6
Mayıs
2024
Pazertesi
AMASYA

Giriftzen Asım Bey


(Teselya, 1851 - 1929) 

Klasik Türk müziğinde nefesli sazlar arasında yer alan ney’in bir çeşit cinsi olan “Girift” üflemekte devrinin en başarılı icracısıdır. Muhzirbaşızade Ali Efendi’nin oğludur.Besteci ve giriftzen Asım Bey, Yunanistan'ın Tesalya bölgesindeki Yenişehir Mevlevihanesi'nde ney çalmayı öğrendi. Neyzen Yusuf Paşa’nın talebelerinden Neyzen Hasan ve Salim beylerden dersler aldı.

İzmir’de Askeri Hesap Memuru olarak çalışırken Mülazım rütbesiyle subay oldu. 1872’de İstanbul’a döndükten sonra Sultan Abdülaziz tarafından kurulan İstanbul İtfaiye Teşkilatına yüzbaşı rütbesi ile girdi. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşına Bölük Kumandanı görevi ile katıldı. Savaş sonra İstanbul’daki görevinin başına döndü bu sefer Binbaşı rütbesi ile İstanbul İtfaiye Kumandanı oldu . Ayân Azası Mûşir Fuat Paşa ile musiki alanında fikir ve bilgi alışverişinde bulundu. Bu yaklaşım ile sarsılmaz dostluk bağları örüldü. II.Abdülhamid’e Ayân azası Mûşir Fuat Paşa hakkında bazı ihbar ve şikayetler gönderilmesi Mûşir Fuat Paşa’nın sürgüne edilmesine yol açtı. Giriftzen Asım Bey’de bu sürgün edilenlerin arasında yer aldı ve 1883 yılında Amasya’ya sürgün edildi.

Amasya’da Kendine yakın hissettiği kişilerle yakın dostluklar kurdu. Geçici ikamet ettiği çiftliğine hemen hemen her gün kırk elli kadar misafir kabul eder, musiki talimleri yapardı. Musikişinas ailelerle görüşmelerini sıklaştırdı ve nihayetinde “Amasya Musiki Cemiyeti” adı altında çalışmalarına hız kazandırdı ve çok sayıda müzisyen yetiştirdi. Bu sırada eşi vefat etti. Asım Bey Amasyalı dostlarının yardımlarıyla Lütfiye Hanım ile evlendirildi. 1908 yılına kadar Amasya’da kaldı. Meşrutiyetin ilanı ile İstanbul’a döndü ve eski görev yeri olan İstanbul İtfaiye Kumandanlığı’na bu sefer Albay rütbesi ile başladı.

Emekli olana kadar İstanbul’da kalan Giriftzen Asım Bey, emekli olur olmaz Amasya’ya yerleşmek üzere geri döndü. Bu geri dönüşün asıl sebebi, “Amasyalıların sıcak kanlı ve samimi olduklarını, musiki ve dostluklara önem verdikleri” sebep olarak gösterilmişti. Amasya’da musiki çalışmalarını sürdüren Asım Bey 1916 yılında kendi evinde daha sonra “ Amasya Musiki Cemiyeti” adını alacak olan topluluğu bir araya getirdi. Amasya Musiki Cemiyeti’nin fahri başkanlığını yaptı. Cemiyet kurucularından Udi Hulüsi Bey’in (Tiryaki) başkanlık yaptığı toplulukta Nısfıye Dede Sami, Âmâ Mehmet, Udi Tahsildar Mustafa Efendi, Karavaiz İsmail Efendi, Alişan Efendi, Nişan Efendi. Hanendelerden Çuhacıoğlu Terzi Sabri, Hafız Memduh, Topuzubüyük Mustafa görev aldılar.

Asım Bey toplam olarak yirmi yıldan fazla kaldığı Amasya’da bir çok talebe yetiştirdi. Kanun çalmayı ve musikinin bütün usullerini öğrettiği talebeleri arasında İsmail Safa Olcay’ı İstanbul’a gidişinde beraberinde götürdü. Zamanın en tanınmış musikişinaslarından Vitali ve Artaki Candan ile tanıştırdı ve bunlardan ders almasını temin etti.

Giriftzen Asım Bey, sadece Türk San’at Müziği eserlerine beste yapmakla kalmadı. Milli Mücadelenin zaferle tamamlanmasının ardından kabul edilen ve Mehmet Akif tarafından yazılan İstiklâl Marşı’na beste yapmıştı. Bugün okunmayan besteler arasında yer almaktadır. Asım Bey'in 30 kadar bestesi günümüze ulaşmıştır.

Vekilinize soru sormak/sorununuzu iletmek ister misiniz?
Sorular/Cevaplar