17
Haziran
2024
Pazertesi
SEYDİŞEHİR - KONYA

Dağlarda piknik yapmakta ücretli

Seydişehirli piknikçiler susuz yaylasının ilk baharda girişi ücretli olduğunu bilirler yıllardan beri yayla girişine duran köy muhtarlığına ait bekçi elindeki makbuzla yaylaya giren her araçtan 1ytl giriş ücreti alır.

Seydişehirli piknikçiler uzun zaman bu uygulamaya alışmak için zorlandılar kimisi para istendiği için piknik yerini değiştirdi bekçiyi ve zaman zaman duran muhtarı görünce başka yere piknik yapmaya gitti, kimisi itiraz etti bekçiyle muhtarla tartıştı vermek istemedi, kimisi hiç itiraz etmeden verdi geçti. Son zamanlarda yaylaya gelen piknikçiler azaldı ki demek o yolun kenarında durupta makbuz kesen bekçi şimdi bulduğu bir araçla Antalya yolunun gidişte sağ tarafında kalan bölgede ki piknikçileri dolaşarak makbuz kesiyor. Piknik yapan vatandaş olaydan şaşkın şimdi yaylaya girerken makbuz kesilmesini anladıkta buraya nasıl alıyorlar diye itiraz eden Selahhadin Köşeli uygulamayı haksız bularak bir daha buraya gelmeyeceğini söylüyor. Çünkü Seydişehir in hiçbir yerinde böyle bir uygulamanın olmadığını en gözde piknik yerleri olan Kuğulu parktan bile Seydişehir belediyesinin hizmet götürmesine rağmen ücret almadığını ve burada hiçbir hizmetin olmamasına rağmen dağdan ücret alınmasını yadırgadığını söylüyor. Susuz köyü bekçisi Nuri Yıldırım ise köy bekçisi olarak Kaymakamlık tarafından kendisine verilen görevi yaptığını buraların susuz yaylasının sınırları içinde olduğunu ve kendilerinin böyle bir şeye haklarının olduğunu söylüyor. Yorum sizin…
İsmail Sünbül-Kenthaber/Seydişehir
Yayın Tarihi : 30 Mayıs 2006 Salı 21:05:53
Güncelleme :31 Mayıs 2006 Çarşamba 11:04:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar kaya IP: 85.108.100.xxx Tarih : 18.06.2006 15:44:42
ÜZÜLDÜM Sülün osman Istanbulumuzda ne sattığı hep rivayet edilir. Edilirde Ülkemin dağlarından bile haraç kesmeye çalışan uyanıkların olması acı. Bunu Seydişehir aklı başında insanları Kaymakamı belediye başkanı ilgilenmeli. Köylü cahilce aldığı o parayla sözde köye hizmet götürecek ama haramdan rızık omaz.

nadir yalın IP: 85.98.235.xxx Tarih : 15.06.2006 17:21:45
bu konu hakkında bize de görüslerimizi sunan ismail abime sağol derim ne demek allahın dagınada para vermek nerden çıkmış seydişehir halkı bu denli sessiz kuzu gibi devam ederse yaylada paralı olur arkadaş paralı olur ama karsılıgında ne gibi hizmet alıyoruz onu da söylesinler bakalım arkadas böyle seyler olmaz yapılacak tek sey oralara gitmemek iyi ozaman bizde susuzdan gelenlere seydişehirde oturdugu yere girdiği pazara para alalım ne demek bu ya dalga geçiyorlar adam mı kayırıyorlar demekki iyi bi dayıları var da o yüzden böyle bir uygulama yapıyorlar bunlar size tavsiyem bu gibi dagın basına gidecenize elimizde bulunan piknik yerlerini tercih etmeniz mesala mamanda gibi koruluk orda adamlar alıyor ama haklı adam haklı ayagına kadar su yunu getirmiş ocanı getirmiş ora gidecene mamandaya gir kardeşim bu gibi kişilererin yerine gitmeyecenki deger bilecekler önce hizmet versin sonra dağa gelsin para istesin arkadaş seydişehiliyii kusura bakmayın yolunacak sey gibi sanmasın muhtarem susuzlular

