5
Mayıs
2024
Pazar
ANKARA

Üniversitede pervasız telekulak

Öğretim üyelerine 'tehdit' gibi uyarı: Görüşmelerinizi sesli olarak biliyorum...  Tarih 8 Haziran 2006. Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi konferans salonunda yıl sonu Akademik Genel Kurulu yapılıyor. 100'e yakın öğretim üyesi Rektör Kadri Yamaç'ı dinliyor.

Gazi Üniversitesi Rektörü Yamaç 

Bazı hocaların 'öğrencilerle işbirliği yaptığını' söyleyen Yamaç, ardından dinleyenlerin kulaklarına inanamadığı sözler sarf ediyor. Kimin 'reis' olarak bilinen öğrencilerle hangi gün hangi saatte görüştüğünden haberdar olduğunu belirten Rektör, "Kırmızı plaka sahibi kişi, devlet istihbaratının tahmin edersiniz çok önemli bölümleri paylaştığı kişilerdir. Üzülerek söyleyeyim, ben bu fakültede isim isim maalesef, hangi hocanın hangi reislerle hangi görüşmeleri yaptığını sesli olarak biliyorum." diyor. Kadri Yamaç'ın bu sözleri üniversitede rahatsızlık doğurdu. Öğretim üyeleri, 'fişlenme' endişesine kapıldı.

Danışmanı Selçuk Candansayar aracılığıyla Zaman'ın sorularını cevaplayan Rektör, konuşmasının içeriği hakkında yorum yapmadı. Ancak, devletle kurumsal ilişki sürdürmesinin normal olduğunu, istihbarat birimleriyle 'özel' ilişki kurmasının ise düşünülemeyeceğini kaydetti. Rektörlüğün önemli bir makam olduğunu, gerek devlet gerekse üniversite kamuoyunun rektörlük ile kurumsal ilişkisini sürdürmesinden daha doğal bir şeyin olamayacağını savundu. Yamaç, "Ama rektörlüğün devletin istihbarat teşkilatıyla özel bir ilişkisini düşünmek Türkiye'deki yasal yapıyı bilmemek anlamına gelir. Çünkü istihbarat teşkilatları Başbakanlık'a bağlıdır. İstihbarat teşkilatlarının rektörlükle ya da başka kurumlarla ilişki kurması mümkün değildir. İstihbarat teşkilatından üniversiteye bilgi ya da belge geldiğini söylemek de yasaları bilmemektir." dedi. Benzer açıklamaları her yerde yaptığını ifade eden Rektör, istihbarattan geldiği belirtilen bilgiyle YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın bilgilerinin bir olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Kadri Yamaç, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü'ne Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in tercihiyle seçilmişti. Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'nun Cumhurbaşkanlığı'na gönderdiği 3 kişilik rektör adayları listesinde Rıza Ayhan'dan sonra ikinci sırada yer almıştı. Üniversitede yapılan seçimlerde eski Rektör Rıza Ayhan bin 64, Yamaç ise 366 oy almıştı.

Rektör Kadri Yamaç, kayıtları üniversite dışına yayılan konuşmasında ağırlıklı olarak 'reis' olarak adlandırılan ülkücü öğrencilerin çıkardığı iddia edilen olaylar konusunda uyarılarda bulunuyor. Fakültenin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kimliğini zedeleyecek bir çiftliğe dönüşmesine yol açıldığını, bu konuda başta dekanın, ardından öğretim üyeleri, bölüm başkanları ve hocaların sorumluluğu olduğunu öne sürüyor. Dekandan ve bütün hocalardan reislerle alakalı rektörlüğe taşeronluk yapmasını istemediğini ifade ediyor ve "Sayılarla isimlerin tamamı zaten benim elimin dahilinde." diyor.

Yamaç, yanında oturan Fakülte Dekanı Prof. Dr. Duran Altıparmak'ı işaret ederek uyarılarını sürdürüyor. Yamaç, "Öğrenciler 17-18 yaşında çocuklar. Bu heyette bu çocukları manipüle edenler var sayın dekan. Bunu sizinle paylaştım, bunu size söylemezsem, samimiyetle paylaşmazsam akademik kurul bana sahte kalpak vermiş olur." diyor. Gazi Üniversitesi'ndeki olaylardan rahatsız olduğunu, benzer olayların Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde de yaşandığını; ancak medyaya yansımadığını ifade eden Yamaç, olay çıkaran öğrencilere sahip çıkanlara artık anlayışla yaklaşmayacağını belirtiyor.

Şok sözler: İstihbaratla bilgi paylaşıyorum

Yamaç, konuşmasının en can alıcı bölümünde ise şunları söylüyor: "Kırmızı plaka AA denilen kişi devlet istihbaratının tahmin edersiniz çok önemli bölümleri paylaştığı kişilerdir. Üzülerek söyleyeyim ben bu fakültede isim isim, hangi hocanın hangi reislerle, hangi saatlerde nerede hangi görüşmeleri yaptığını biliyorum. Çok üzgünüm bunu söylemekten. Bu konuda teknik eğitim fakültesinde gösterebildiğim en büyük nezaket, size biraz mesafeli davranmak oldu."

Rektör, üniversiteyle ilgili medyaya yansıyan haberlerden de yakınıyor. Burada, "Gazi'de bir kişi dövülüyor, yer yerinden oynuyor. Değerli arkadaşlarım, bu rektör olarak sadece beni ilgilendiriyor zannetmeyin. Bu hepimizin sorunu. Emeklerimize, çabalarımıza yazık ediliyor. Günlerce afiş oluyor, manşet oluyoruz. Sizlerden özellikle rica ediyorum. İsimlerini saydırtmayın bana sevgili öğrencilerin, ya da sevmediğim öğrencilerin. Kulağından tutar, atarım sınıftan. Bu güce sahip değil misiniz? Onlara sahip çıkan hocalarım, büyük bir zarafetle söylüyorum. Şimdiye kadarki anlayışlı yaklaşımımda değişiklik izleyebilirsiniz önümüzdeki günlerde. Çünkü, ben üniversitemle gurur duymak istiyorum." ifadelerini kullandı.


Metin Arslan/Zaman
Yayın Tarihi : 15 Aralık 2006 Cuma 10:30:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?