TBMM eski Başkanı ve AK Parti Manisa Milletvekili Bülent Arınç, "Ümit ederim Pazartesi günü başlayacak olan bu karar süreci en kısa zamanda tamamlanacak ve AK Parti hakkındaki davanın ret edilmesiyle Türkiye demokrasi bir kez daha güç kazanmış olacaktır" dedi.

TBMM eski Başkanı ve AK Parti Manisa Milletvekili Arınç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'le birlikte, AK Parti Giresun Milletvekili Ali Temür'un kızının nikah töreni için geldiği Giresun'da, partililerle gerçekleştirilen toplantıya katıldı.

Toplantıda, AK Parti hakkında açılan kapatma davasının 28 Temmuz Pazartesi günü başlayacağını hatırlattı. Arınç, kapatma davasında AK Parti'ye yönelik isnat edilen fiillerin hiçbirinin Anayasa'ya aykırılık teşkil etmediğini savunarak "AK Parti, kendisine güveniyor. AK Parti, suç işlemediğine inanıyor. AK Parti, millet hizmetinden başka bir şey düşünmediğini, 6 yıllık iktidarı döneminde altına imzasına attığı bütün icraatlarını savunuyor. Başsavcının suç kabul ettiği, hatta suç bile olmadan Anayasa aykırı eylem olarak düşündüğü konular, gazetelerde haber olarak geçmiş bazı kupürlerden ibarettir. Biz bu yargı sürecinde, yargıya güvendiğimizi ortaya koyduk. Biz, ne yaptık? Cevap sürelerini mümkün olduğunca kısalttık. Nerdeyse yarı süre içerisinde verdik. Bu yargının bizim savunmalarımız, karşı tarafından iddiaları ile meseleye en kısa sürede bir sonuç vereceğine inancımızdan kaynaklanıyor. İkincisi, biz kendimize güveniyoruz. Bize isnat edilen fiillerin hiçbirisinin Anayasa'ya aykırılık teşkil etmediğine inanıyoruz" diye konuştu.

"2008 yılındayız. Türkiye'de, Anayasa'nın pek çok maddeleri değişti. AB'ye uyum yasaları çıktı. AB'yle müzakere eden bir ülkeyiz" diyen Arınç "Türkiye AB'nin hukuk ve demokrasi standardında çok şeyler kazandı. Özgürlükler genişledi ve muhkemleştirildi. Türkiye artık geçmiş yıllarda bir takım dayatmaların bir takım kısıtlamaların olduğu Türkiye değil. Herkes düşüncesini özgürce söyleyebilmeli. Sınırları nelerdir? Suç işlenmesine tahrik etmeyecek. Cebir ve şiddet göstermeyecek. Bütün bunların dışında herkes doğru bildiği şeyi söyleyebilir ve yazabilir. AB İnsan Hakları Sözleşmesi de, AB İnsan Hakları Mahkemesi de, Anayasa'mızın temel hükümleri de bunu içeriyor. Dolayısıyla artık bu özgürlükler ve demokratikleşmelerden sonra bir insanın söylediği sözlerin suç teşkil etmeyeceğini böyle bir fiillerle bir partinin de kapatılmayacağına yürekten inanıyorum. Dolayısıyla bu güvenimiz sebebiyle göğsümüzü gere gere bize isnat edilenlere karşı cevaplarımızı verdik. Şimdi de yargının kararını hep beraber bekliyoruz. Ümit ederim Pazartesi günü başlayacak olan bu karar süreci en kısa zamanda tamamlanacak ve AK Parti hakkındaki davanın ret edilmesiyle Türkiye'de demokrasi bir kez daha güç kazanmış olacaktır. Biz Ak Parti olarak buna inanıyor ve güveniyoruz" şeklinde konuştu.

