali...

Akşam gazetesinin PazarErtesi’nin konuğu bir “garip” kahraman. Bu kahraman yemiyor yediriyor, gezmiyor gezdiriyor... “Ben” kavramını ameliyatla aldırmış sanki dünyasından. Kendi dışında herkes için çalışıyor.

Tek bir hayali var: Çocukları eğitmek. Sistem değişince öğretmen okulundan öğretmen çıkamamış. O da Siyasal Bilgiler okumuş ve şimdi bir vali olarak elindeki tüm kaynakları çocuklar için seferber ediyor.

Önce Siirt’te başladı hayallerinin peşinden gitmeye. İlköğretim öncesi okullaşmada bu ili Türkiye birincisi yaptı. Okul yok diyenlere Sakarya’dan prefabrikler getirtti. Öğretmen yok diyenlere Ankara’dan öğretmen istetti. Okuyan çocuklara altınlar dağıttı.

Siirt’ten sonra da Sakarya’da devam etti çalışmalara. Bu ilde okul öncesi eğitim oranını 1,5 yılda yüzde 7’den yüzde 90’a çıkardı.

Ve tüm bu çalışmaların sonunda birileri onu fark etti. Koç Vakfı bu yılın 100 bin dolarlık eğitim ödülünü ona verdi.

Sakarya Valisi Nuri Okutan’dan söz ediyorum. Okutan’la ödülü ve “mucize”sinin sırrını konuşmaya gittik Sakarya’ya. Perşembe sabahı yola koyulduk. Ve tüm günü “mucizeler valisi” ile geçirdik. Röportajımıza makamında başladık, ardından onunla birlikte kentin sokaklarına karıştık. Balık pazarında çay içtik, bir fabrika açılışına gittik ve kendi projesi süs bitkileri havzasında ilginç bir gezinti yaptık.

İki hafta önce annesini kaybeden Okutan 100 bin dolar ile onun hatırasını yaşatacak bir anaokulu yaptırıyor. Para yetmezse üzerini kendi tamamlayacak. 44 yıllık yaşamında hep yaptığını yapacak, çevresi için harcayacak elindekini. Yine hiçbir şey beklemeden...

100 bin dolarlık ödülüyle anaokulu yaptıracak

Koç Vakfı’nın verdiği 100 bin dolar ile ne yapmayı planlıyorsunuz?

Ödülü aldığımda şöyle bir düşüncem vardı: Paranın bir kısmı ile okul öncesi eğitime yönelik bir oyuncak kütüphanesi yapacaktım. İsteyen okul bu kütüphanedeki oyuncaklardan yararlanıp, bir süre sonra oyuncakları başka bir okula verecekti. Paranın kalan kısmı ile çocuklarımı yurtdışında okutacaktım. Bir kısmı ile de burs verecektim. Ama sonra planlar değişti.

Neden? Ne oldu?

İki hafta önce annem vefat etti.

Bu planlarınızı nasıl etkiledi?

Annem paramı eğitime harcamamı isterdi. Ben de onun adına bir anaokulu yaptırmaya karar verdim bu para ile. Eğer yetmezse kendi imkanlarımın bir kısmını da bu işe aktaracağım.

Okul ne zaman yapılacak ve ismi ne olacak?

Önümüzdeki nisanda biter diye planlıyorum. Sakarya’da yer seçiyoruz. Annemin ismini vereceğim. Fatma Ana Okulu olacak.

Çocuklarınız, eşiniz isyan etmiyor mu bu karara? Hani bizim yurtdışı eğitimi demiyorlar mı?

Hayır. Bizimkiler böyle şeylere alışık. Beni destekliyorlar. Ben onların herhangi bir öğretmen çocuğu gibi yaşamalarını isterim. Aynı muameleyi görsünler. Oğlum Ankara Üniversitesi’nde okuyor ve yurtta kalıyor.

Arkadaşlarınızdan “bana biraz borç versene” diye takılan oluyor mu?

Tabii oluyor! Hatta dağıtacaksan biz buradayız diyenler var. (kahkaha atıyor).

Önce Siirt’te ardından Sakarya’da okul öncesi eğitim okullaşma oranında mucizeler yarattınız. Oysa Siirt’te okula bile göndermede sorunlar çıkarıyor ebeveynler çocuklarını. Sırrınız ne?

Bunlar birbiriyle bağlantılı. Siz ilk ve orta öğretimde başarı ve devamlılık istiyorsanız bunun yolu okul öncesi eğitimden geçiyor. Orada dikkat daha sonraki eğitime çekiliyor. Ben bunu keşfettim ve gerisi geldi.

