17
Mayıs
2024
Cuma
BİLİM TEKNOLOJİ
Belediye Sayfaları

Şebinkarahisar Bilimsel Platformlarda

ESKİ ŞEBİNKARAHİSAR VİLAYETİNİN BIRAKTIĞI BOŞLUK VE ORTAYA ÇIKAN İDARİ COĞRAFYA SORUNLARI

Yard. Doç Dr. Eren YÜRÜDÜR
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi
TOKAT

1949 tarih ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nda “ Türkiye, Merkezi idare kuruluşu bakımından coğrafya durumuna, iktisadi şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre illere, iller ilçelere ve ilçeler de bucaklara bölünmüştür” denmektedir. Kanunda belirtilen şartlar (coğrafya durumu, iktisadi şartlar ve kamu hizmetlerinin gerekleri) idari yapının sağlıklı işlemesi açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü, özellikle coğrafyanın desteklemediği bir idari fonksiyon zayıf kalmakta ve bazen böyle bir yapılanma insanlar için işkenceye dönüşebilmektedir.

Eski Şebinkarahisar vilayetinin bulunduğu alan bu duruma bir örnektir. 1933 yılına kadar il merkezi durumundaki Şebinkarahisar bu tarihte ilçe haline getirilmiş ve Alucra ile beraber Giresun’a bağlanmıştır. Diğer ilçelerinden Mesudiye Ordu’ya, Suşehri ve Koyulhisar ise Sivas’a bağlanmıştır. Daha sonraki yıllarda Çamoluk, Gölova ve Akıncılar ilçe merkezi olmuş ve yöredeki ilçe sayısı sekize yükselmiştir.

Bugün eski Şebinkarahisar vilayetinin yerinde, üç ayrı il merkezine (Giresun, Ordu, Sivas) bağlı, 6781 km2 büyüklüğünde bir alan ve 204 347 nüfuslu sekiz ilçe yer almaktadır. Halbuki, yöre coğrafi anlamda bir bütünlük göstermekte ve çok önemli fiziki engellerle çevresinden ayrılmaktadır.

Sahanın kuzeyinde yer yer 3000 m.yi aşan zirveleri ile Giresun Dağları Karadeniz sahili ile yörenin ilişkisini engeller. Öyle ki, bu dağ silsilesinin kuzeyi ve güneyi arasında hemen hemen bütün coğrafi özellikler farklılaşır (Erinç,1945:135). Güneyde ise Kösedağ ve Kızıldağ kütleleri de saha ile İç Anadolu arasında doğal ve kuvvetli bir engel oluşturur. Böylece, Şebinkarahisar ve çevresi adeta bir doğal tecrit alanı durumuna gelmiştir.

Bu tecrit alanından il merkezlerine ulaşım oldukça güçtür. Öncelikle, sahayı kuşatan dağlar ancak yüksek geçitlerde aşılabilmektedir. Çok dar ve virajlı olan bu yollar normal zamanlarda ulaşım maliyeti ve süresini arttırmanın yanı sıra kış mevsiminde kar ve buzlanmaya bağlı olarak sık sık ulaşıma kapanmaktadır. Örneğin, Şebinkarahisar-Giresun yolu üzerindeki Eğribel Geçidi (2150 m) 1991-1995 yılları arasında kar, tipi, çığ gibi nedenlerle 15 defa ulaşıma kapanmıştır.