Emrah EKİNCİ IP: 85.103.121.xxx Tarih : 2.06.2006 22:06:54
Yorumu bize bırakmış İsmail Bey teşekkür ederiz kendisine ve bu konuyla ilgili birkaç sözde ben söylemek istiyorum. Öncelikle böylesi bir uygulamayı neye dayanak yapıyorlar bilmiyorum; ama kendilerine sormak istiyorum Susuz'da bir derebeylik kuruldu da, bizim mi haberimiz yok? Orası vatan toprağı değil mi? İnsanlar 5 dakikalık mutluluk için, 2 dakikalık temiz hava için, 1 dakikalığına deşarj olmak için YTL mi sayacaklar? Ailesiyle haftanın yorgunluğunu atmaya, birlikte olmaya, eğlenmeye para mı sayacak? Neoliberalizmin sonucu olarak elbette bunu yapacak. Başkası alıyor ya, plajlardan alıyorlar ya, birahanelerden, eğlence klüplerinden alıyorlar ya bu arkadaşlara göre SUSUZ'UN neyi eksik değil mi? Mantık bu mu yoksa? Şöylesi bir durumda muhtarlık kendini haklı görebilir: "Buradan gelevek parayla köye daha iyi hizmet yaparım, sağlık ocağı kurarım, okulu onarırım." Evet, paraları cebe atmayacaksa böylesi durum normal karşılanabilir; ama bu zorlamayla olmaz! Bunu yapacağına kişisel seçime bırak olayı. Nasıl mı? İşte muhtar bey size örnekler: 1- Köyümüz için gönüllü yardım yapmak ister misiniz? sorusunu insanları zorlamadan, nazikçe sorarak. Kişi kendi tercihine göre para verebilir. 2- Bekçiye zorunlu makbuz kestireceğine, ver eline çekirdek, dondurma, çikolata, kola... sattır. Oradan gelecek gelirle (Hemde helalinden. Arkanızdan kötü söz işitmeden) isrediğin hizmeti götür köyüne. 3- Köyün genç kızlarına veya kadınlarına el işi, hasır... (kadının veya genç kızın yapabileceği her türlü ürünü) oraya bir sergi, tezgah açarak sattırarak. Bu hem köylü kadınına-genç kızına, hem de muhtarlığa gelir olur. 4- Yine köyün işsiz bir genç erkeğine ekmek-kömür-et-tuz-çay... aklınıza ne gelirse, ufak bir işletme açarak sattırarak ve böylece o gence hem bir meşgale bulursunuz, hem de muhtarlığa gelir elde edersiniz. Bu örnekleri ben uzattıkça uzatırım. Bundan sonra gerisi sizin yaratıcı kapasitenize kalmış bir şey. Dediğim gibi maksat hizmetse muhtarlığı bu anlayışından ötürü kutluyorum; ama kullandığı yanlış metottan dolayı onlar hicvediyorum. Bu hatadan acilen dönülmesi gerektiğini ısrarla talep ediyorum. Dedemin kanını döküpte aldığı toprakta, ben doğasında temiz hava soluyamıcaksam, bir günlüğüne ailemle gönlümce eğlenemiyeceksem neye yaradı dedemin şehit olması? Bu topraklar bizim değil mi? Köyün arazisi ne zamandan beri vatan arazisi olmaktan çıktı? Belkide bu sözler 1 YTL için ağır oldu; ama eğer buna dur denilmezse bu bir çığ gibi büyür gider. Geliri düşük olan ailenin nerdeyse tek eğlencesi arık piknik. Gerçi günümüzde piknik, az da olsa lüks oldu ama neyse bu başka bir konu. Bu konuya bilimsel değil, daha çok ereksel aklımı kullanarak yaklaşıyorum. Kendi düşüncelerimi serbestçe söyleyebilme özgürlüğüne sahip