Velileri ikna etmeyi nasıl başardınız?

Kimlerin okula gelmediğini tespit ettik. 6 ay sürdü. Sonra o evlere ziyarete gittik, muhtarları bu konuda teşvik etmeleri için ikna ettik.

OKUYANLARA ALTIN

İkna için Siirt’te ilginç yöntemlere başvurmuşsunuz. Muhtarları protokol listelerine yazdırmış, okula giden çocukların ailelerine altın dağıtmışsınız...

Evet, belli bir sayıda çocuğu okula gönderen muhtarları törenlerde protokole aldık. Kitap okuyan çocuklara da altın verdik. Bunlar Siirt’in şartlarında cazipti. Sakarya’da bunları yapmaya gerek yok. Muhtarlar zaten işbirliğine açık. Burada da okuyanlara kitap veriyoruz.

Sakarya’ya 1,5 yıl önce geldiniz. Bu süre içinde Siirt’te eğitimde bir geri dönüş oldu mu?

Var ama çok değil. Biz oranı yüzde 64’te bırakmıştık. Şimdi bu rakam yüzde 54’e geriledi. Ama başladığımız projeler devam ediyor. Fıstık ekimi için Siirt’te çalışmalar yapmıştık. Geçen sürede fıstık üretimi arttı. Ama bir kültür vakfı kurmuştuk. O yürümedi, kapattılar.

Sizden sonra gelen valinin işi çok zor olmalı...

Evet, zannediyorum öyle. 1,5 yıl içinde iki vali değişti Siirt’te. İlki 10 ay dayandı. Benden sonra halkın beklentisi yükseldi çünkü.

GELİRİN YÜZDE 50’Sİ EĞİTİME

Eksik okul ihtiyacını nasıl giderdiniz?

Okulu olmayan köylere Sakarya’dan zamanında depremzedeler için kullanılan prefabrikleri getirttim. Tam 250 adet. Bu prefabriklerde eğitim yapıldı. Bazılarını da öğretmen lojmanı yaptım.

Siirt’teyken makam araçlarınızı da satışa çıkarmışsınız...

Evet. Orada 5 araç vardı. Fazlaydı. İhaleye çıkardık. Ama inanın, hâlâ satılmadı. Sakarya’da da bir fazlalık olsa aynısını yapardım. Ama burada tek makam aracı var. O da gerekiyor.

Devletin size gönderdiği bütçenin yüzde kaçını eğitim için kullanıyorsunuz?

Biz özel idare kaynaklarından eğitime para harcarız. Merkez bize öğretmen, giderler ve yatırım için belli bir para gönderir. Biz bunu özel idareden gelenle destekleriz. Merkezden gelen paranın ne kadarını eğitime harcayacağımızı biz belirleyemiyoruz. Yalnızca özel idareyi yönlendirebiliyoruz. Orada da yatırıma ayrılan kısmın yüzde 50’sini eğitime kullanıyoruz.

Sizden öncekiler ne kadarını ayırıyorlardı bu işe?

Yüzde 20 civarını.

Çalışmalarınızla birlikte okul öncesi eğitimde okullaşma oranı ne kadar arttı Sakarya’da?

Ben geldiğimde yüzde 7’ydi. Şimdi yüzde 90.

Diğer illerden formülünüzü paylaşmak için talep geliyor mu?

Henüz gelmedi. Ama bizim stratejimiz belli. 2009’a kadar ne yapacağımız yazılı. Merkeze bunu gönderiyoruz. İsteyen herkesle de paylaşabiliriz.

Okutan aile

Nurui Okutan’ın ailesi Osmanlı zamanından beri hep eğitim işinin içinde olmuş. Bu yüzden Soyadı Kanunu ile birlikte Okutan ismini almışlar. Ancak vali içindeki öğretme sevdasının soyadından değil, öğretmenlik sevdasından kaynaklandığını söylüyor. Nuri Okutan öğretmen okuluna gitmiş ancak o 3’üncü sınıftayken müfredatta değişiklik yapılarak öğretmen çıkmak için eğitim enstitülerine devam zorunluluğu getirilmiş. O da liseden sonra enstitü yerine Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne gitmiş. Ama öğretmenlik sevdasını yüreğinden hiç silememiş. Eğirdirli Okutan, Ankara Üniversitesi’nin ardından Uludağ Üniversitesi’nde işletme masterı yapmış. 44 yaşında, evli ve üç çocuk babası.

