Yargıdan eşcinselleri sevindicek karar çıktı. Savcılık, Ankara Valiliği'nin 'Pembe Hayat' isimli eşcinsel derneğinin kapatılması talebini reddetti.
 
Ankara Valiliği, Demirtepe'de bulunan 'Pembe Hayat Lezbiyen, Gey, Biseksüel Travesti ve Transeksüel Derneği'nin ' hukuka ve ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle kapatılması için savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturmayı tamamlayan Basın Bürosu Savcıların Kürşat Kayral derneğin kapatılması için dava açılmasına yer olmadığına karar verdi. Savcı Kayral, kararında derneklerin belli ideali gerçekleştirmek üzere yasada öngörüldüğü gibi tüzel kişilikle donatılmış bir kişiler topluluğu olduğunu belirtti. 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun katılım ortaklığı belgesi, yıllık ilerleme raporları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ile Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ve Avrupa Birliği Komisyonu raporlarının dikkate alınarak hazırlandığı belirtilen kararda, yeni yasanın temel felsefesinin derneğin özeline girmemek resmi mercilerin veya kamuoyununun gözetiminden uzak serbestçe etkinlikte bulunmasını sağlamak olduğu, devletin derneklere karşı baskıcı değil kollayıcı tavrını göstermesinin usulüne göre yapılandırıldığına dikkat çekildi. Kararda, toplanma ve örgütlenme özgürlüğünün düşünce özgürlüğü gibi özgürlükçü demokratik düzenin temeli sayıldığı ve bu hususun ulusal anayasa ve yasalarda, uluslarası bildirge ve sözleşmelerde yer alan güvencelere kavuştuğu belirtildi.
 
Eşcinsel, biseksüel, lezbiyen, gey, travesti ve transeksüel kavramlarının ve tercihlerinin bireye hak veren yada yasaklayan kavramlar olmadığı, insanı tanımlayan kavramlar olduğu belirtilen kararda, insanın kendisini tanımlayan kavramlardan ayrı olarak salt insan olması nedeniyle doğal bazı haklara sahip bulunduğu bu haklardan en önemlilerinden birinin de dernek kurma hak ve özgürlügü olduğu vurgulandı. Özgürlüklerin anayasal ve yüksek dereceli normlar ile milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak gibi nedenlerle başkalarının hürriyetlerinin korunması amacıyla sınırlandırılmasının dar yorumlanması gerektiğine dikkat çekilen kararda, genel ahlak kavramının bireylerin kendilerini ifade etmelerinin önüne geçecek derecede yorumlanmasının özgürlüklerin kısıtlanması anlamına geleceği kaydedildi.
Kararda, eşit korumanın cinsel yönelim ve cinsel kimliği dışlayamayacağı, ayrık tutulması gereken hususun ise topluma kendini ifade etmeyi aşarak bir cinsel kimliğin teşvik edilmesi amacına yönelik olması gerektiği ancak bu aşamada derneğin bu tür bir amaç ve eylemsel haraketinin bulunmadığı belirtildi. Kararda ayrıca cinsel yönelim ve cinsel kimlik haklarını savunan bir örgütün kapatılmasının temel hak ve özgürlüklerden örgütlenme özgürlüğü ile ifade özgürlügünün ihlali olacağı, ayrımcılığa karşı korunan statünün ihlali anlamına geleceği vurgulandı. Kararın son bölümünde ise 'hukuka ve ahlaka aykırı dernek kurulamaz' hükmünün ihlal edildiği gerekçesiyle kapatılması talep edilen derneğin, AİHS'nin 11. maddesi ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslarararası sözleşmeler gereği kamusal dava açılmasına gerek olmadığı karar verildiği belirtildi.