3
Mayıs
2025
Cumartesi
AYDINTEPE - BAYBURT

İdeal ebeveynlik ve ergenlik

Bayburt Devlet Hastanesi'nde görevli Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Selin Mızrak, normalde ergenlik döneminde yaşanması gereken değişim ve farklı arayışların, çoğu aile tarafından baskılandığı için birikmiş olan dürtü ve heveslerin, üniversitedeki özgürlükle birlikte aniden ve dengesiz biçimde patlayabildiğini belirtti.


20 Mart 2007


Aydıntepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün organizesinde düzenlenen ve Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Selin Mızrak tarafından, okul çağındaki gençlere yönelik ergenlik döneminde okula yaklaşımlar, televizyonun olumlu ve olumsuz etkileri ve çocuğun aile içindeki yaklaşımlarının ele alındığı "İdeal Ebeveynlik ve Ergenlik Dönemi Aşamaları" konulu seminer, Aydıntepe Şehit Oktay Altuntaş İlköğretim Okulu çok amaçlı toplantı ve etkinlikler salonunda yapıldı. Seminere Aydıntepe Milli Eğitim Müdürü Samih Akpulat, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri Metin Bilgin, Ömer Özgenç ve 100 bayan veli katıldı.


Eğitimin sadece okulda olmadığını vurgulayan Dr. Mızrak, velilere şu bilgileri verdi:
"Psikolojik açıdan ergenlik çağı, çocukluk döneminde temel elemanları (yani hammaddesi) belirlenmiş olan kişiliğin, toplumda bir birey olarak, nasıl bir rolle, nasıl bir şekilde var olacağının belirlendiği, yani gencin erişkin bir insan olarak toplumda kendi adına var olmaya hazırlandığı bir dönemdir. Çocukken her şeyi ailesinden bekleyen, sürekli desteğe muhtaç olan insanın, kendi ayakları üstünde durup kendi yolunu çizebilmesi için de, böyle zorlu bir değişim dönemi geçirmesi kaçınılmazdır. Yeni ve kendinden öncekileri aşmış bir bireyin meydana atılması zamanıdır artık iyi ama bu 'kendisinden daha iyi' olma, nasıl olacaktır? Eğer çocuk anne-babanın dizinin dibinde, aynı yolda, onların izinde yürürse, ancak onlar kadar iyi olabilir onları aşamaz. Onları aşabilmesi, kısmen de olsa onlardan ayrımlaşması, yeni şeyler denemesiyle mümkündür. Bu da gösterir ki, gencin kendine has bir yol çizmesi, değil şikayet etmek istenmesi gereken bir şeydir aslında. İşte ergenlik çağı problemlerinin belki de en önemli püf noktası buradadır. Ebeveyn, çocuğunun hala o eski uslu, ana kuzusu halinin devamını isterse, değişime karşı direnirse, bu dönem kolay atlatılamaz. Hatta bazen yirmili yaşlara kadar gecikir."


Dr. Mızrak, seminerde daha sonra şu bilgileri verdi:
"Yirmili yaşlardan bahsedince bir tespitimi sizlerle paylaşmak isterim. Dünyada üniversite gençliği en haylaz, en sorumsuz ve en uç yaşam tarzlarında dolaşan ülkelerden biri biziz. Oysa aynı gençleri ilkokul, hatta lise yıllarında bile hayli uslu, efendi, terbiyeli çocuklar olarak görüyoruz genellikle. Nedir bunun sırrı? Normalde ergenlik döneminde yaşanması gereken değişimler, farklı arayışlar, çoğu aile tarafından (hatta zorla) baskılandığı için, birikmiş olan dürtü ve hevesler, üniversitedeki özgürlükle birlikte aniden ve dengesiz biçimde patlayabiliyor. O yaşa kadar 'uslu çocuk' konumunda yaşayan (tutulan) gençler, yaydan boşanırcasına diğer uca, haylazlık, sorumsuzluk ucuna sıçrıyorlar bir anda. İşte böylesi dengesiz oynamalar istemiyorsak, ergenlik dönemindeki değişimleri zorla engellemeye çalışmak yerine, anlamaya ve doğru yönlendirmeye çalışmalıyız."


Dr. Mızrak, ergenlik döneminin iyi anlaşılması gerektiğini belirterek, böylece bu dönemin daha düzgün ve sorunsuz atlatılabileceğini ifade etti.

iha
Yayın Tarihi : 8 Ocak 2008 Salı 13:57:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?