3
Mayıs
2024
Cuma
ANKARA

TBMM onur ödülü; Karpat'ın

TBMM ONUR ÖDÜLÜ TÖRENİ

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, bilimin, düşüncenin ve sanatın horlandığı bir ortamda gelişmesinin mümkün olmadığını belirterek, ''Yetiştirdiği değerleri damgalayan, sınıflandıran bir anlayış yerine onları kucaklayan, sahip çıkan hoşgörülü bir anlayışı hep birlikte hakim kılmak zorundayız'' dedi.

TBMM Başkanı Şahin, Prof. Dr. Kemal Karpat'a TBMM Onur Ödülü verilmesi dolayısıyla düzenlenen törende bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Karpat'ın Balkanlar'da doğduğunu, Anadolu'ya göçtüğünü, Amerika'ya uzandığını, hukukla başlayan tarihle devam eden bir eğitim sürecinin sonunda bilimin zirvesine çıkmayı başarmış müstesna bir isim olduğunu belirten Şahin, Prof. Dr. Karpat'ın ayın zamanda kendi kültürel değerlerini çok iyi kavramış, hem Doğuyu özümsemiş hem de Batılı değerleri tanımış bir tarihçi olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Karpat'ın Türk tarihi konusunda yaptığı birbirinden eşsiz çalışmaların yanı sıra Türkçe'nin en iyi şekilde kullanılması ve tanıtılması konusundaki gayretlerinin de takdire değer olduğunu belirten Şahin, ''Milletimizin tarihinin ve kültürünün akademik alanda en iyi şekilde araştırılması ve tanıtılması için görev yaptığı dünyanın saygın üniversitelerindeki çalışmaları gurur vericidir'' dedi.

Anadolu ve Türk dünyası ile ilgili bizzat yerinde yaptığı incelemeler, Kıbrıs davasıyla ilgili Amerika'da gösterdiği yoğun gayretlerin, kendi değerlerine verdiği önemin en açık göstergesi olduğunu kaydeden Şahin, Prof. Dr. Karpat'ın emeklilik geliriyle Amerika'da kurduğu Türk Etütleri Merkezi ile de Türkiye'nin tarihini anlatmaya ve kültür elçiliğini yapmaya devam ettiğini söyledi. Bu anlamlı ödülün geçen yıl da dünyaca tanınmış bir tarihçi olan Prof. Dr. Halil İnalcık'a verildiğini hatırlatan Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Meclisimiz, tarihçilerin kutbu olarak nitelendirilen Halil İnalcık hocanın ardından bir başka değerli tarihçimiz Kemal Karpat'a bu ödülü takdim ederek, tarihe verdiği değeri göstermektedir. Çünkü, milletlerin kimliğinin ayrılmaz bir parçası olan tarih, geçmişle gelecek arasında en önemli köprüdür. Tarihini bilmeyen toplumlar, köksüz ağaçlar gibidir. Uzun süre yaşayamaz, yok olurlar. Tarihi doğru okumak, yorumlamak, olay ve tecrübelerden gerekli dersleri çıkarmak, çağı yakalamanın temel şartlarındandır.

Bizler, üç kıtada adaletle hükmetmiş, insanlığa eşsiz kültürel zenginlikler, erdemli değerler sunmuş bir milletin mensuplarıyız. Bizim tarihimizde parıltılar saçan bir medeniyet vardır. Milletimiz, tüm dünyaya, insanlığa medeniyetin en muhteşem örneklerini veren devletler kurmuştur. Ancak, tarihimiz mührü sökülmemiş hazinelerle doludur. Bizlere miras kalan bu hazineleri, kültürel değerleri, toplumla buluşturacak bilge tarihçilere her zaman çok ihtiyacımız var. Geçmişin bilgi birikimlerini, değerlerini tarihin tozlu raflarından çıkararak günümüze ışık tutan tarihçilerimizin eserleri aydınlık geleceğimizin yol haritalarıdır. Tarihi, kalıplara sokmadan, ideolojilere kurban etmeden bilimsel değer taşıyan bilgi ve belgeler ışığında araştırarak tüm gerçekliğiyle ortaya koyacak tarihçilere ihtiyacımız var. İşte onlardan biri Kemal Karpat hocadır. Böyle tarihçiler kolay yetişmiyor. Onlara sahip çıkmak ve birikimlerinden en iyi şekilde yararlanarak geleceğe ışık tutmamız gerekmektedir.''

Türkiye'nin geçmişte yetiştirdiği değerlerin kıymetini yeterince bilememiş bir ülke olduğunu belirten Şahin, bilim ve düşünce adamlarının, edebiyatçıların ve sanatçıların yaftalandığı, baskı ve engellerle karşılaştığı dönemler yaşandığını kaydetti. Bilimin, düşüncenin, sanatın horlandığı bir ortamda gelişmesinin mümkün olmadığına işaret eden Şahin, ''Yetiştirdiği değerleri damgalayan, sınıflandıran bir anlayış yerine onları kucaklayan, sahip çıkan hoşgörülü bir anlayışı hep birlikte hakim kılmak zorundayız'' diye konuştu.

Aziz Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyet hedefine, tüm aykırılıklarına ve farklılıklarına rağmen düşünceyi kucaklayan, demokrasiyi ve özgürlükleri geliştiren bir ülke olamadan ulaşılamayacağını vurgulayan Şahin, ''Toprağımızı çoraklaştırarak bilgi ve hikmet çınarlarının yükselmesini bekleyemeyiz. Özgürlükleri doyasıya solumadan demokrasimizi güçlendiremeyiz. Aydınlarımıza, bilim adamlarımıza, tarihçilerimize sahip çıkmadan bilim ufkumuzu genişletemeyiz. Yeni nesillere tarih şuuru kazandırmadan geleceğe yürüyemeyiz. Biz büyük bir aileyiz. Bu ailenin fertleri dünyanın neresinde olursa olsun kalpleri aynı duyguyla, aynı aşkla atmaktadır. Bu aşkın adı Türkiye'dir. Bu nedenle biz çok güçlü bir aileyiz. Önümüzdeki sorunları aşacak güçteyiz. Derin, köklü ve şanlı bir tarihe sahip millet olarak geçmişimizden ilham ve güç alarak geleceğe yürümekteyiz" dedi.

TBMM ONUR ÖDÜLÜ TÖRENİ
TBMM ONUR ÖDÜLÜ TÖRENİ
İHA
Yayın Tarihi : 9 Aralık 2009 Çarşamba 14:37:05
Güncelleme :9 Aralık 2009 Çarşamba 14:57:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?