4
Mayıs
2024
Cumartesi
ANKARA

Kadınların ortak kabusu: Vajinismus

Türkiye'de yapılan bir araştırmada, her 10 kadından birinin vajinismus (cinsel ilişkiye girememe) sorunu yaşadığı, vajinismus hastalarının yüzde 85'inin ilk geceden korktuğu ortaya çıktı.

Araştırmada, ayrıca vajinismus hastalarının yüzde 45 gibi büyük bölümünün tedavi olmak için doktora değil 'hocalara' veya 'medyumlara' başvurduğu tespit edildi. Cinsel Sağlık Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe, Türkiye'de evli olduğu halde yıllarca cinsel ilişkiye giremeyen kadınların bulunduğunu söyledi.

Cinsel Sağlık Enstitüsü 4 bin 500 kişi üzerinde bir anket çalışması yaptı. Ankette, vajinismusu olan kadınların yüzde 55'inin cinsel konularda bilgi düzeylerinin düşük olduğu, yüzde 85'nin ilk geceden çok korktukları, yüzde 40'nın görücü usulüyle evlendikleri, yüzde 45'nin kendi bedenlerini beğenmedikleri, yüzde 40'nın ailesine bağlı olduğu ve yüzde 40'nın da eşinin kendisini terk edeceğini düşündüğü belirlendi.

Aynı araştırmada ayrıca vajinismus hastalarının yüzde 45'inde cinsel isteksizlik, yüzde 25'inde orgazm olamama, yüzde 20'inde cinsel tiksinti bozukluğu, yüzde 20'inde sosyal fobi, yüzde 15'inde panik atak, yüzde 35'inde anksiyete, yüzde 20'inde depresyon ve yüzde 15'inde yükseklik korkusu olduğu tespit edildi. Ankete katılanların yüzde 45'i 1-2 yıldır, yüzde 30'u ise 3-4 yıldır bu hastalığı yaşadıklarını ifade ettiler. Ankete katılanların yüzde 45'i tedavi için uzman doktorlar yerine 'hocalara' ve 'medyumlara' başvurduğunu söylemesi çok çarpıcı bir gerçeği su yüzüne çıkardı.
Cinsel Sağlık Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe, cinsel açıdan kendilerini yeterince tanımayan kadınların çok fazla olduğu Türkiye'de, evli olduğu halde yıllarca cinsel ilişkiye giremeyen kadınların bulunduğunu söyledi. Keçe, cinsel ilişkiye girememe korkusu olarak tanımlanan, bir erteleme ve kaçınma hastalığı olan vajinismusun tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu anlattı.

Dr. Keçe, vajinismusun henüz ülkemizde fazlaca bilinmeyen ama sık görülen ve sayısı her geçen gün artan, yatak odalarında her gece hayatlarının en büyük korkusunu yaşayan ve cinsellikleri bir kabusa dönüşen kadınların hastalığı olduğunu vurguladı. "Ya acırsa" diye korkan kadınların cinsel ilişkinin gerçekleşmesine izin vermediğinin altını çizen Cinsel Sağlık Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe, bu yönde yanlış bilgilerin bulunduğunu kaydetti.