Ergenekon soruşturması da değinen Arınç, şimdiye kadar böyle bir operasyon ve böyle bir davanın açılmadığını ifade ederek şunları söyledi: "Bütün bunların ortaya çıkarılması iyi bir yargı sürecinden sonra hak edenlerin layık olduğu cezalara kavuşturulması bizim hukuk adına dileğimizdir. Son yıllarda yapılan emniyetin ve daha sonrasında da bizzat savcı ve hakimlerin yürüttüğü bir yargı operasyonudur. Burada ne hükümetin, ne AK Parti'nin, ne senin, ne de benim hiçbirimizin dahli yok. Türkiye'de zaten bu işler böyle olur. Herhangi bir suç örgütü varsa, herhangi bir suçun işlendiğini, haber almışlarsa bu konuda güvenlik güçleri gerekli çalışmayı
yaparlar, ellerindeki sonuçları ve bilgileri savcılara, savcılarda hakimlere bildirir. Bazen gözaltına alınmak olur, bazen tutuklanmak olur. Bazen tutuksuz yargılanmak olur. Bu iddianamede görüyoruz ki, içlerinde emekli subaylar da, en üst rütbesine kadar, şüpheli sanık olarak geçmektedir. İçlerinde sivil kişiler bulunmaktadır. Gazeteciler yazarlar bulunmaktadır. Bir suç örgütü ile ilgili yargı süreci başlamıştır. Bütün bunların ortaya çıkarılması iyi bir yargı sürecinden sonra hak edenlerin layık olduğu cezalara kavuşturulması bizim hukuk adına dileğimizdir. Hiçbirisi ile şahsi olarak ne kırgınlığımız, ne düşmanlığımız var. Biz diyoruz ki hukuk devleti olan Türkiye'de güçlü bir yargılama ile bütün yaptıkları iş ortaya çıksın ve herkes bu suçlamalardan bir şekilde aklanmak imkanı bulsun."

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise toplantıda yaptığı konuşmada, 1 Ekim tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Reformu'nun yürürlüğe gireceği, reformla birlikte artık Türkiye'de eşitsizliklerin ortadan kaldırılacağını söyledi.

"Türkiye'yi sevmek 2070'lere göre politika yapmaktır, Türkiye'yi sevmek ve bu ülkeye gönül vermek Türkiye'nin geleceğini kurtarmaktır" diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı gündeme geldiğinde yapılan haberlerle acaba iktidarı zora sokabilir miyiz, alaşağı edebilir miyiz diye üretilen politikalarla kurban edilmeye çalışıldı. Ama muvaffak olamadılar. Herkesle görüştük, saatlerce toplantı yaptık, usanmadık genel kuruldan geçirdik ve 1 Ekim'de Sosyal Güvenlik Reformu yürürlüğe girecek. Artık eşitsizliklerin ortadan kalktığı ve şu an 33 katrilyonlara varan açığın 2030'larda yüzde 2'lere 2050'lerde yüzde birlere düşerek devam ettiği, bugünleri değil 2070'leri gören sosyal güvenlik sistemini kurduk. Biz parti olarak kendimizi düşünseydik, 'bize ne 2070'den, bize ne diğer yıllardan, bugüne bak, bugünün sorunu çöz, oy alamaya bak, gününü gün et, seçimi kurtar' gözü ile bakacak olsaydık biz de emeklilik yaşını 35-40 yapardık, hey millet yaşayın bu baharı yaşayın derdik. Peki bahar ve yaz ne olacak, çocuklar ne olacak. Türkiye'yi sevmek 2070'lere göre politika yapmaktır, Türkiye'yi sevmek ve bu ülkeye gönül vermek Türkiye'nin geleceğini kurtarmaktır. Yoksa günü birlik seçim için atılan adımlar ve atraksiyonlar bu millete pahalıya patlamıştır. Bu millette onları cezalandırmıştır. Biz doğru şeyler yapıyoruz ve doğru şeyler de yapmaya devam edeceğiz"

Toplantıda Bakan Çelik ve Arınç'a sepet içerisinde fındık hediye edilirken, toplantı daha sonra basına kapalı olarak sürdü.

iha

Yayın Tarihi : 26 Temmuz 2008 Cumartesi 18:36:27