Yaşlı ve çocuk köyleri

Sakarya’da yürütülen projelerden biri de yaşlı ve çocuk köyü. Kimsesiz çocuk ve yaşlılar için düşünülen alana bahçeli prefabrikler yerleştirilmiş. Burası iki ayrı köy olarak tasarlanmış. Birinde çocuklar, diğerinde yaşlılar yaşayacak. Her evde beş çocuk kalacak. Evlerin bir annesi, bir teyzesi, bir de ablası olacak. Çocuklar burada ev ortamında yetişecek, istedikleri zaman buzdolabını kullanabilecekler. Bahçede de üretim faaliyetleri yapacaklar. Yaşlılar ise isterlerse yalnız, isterlerse çift olarak ya da arkadaşlarıyla yaşayabilecek. İki köy arasında ortak aktiviteler düzenlenecek.

Toplum merkezleri

Nuri Okutan toplum merkezlerine özel bir önem veriyor. Siirt’te kadınların bir araya gelip üretim yaptığı ve eğitim gördüğü merkezler kuran vali Okutan, Sakarya’da da depremin psikolojik etkilerini tamir etmekte bu merkezlerin rolü olduğunu düşünüyor. Toplum merkezlerinde eğitim ve üretim faaliyetlerinin yanı sıra kültürel ve sportif etkinlikler de düzenleniyor. Şimdilik sayıları 7 olan merkezler, mahallelerde sosyal bir platform da oluşturuyor.

Siirt’te fıstık Sakarya’da süs bitkileri

Okutan’In Sakarya’da yürüttüğü diğer önemli bir proje de süs bitkileri. Çevre düzenlemesi için kullanılan süs bitkilerinin Türkiye’de üretimi çok sınırlı. Bu yüzden her yıl milyon dolarlar ödenerek Avrupa’dan süs bitkisi alınıyor. Bu açığı gören vali devlet adına 1100 hektar arazi almış ve bunu şirketlere kiralamış. Şimdi büyük arazide süs bitkileri yetiştiriliyor. İddiası o ki, yakında dışarıdan alım duracak, hatta Türkiye dışarıya süs bitkisi satmaya başlayacak.

Okuyan şehir Sakarya

Vali Okutan Sakarya’yı eğitimde en iddialı il haline getirdi. Bunun için çeşitli çalışma ve projeler gerçekleştirildi. Bunlardan biri de “Okuyan Şehir Sakarya” projesi. Bu proje kapsamında okullarda her gün yarım saat okuma zamanı olarak düşünüldü. Bu zamanda müdür ve öğretmenler dahil herkes kendi köşesine çekiliyor ve kitap okuyor. Kitaplar özenle seçiliyor ve çocuklara dağıtılıyor. Bu proje kapsamında seçilen yazarlar ikinci bir proje ile de çocuklarla buluşuyor. Kitabı dağıtılan yazarı karşısında gören çocuk kendini öykü ile daha iyi özdeşleştiriyor. Kitapları dağıtılan bir grup yazar, çizer, editör, akademisyen ve eğitimci 2004 yılında bir araya gelerek “Çocuk Yazın Grubu”nu kurdu. İşte bu grup ve Sakarya valiliği ortak bir çalışma platformu oluşturdu ve “Hani Her Şey Oyundu” adlı öykü kitabı çıktı ortaya. Kitap çocuk yazarlarının hikayelerinden oluşuyor. Çocuklara karşı uygulanan şiddete karşı çıkıyor. İçinde Gülten Dayıoğlu, İpek Ongun, Bekir Yurdagül ve Yalvaç Ural gibi isimlerin öyküleri bulunuyor. Kitap Sakarya’daki okullarda ücretsiz dağıtılacak.

Susuzluk sırası bizde

Komşu iliniz İzmit susuzluktan kıvranıyor. Yuvacık Barajı’nın kuruması sizi nasıl etkiledi?

Çok kötü. Su problemi bizi doğrudan ilgilendiriyor. İzmit’in susuz kalmasını istemeyiz ama şu an onlar da bizim kaynağımız olan Sapanca Gölü’nü kullanıyor. Bu yüzden Sapanca da kuruma tehdidi altında. Su seviyesi oldukça düştü. Susuzluk sırası bizde.

Gidişatı durdurmak için bir girişiminiz var mı?

Bakanlık nezninde biliniyor. Komşu belediye başkanlığı ve bakanlıkla görüşmeler sürüyor. İki il için de yeni bir çözüm bulmak gerek.

Ne olabilir bu çözüm?

Etrafımızda akarsular var, onları kullanılır hale getirmeliyiz. Ama böyle bir proje için 200 milyon dolara ihtiyaç var. Yani hükümetin desteği gerek!


Nagehan Alçı Ayan/Akşam
Yayın Tarihi : 25 Aralık 2006 Pazartesi 09:57:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?