İtalyan fındığı sona yaklaşıyor

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Karadeniz, dünyada üretiminde Türkiye'den sonra ikinci sırada gelen İtalyan fındığının sona yaklaştığını belirtti.

"Fındıkta Dikim Sistemleri Projesi" kapsamında İtalya'da fındık dikim alanlarında incelemelerde bulunan Prof. Dr. Turan Karadeniz, Türk fındığının geleceğini değerlendirdi.

Türkiye'den sonra en önemli fındık üreticisi olan İtalya'nın fındık üretimde son noktalara kadar geldiğini ifade eden Prof. Dr. Turan Karadeniz, bu ülkede birçok sebepten dolayı fındık üretiminin azaldığını kaydetti.

İtalya'da fındık sahalarının ve üretim miktarlarının önemi düzeyde artması beklenirken, mevcut plantasyonlarda hastalıklar görünmeye başlandığı ve bunun ürün kaybına neden olduğunu belirten Prof. Dr. Karadeniz, "İtalya'da yetiştirilen fındık çeşitleri makineli üretime yönelik çeşitler olduğundan, dünya pazarlarında rakipsiz olarak bilinen Giresun yağlısı ve palaz gibi fındık çeşitlerinin bu ülkede yetiştirilmesi hemen hemen imkansızdır. Zira bu çeşitler makineli tarıma uygun olmayan çeşitlerdir. Ülkemizin bir avantajı da, bu çeşitli makineli tarıma uygun olmayan eğimli arazilerde tamamen insan gücüne bağlı olarak üretilmesidir. İtalya bizim kaliteli çeşitlerimizi insan iş gücüne dayalı olarak yetiştirmemesinin altında fındık maliyetlerini yükseltecek olması yatmaktadır. İtalya'da bir işçinin bir günlük yevmiyesinin 100 euro olduğunu göz önünde tutulursa, bu durum daha net olarak anlaşılmaktadır" diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN RAKİBİ TÜRKİYE"
Söylenenlerin aksine fındık üretici ülkeler arasında Türkiye'nin rakibinin yine Türkiye olduğunu belirten Prof. Dr. Turan Karadeniz, oluşturulacak milli bir politika ile fiyatların Hamburg'dan değil Ordu ve Giresun'dan belirlenmesi gerektiğini kaydetti.

Prof. Dr. Karadeniz, "Dünya fındık üretiminin yüzde 75'ini karşılayan ve ürettiği fındığı 80 farklı ülkeye ihraç eden Türkiye gerek yetiştirdiği kaliteli çeşitler, gerekse üretim miktarı ile dünyada en güçlü ülke durumundadır. Bu gücü en iyi şekilde
kullanmak milli bir fındık politikası oluşturmaktan geçmektedir. Üretici, tüccar, sanayici ve ihracatçının belli bir çatı altında milli politikalar oluşturulmalı ayrıca sadece üretim gücümüzle kalınmamalıdır. Eğer bunu başarabilirsek, ürettiğimiz ürünün fiyatının da, Hamburg gibi yabancı bir şehir de değil, Ordu'da, Giresun'da belirleme gücüne kavuşmuş oluruz. Bunun sonucunda Türk fındığı dünya pazarında çok daha iyi bir fiyattan alınıp satılacak, dolayısıyla üreticimizin hayat standartları yükselecektir.

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, fındık üreticisi ülkeler arasında Türkiye'nin rakibi yine Türkiye'dir. Fındıkla uğraşan herkes bu gücü hissetmeli, aynı zamanda bu sorumluğu taşımalıdır" şeklinde konuştu.