olduğunu düşünüyorum. Ben muhtarlığın buradan gelir etmesine karşı değilim. Türkiye'nin ekonomisinin ne olduğu, köylerine ne kadar baktığı ortada. Elbette ki, muhtarlıklar alternatif yollar arama teşebbüslerinde bulunacaklardır. Ama bunu zorunlu arkadaş vereceksin diretmesiyle değil, kişinin kendi tercihine bırakmakla veya bunu bir sektör haline getirmekle (ortalarda dediğim gibi sergi, dükkan vb. şeyleri kastediyorum sektörle) yapacaksın. Böylesi daha iyi olur kanaatimce; çünkü hayat pahalandıkça pahalanıyor. Zam yapmıcaz benzine, şuna buna diyenler zam yapmaya halen inatla, verdikleri sözü unutarak yapıyorlar. Doğudaki köylüye karşılıksız kredi verip, batıdaki köylüme karşılıklı kredi vermesi bir kenarda dursun. Ürününün değerinin 3 yıl öncesiyle aynı tutup, mazotun ürüne karşı değerini her geçen gün arttıran; yaptığı başarılı özelleştirmelerle işçinin kendi kendine bir şey bile ifade edemeyen, yabancı sermyenin emrinde olan iş adamlarımıza her türlü desteği veren ( bu örnekleri artırabilirim ama gerek yok.), son olarak doğal gaz fabrikanın dibine kadar geleli 5 yıl olmasına rağmen sırf özelleşsin diye fabrikaya kullandırtmayan hükümetimiz ve muhalif olmayı başaramayan, yersiz ve lüzumsuz konularda yaptığı çıkışlarla yaptığı şeyi muhaliflik sayan, Atatürk'ün karış karış her zaman gezdiği toprağı sadece seçimlerde yolunu bulan muhalefet partimiz, sanayileşmeyi bir türlü başaramayan, ithal ikameci modelle(yani dışarda üretilen ürünlerin sadece Türkiye'de birleştirilmesi) ilerleyebileceğini zanneden, demokrasiyi tabana halen ve halen yayamamış, 2000'li yıllarda köylüsü halen azarlanan Türkiye'de bırakında insanlar 5 dakika nefes alsın. Baştada belirttiğim gibi bu yazı 1 YTL'ye karşı ağır oldu belki ama asgari ücretin 400 küsür YTL olup, kağıda imza attırıldıktan sonra 300 küsür YTL eline sayıldığı bir ülkede böylesi yersiz, yöntemsiz, totaliter rejimmiş gibi zorlamayla oluşturulan bir sistem derhal terk edilmelidir. Yoksa SUSUZ MUHTARLIĞI, ülkenin tek piknik alanı SUSUZ değil, terk edilir! Susuz'un adını kimse anmaz olur, dağında çocuklar cıvıldamaz olur veyahut şehir hayatından bıkmış insanların bir günlüğüne olsun dinlenmesini çok görürsen, insanların evlerine hapis olmasına vesile olursun ve bundan sonra oluşacak yeni süreçte gerçekleşecek intiharların baş mimarilerinden birisi olursun. Herkes eşit değil. Bunu belki senede bir kez yapan var. Bırakta o aile senede bir gün olsun eğlensin. Bu sözlerim ağırlığı aslında vatan toprağının her yerinin, bu vatan toprağının evlatlarına ücretsiz olmasından kaynaklanmaktadır. Gerek plajlar, gerekse böylesi dinlenme mekanları vatandaşlarımıza ücretsiz olmalıdır. Bu ülkenin cefasını dedelerimiz çekti, sefasınıda biz süreceğiz, yeri gelirse cefasını yine biz çekeceğiz. Bu uzun yorum yazısını okuduğunuz için teşekkürler.