18
Mayıs
2024
Cumartesi
BÜNYAN - KAYSERİ

Taş değmedikçe kişi kamil olamaz

TAŞ DEĞMEDİKÇE KİŞİ KAMİL OLAMAZ
Ben eski zamanları sanırım sizden daha çok yaşarım.  “Eski zamanları yaşamak” ne demektir? Geçmişi merak etmek… Bunun için de okumak, yaşlılarla konuşmak ve çok çok gezmek gerek… Geçmiş zamanlarla ilgili hatıraları dinlerken bazı şiir parçalarına, fıkralara rastlamak ilginç gelir. Çok iyi bildiklerimiz, bildiğimizi sandıklarımız ve adlarını sanlarını hiç duymadıklarımız… Dizi dizi insanla karşılaşırız.
  YÜZÜNE BAKILACAK ADAM KALMADI
  Develili Seyrani Baba, benim tanımaktan büyük keyif aldığım bir insandır. Özüyle sözü arasında doğruluk derecesi bu kadar orantılı olan bir insan az bulunur.
  Seyrani, bir gün camiden çıkarken Develili yaşlı bir adamla karşılaşmış. Adamla biraz halleşmişler. Adam:
  -Artık gözlerim görmüyor, kimselerin yüzünü seçemiyorum, diye dert yanmış:
  Seyrani:
  -Üzüldüğün şeye bak, demiş. Bu dünyada yüzüne bakılacak adam kalmadı, boş yere sıkıntıya sokma kendini.
  ***
  TAŞ DEĞMEDİKÇE KİŞİ KAMİL OLAMAZ
  Seyrani Baba’yı az buçuk biliyoruz da ya bizim şu Sıtkı Baba’yı hiç duydunuz mu?
  O da Seyrani Baba’nın çağdaşı… 19. yüzyılda yaşamış. 1820 yılında Bünyan ilçesinin Gergeme köyünde doğmuş. Sıtkı Baba’nın asıl adı Memiş’tir. Rivayet odur ki, bu iki insan karşılaşmışlar ve iyi dost olmuşlar. Sıtkı Baba, bir gün Develi’ye ulaştığında Seyrani’nin ölüm haberini almış. Çok üzülmüş. Bazı insanların Seyrani’nin ardından söylediklerini duymuş, daha da üzülmüş. Seyrani’nin mezarının başında bir şiir söylediği rivayet edilir. Bu şiirin sadece bir dörtlüğü tespit edilebilmiştir.
  Kimi Sünni dedi, kimi Kızılbaş
  Kişi kamil olamaz değmedikçe taş
  Rabbin etsin sana imanı yoldaş
  Gözet yollarımı ben de geliyorum
  Sıtkı Baba da 1892 yılında hakkın rahmetine kavuşur.
  İKİSİNİN DE MEZARINI BULAMIYORUZ
  İşin ilginç bir tarafı da ikisinin ölüm tarihleri de çok eskilere dayanmadığı halde, ne Develi’de Seyrani’nin mezarını, ne de Bünyan’da Sıtkı’nın mezarını bulabiliyoruz. Hep rivayetler anlatılıyor. Aslında onun mezarı şuradaymış ama oradan birileri kaldırmış, sonra ne olduysa kimse bilmiyor falan filan… Kısacası mezarları yok, yok..
  Develili Seyrani hakkında hiç olmazsa bunca kitap yazıldı. Sıtkı Baba’yı ise tanıyan insana nadiren rastlanır. Nereye gitti bu insanın şiirleri? Bir divanı olduğu söyleniyorsa da bu güne kadar kimse bulamadı.
  Memiştir bizim adımız
  Arşa çıkar feryadımız
  Sanatımız insan sevmek
  Böyle öğretmiş üstadımız
 Diyen bu ustanın şiirlerine ulaşamamanın sıkıntısı had safhadadır. Onu tarihin tozlu raflarından indirip Bünyan’ın tam göbeğine dikmek ve gençlere de “bakın, Sıtkı Baba’yı iyi tanıyın, hiç unutmayın” demek lazımdır.
  Sıtkı Baba’nın “Ya İlahi” isimli bir şiirini sizlere takdim edeyim de büyük ustanın ne sıkıntılar çektiğini bir öğrenelim:
  YA İLAHİ
 Ya İlahi kıl vikaye
 Sığınmışam sen Hüdaya
 İnayet et ben gedaya
 Bizi suizan ederler
 Dillere destan ederler

 Derviş olup seyyah olsam
 Postumu eynime alsam
 Alimlere ben de varsam
 Bizi suizan ederler
 Dillere destan ederler

 Köşe-yi vahdette kalsam
 Mushafı elime alsam
 Hacca gidip hacı olsam
 Bizi suizan ederler
 Dillere destan ederler

 Mektebi sıbyane gitsem
 Çoban olup davar gütsem
 Yüz cariye azat etsem
 Bizi suizan ederler
 Dillere destan ederler

 Sıtkıyâ bak bu hengame
 Katip olsam yazsam name
 Hoca olsam şeyhülislame
 Gene suizan ederler
 Dillere destan ederler

 Kelimeler:
 Suizan: Her şeyde bir art niyet aramaya, yanlış düşünüp yanlış yorumlamaya
denir.
 Vikaye: koruma, gözetme
 Geda: yoksul
 Vahdet: birlik
 Mushaf: Kuran-ı Kerim
 

S.Burhanettin AKBAŞ
Yayın Tarihi : 28 Aralık 2004 Salı 15:41:23
Güncelleme :3 Ocak 2005 Pazartesi 10:41:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?