19
Mayıs
2024
Pazar
BÜNYAN - KAYSERİ

Bekçilik 65 yaşındaki Güllü Nine'ye düştü

GÜLLÜ NİNE, YA SEN DE OLMASAYDIN?
            Karadayı köyüne değişik zamanlar hep uğramışımdır. Sebebine gelince sanki Karatay Kervansarayı, yolun kenarından geçip gidersem benden davacı olur sanırım. Ecdat ruhunun hep bu kervansarayın etrafında dolaştığını hayal ederim.
            Kayseri-Malatya karayolu Karadayı köyünün ortasından geçince köylüler yolda kazaların meydana geldiğini ve köydeki Selçuklu mezarının üzerinden geçtiğini söylemişlerdi. Biz de, işin doğrusu, bu işe çok hayıflanmış, eleştiri oklarımızı yerinden çıkarmıştık. Lakin, eleştiri oklarını çıkarmışken Karadayı köyündeki hemşehrilerimize birkaç laf da edemeden geçememiştik. Çünkü, kervansarayın çevresinde tezek kurutmuşlardı. Bu görüntü hiç de hoş değildi. İçerisine kapı kilitli olduğu için girememiştik ama köylülerin içeri girdikleri belliydi.Kervansarayın içerisinde de tezek kurutmuşlardı. Hatalarını kabul ettiler ve bize hak verdiler. O günden sonra çok şeyler olmuş köyde galiba... Çünkü, Anadolu Ajansının 28 Ocak tarihli haberine göre Güllü Nine, gönüllü turizm elçisi ve rehber olarak kolları sıvamış bile. Haberi okuyalım mı?
“Kayseri’nin Bünyan İlçesi’ne bağlı Karadayı beldesinde, ünlü Selçuklu vezirlerinden Celaleddin Karatay tarafından yaptırılan görkemli kervansaray, belde halkından 65 yaşındaki Güllü Nine’ye emanet edildi.

       Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat döneminde yapımına başlanan, 760 yıl önce II. Keyhüsrev döneminde bitirilen Karatay Kervansarayı Selçuklu dönemine ait en önemli yapılar arasında yer alıyor. Selçuklular’ın ünlü veziri Celaleddin Karatay tarafından inşa edildiği için Karatay adı verilen kervansaray, yüzlerce yıla meydan okuyan iri saç örgülü beden kuleleri, taç kemerleri, hayvan motifleri ile yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
       Kayseri İl Genel Meclisi Üyesi Mehmet Yağan, Anadolu’nun en önemli kültürel miraslarından biri olan Karatay Kervansarayı’nın, yıllarca define meraklılarına ev sahipliği yaptığını, yaklaşık 20 yıl önce, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan geldiğini belirten bir ekibin, kervansarayın yapımı sırasında ileride onarımda kullanılması için gömülen altın akçe dolu keseyi bulabilmek için sütunları, çok değerli mozaikleri söküp götürdüklerini kaydetti. 
       Restore edilen kervansarayın vakıf kayıtlarında altın akçeye rastlanılmamasının dikkat çekici olduğunu ifade eden Yağan, “bölge halkı 20 yıldan beri kervansaraydan sökülen parçaların onarılıp, getirilmesini bekliyor. Bu olay tarihi eserlerimizin nasıl sahipsiz kaldığının çok önemli bir göstergesi” dedi.
       Geçen yıla kadar bekçi istihdam edilen bu ünlü kervansaray, bekçinin alınması üzerine muhtarlık tarafından kervansaraya komşu olan 65 yaşındaki Güllü Genç’e emanet edilmiş.
REHBERLİK DE YAPMAYA ÇALIŞIYOR
       Torunlarıyla birlikte günde en az 4-5 kere kervansarayı kontrol ettiğini anlatan Güllü Nine, kıt, kulaktan duyma bilgileriyle kervansarayı ziyaret edenlere rehberlik de yapmaya çalışıyor. Kervansaray ile ilgili bilgileri yaşamı boyunca geçirdiği gözlemlere dayanarak anlatan yaşlı nine, kervansarayı yaptıran kişiyi Alaaddin Keykubat’ın oğlu Celaleddin Keykubat olarak ifade etmesi, tarihi ile ilgili hiçbir bilgisi olmamasına karşın, tarihi esere verilen zararlarla ilgili çok önemli ipuçları veriyor.
       Kervansarayın sol girişinde bulunan mumyanın, hatırlamadığı kadar çok tahrip edildiğini, kendilerini bakanlık görevlisi olarak tanıtanların birçok yapı taşını götürdüğünü belirten Güllü Nine, “şimdi anahtar bende. Kervansaraya gözüm gibi bakıyorum. Ben ayakta oldukça burada kuş uçamaz” dedi.
       Güllü Nine, kervansarayı ziyarete gelenlerin kendisine verdiği birkaç milyon lira bahşişle özürlü torununun bakımını sağladığını da sözlerine ekledi. ( AA 28 Ocak)”
            İŞTE DURUM BU...
            Tam bir açık hava müzesi olan ülkemizdeki tarihi eserlere yönelik yürütülen “yağma”ya karşı en azından Karatay Kervansaray’ında içimiz rahat olmalı. Ne de olsa Güllü Ninemiz artık devrede... Şimdi diğer tarihi eserleri korumak için Hatçe Ana, Loğmen Emmi, Hasan Çavuş, Hakkı Dayı, Gülizar Yenge bu işe el attılar mı, gönlümüz rahat demektir. İyi varsın Güllü Nine...
            DARISI SULATANHANI’NIN VE DİĞERLERİNİN BAŞINA...
Darısı Sultanhanı’nın ve diğerlerinin başına diyoruz. Çünkü, buralara bekçi koymak da çözüm olmadı, öncesinden çok iyi biliyoruz. En iyisi ve en güzeli yöre insanının kendi tarihi eserlerine sahip çıkmasıdır. Başka bir yol da gözükmüyor, ne dersiniz?
 
Akın Günlük/Bindallı
Yayın Tarihi : 30 Ekim 2004 Cumartesi 12:47:53
Güncelleme :3 Ocak 2005 Pazartesi 10:37:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?