Gerçekte cinsel ilişki sırasında vajinanın esnemesinin ve genişleyebilmesinin büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Cinsel Sağlık Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe, şunları söyledi: "Vajina, yani kadın cinsel organı, ilişki sırasında erkeğin penisinin büyüklüğü ya da küçüklüğüne göre kendini hazırlar. Cinsel birleşmenin durumuna bağlı olarak genelde dışa en yakın kısmı oldukça gevşeyebilir. Bu sağlıklı ve normal bir durumdur. Vajina esneyebilen, genişleyebilen ve uzayabilen bir organdır yani vajinismus, genital organların anormalliğinden dolayı değildir. Bazı kadınlar, vajinalarının penisin giremeyeceği kadar dar olduğunu hatta böyle bir deliğin olmadığını bile düşünürler. Vajina kasları kasıldığında ve vajina deliğinin içine hiçbir şeyi alamayacak bir görüntü verdiği durumlarda hasta için cinsel birleşme çok zor bir hal alır. Yani genital bölge tamamen normalken bu endişeler tamamıyla yanlıştır. Çünkü anatomik olarak normal olan bir kızlık zarı kanamaz, delinmez, patlamaz, yırtılmaz ve normal şartlar altında cinsel ilişki ağrı yapmaz, acı yapmaz. Sadece zarda açılma olur. Ağzımızın içini döşeyen epitel doku vajinanın içiyle aynıdır. Nasıl ki kuru bir ekmeği çiğnemeden, tükürüğümüzle ıslatmadan yutmaya çalıştığımızda boğazımız kanarsa, acırsa, vajinanın içine de kuru kuruya penis sokulmaya çalışılırsa, ağrı acı ve kanama olur. Yani kadın rahatsa, kendini kasmaz ise, sulanması tam olmuş ise ilk gece de yüzüncü gece de ağrı, acı ve kanama olmaz. Çünkü vajinanın görevi penisi içine almak ve neslin devamını sağlamaktır. Vajina bu görevini yaparken neden sorun yaşansın? Gözümüzde görme işlemi sırasında ağrı, acı veya kanama oluyor mu? Ama gözümüze toz girse ve biz ovuştursak ağrı, acı ve kanama olabilir. Bu normal dışı bir durumdur." Ailelerin vajinismus durumunu bilmelerinin işi içinden çıkılmaz bir hale getirebileceğinin altını çizen Dr. Cem Keçe, "Ailelerin ilk geceye ait deliller istemeleri, ya da 'hala çocuğunuz olmuyor mu?' şeklindeki soruları çiftin durumunu zora sokar. Ailelerinden sürekli baskı ve aşağılanma görebilirler. Genellikle kadın suçlanır ve erkek evliliğini bitirmeye zorlanabilir" dedi.

VAJİNİSMUS BİR KAÇ SEANS SONRA TAMAMEN YOK OLUYOR

Vajinismusun görülme sıklığı ilgili rakamların büyük farklılık göstermesine rağmen, söylenenden daha sık ortaya çıkıyor olmasının muhtemel olduğunun altını çizen Cinsel Sağlık Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe sözlerini şöyle sürdürdü: "Yurtdışı yayınlarda cinsel terapi kliniklerine başvuran kadınlardaki vajinismus oranlarının yüzde 12 ve yüzde17 arasında değiştiği rapor edilmiştir. Kanada ve İrlanda'da yürütülen çalışmalarda daha yüksek oranlardan bahsedilmiştir. Rasgele örnekleme ve yapılandırılmış görüşme metotlarının kullanıldığı Cinsel Tıp Enstitüsü Vajinismus Bilgi Anketi, Türkiye'de her 10 kadından birinin vajinismus sorunu yaşamakta olduğunu göstermiştir. Bu durum vajinismusun ülkemizde cinsel terapi merkezlerine başvuran kadınlar arasında en sık rastlanan şikayetlerden biri olduğunun bir kanıtıdır. Yani başvuranların yüzde yüzde 60'ını vajinismus oluşturmaktadır. Tanı kriterlerine ve kadınların jinekolojik muayene veya cinsel terapi alma istekliliğine bağlı olarak vajinismus görülme sıklığı değişebilir. Tedavi arayışı olmaksızın kısmi ya da durumsal vajinusmus yaşayan kadınların sayısı bilinmemektedir ve bu sayı kanaatimce klinik örneklere nazaran genel nüfusta daha yüksek olabilir. Çünkü vajinismusun yaygınlığı düzgün bir şekilde belgelenememektedir. Ölçümler, kullanılan tanımlamalara, örneklemedeki kişilerin yaşına, raporlama çeşitlerine göre oldukça değişkenlik gösterebilmektedir. Buna ek olarak, kadınların yardım isteme davranışını ortadan kaldıran, ayıp, yasak, günah, utanç verici ve durumun mahremiyetine ilişkin düşünceler de oldukça yaygındır. Türk kültüründeki cinsel değerler, cinselliğin anlamı, cinsel ilişkinin tanımı, cinsel işlev bozukluğunun algılanması gibi bazı özellikler de bu yüksek görülme sıklığında rol oynar." Vajinismusun her zaman yüzde 100 tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ve kader olmadığını söyleyen Keçe; "Vajinismus özel bir ilgi ve uzmanlık alanı olan cinsel terapist tarafından cinsel terapi ile tedavi edilebilir. Hipnoz destekli ve bütüncül psikoterapi bakış açılı cinsel terapinin süresi hastalığın şiddetine göre birkaç seanstan 10-12 seansa kadar değişebilir" diye konuştu.

 

iha
Yayın Tarihi : 28 Kasım 2007 Çarşamba 12:54:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?