Olayları, hayat hikayeleri, idam cezalarının infazları, tutuklu ve hükümlü olarak kalan ünlü isimleriyle hafızalara unutulmayacak şekilde kazınan Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi, nam-ı diğer Ulucanlar Cezaevi birkaç günlük nakil işleminin ardından tarih oluyor.

Askeri depo olarak 1923 yılında inşa edilen, ancak 1925 yılında cezaevi olarak kullanılmaya başlanan Ulucanlar Cezaevi, yıllara ve değişen cezaevi koşullarına 81 yıl dayanabildi.

Cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlüler, bugünden itibaren Sincan'daki L-1, L-2, kadın ve çocuk ceza ve tutukevlerine nakledilmeye başlandı.

Nakil işlemleri çerçevesinde ilk olarak cezaevindeki kadın tutuklu ve hükümlüler Sincan'daki yeni cezaevine nakledilecek. Diğer tutuklu ve hükümlülerin nakli de 4 ya da 5 günlük planlama çerçevesinde gerçekleştirilecek.

CEZAEVİNİN PROFİLİ

Cezaevi olarak faaliyete geçmesinden sonra zaman içinde bazı eklemeler ve tadilatlar gören cezaevinde, 19 koğuş bulunuyordu. Koğuşların mevcudu bazı dönemlerde 90 kişiye kadar çıktı.

Cezaevi, tarihinde iki büyük olaya sahne oldu. Bazı hükümlülerin sayım vermemesi ve 8 gardiyanın rehin alınması üzerine, 26 Eylül 1999 tarihinde cezaevinde operasyon düzenlendi. Operasyonda, 10 kişi öldü, 26 kişi yaralandı. Askeri makamlar tarafından yapılan açıklamalarda, o dönemde cezaevine hükümlülerin hakim olduğu belirtildi. Cezaevi, bazı itirafçı terör örgütü mensuplarının öldürülmesine de sahne oldu ve özellikle 1990'lı yılların sonlarında güvenlik zafiyetiyle anılmaya başlandı.

Cezaevlerinin fiziki koşullarındaki sıkıntıların gündeme gelmesi üzerine yüksek güvenlikli F tipi cezaevleri yapılmaya başlandı. Türkiye genelindeki ceza ve tutukevlerinde F tipi cezaevlerini protesto amacıyla açlık grevleri başlatan hükümlü ve tutuklulara 19 Aralık 2000 tarihinde müdahale edildi. Ulucanlar Cezaevindeki terör ve organize suç örgütü mensupları, operasyonun ardından F tipi cezaevlerine nakledildi.