Ulaşımı güçleştiren diğer bir faktör uzaklıktır. Orta Kelkit Yöresindeki ilçelerin tamamı bağlı bulundukları il merkezlerine uzaktır (Giresun’a Şebinkarahisar 110, Alucra 150, Çamoluk 185 km, Sivas’a Suşehri 152, Akıncılar 149, Gölova 170, Koyulhisar 190 km, Ordu’ya Mesudiye 84 km). Bu durum yöre insanının zaman ve para kaybetmesine yol açmaktadır. Ayrıca, belki de beş dakikalık bir iş için saatler ve bazen günler süren yolculuklar adeta işkenceye dönüşmektedir. Mesela, Şebinkarahisar’dan Giresun’a Minübüslerle 3.5 saatte ulaşılmaktadır. Bu süre Alucra’dan 4 saati aşmaktadır. Çamoluk’lular ise akşamdan Şebinkarahisar’a gelip, sabah buradan Giresun’a geçerler. Aynı şartlar Sivas’ın ilçeleri için de geçerlidir. Onlar da saatler süren meşakkatli yolculuklara katlanmak durumundadırlar (Yürüdür ve Başıbüyük, 2002:89). Bu 21. Yüzyılın Türkiye’sine yakışmayan bir manzaradır.

Çevredeki il merkezlerinin birbirleriyle olan uzaklıkları da sorunun boyutlarını ortaya koymak açısından önemlidir. Amasya ile Erzincan arasındaki ortalama 400 km. uzunluğundaki alanda başka bir il merkezi bulunmamaktadır.

Yöre, coğrafi şartlara uygun olmayan mevcut idari yapılanmaya direniş göstermiş ve kendi merkezi yerlerini geliştirmiştir. Şebinkarahisar’da bu merkezlerden birisidir. Yöredeki bir çok ilçeye göre sayısı ve çeşitleri fazlalaşan iş yerleri, hastanesi, okulları, Ağır Ceza Mahkemesi, Orman İşletme Müdürlüğü gibi kurumlarıyla Şebinkarahisar’a Alucra ve Çamoluk’un birinci dereceden ve Suşehri, Koyulhisar, Akıncılar ve Gölova’nın ise ikinci dereceden bir fonksiyonel bağlılığı söz konusudur. Burada, Mesudiye’yi ayrı tutmak gerekmektedir. Çünkü, bu ilçemiz bağlı bulunduğu Ordu ili ile fonksiyonel ilişkilerini arttırmış ve yöre ile bağlarını büyük oranda koparmıştır.
Sonuç olarak; sahamızın belirgin doğal engellerce tecrit edilmesi, kendi il merkezlerine uzaklık, mecburi hallerde gerçekleşen ulaşımın zaman ve para maliyetinin yanı sıra yorucu olması, çok geniş bir alanda başka bir il merkezinin bulunmayışı, bunlara bağlı olarak yöredeki yerleşmelerin kendi fonksiyonel ilişkilerini ve merkezi yerlerini geliştirmiş olmaları bağlı bulundukları il merkezlerinden kopuk olduklarını ortaya koymaktadır. Yöre halkı acil ihtiyaçlarda bile Sivas ve Giresun yerine, Tokat ve Erzincan gibi daha kolay ulaşılan merkezleri tercih etmektedir. Bütün bunlar yörede yeni bir il yapılanmasının gereğini ortaya koymaktadır. Böyle belirgin coğrafi farklılıkların oluştuğu bir alanda idari yapılanmanın buna uygun hale getirilmesinin tartışılması olumlu karşılanması gereken bir durumdur (Darkot, 1961:43)

Şebinkarahisar eski konaklarıyla, taş parke döşeli tarihi cadde ve sokaklarıyla, medeni ve ülkesine bağlı insanlarıyla “Ben gün görmüş bir şehirim, benim şehirli bir geleneğim, kültürüm var” demektedir.

O zaman 1933’te ilçe haline getirilen Şebinkarahisar neden yeniden il olmasın? Eski Şebinkarahisar vilayeti neden yeniden tesis edilmesin?

KAYNAKLAR

Erinç, S., 1945, Kuzey Anadolu Kenar Dağlarının Ordu-Giresun Kesiminde Landşaft Şeritleri, TCD, Yıl:3, Sayı:IX-X, İstanbul

Darkot, B., 1961, Türkiye’nin İdari Coğrafyası Üzerine Düşünceler, İ. Ü. Coğrafya Enst. Dergisi, Cilt:6, Sayı:12, İstanbul

Yürüdür, E.- Başıbüyük, A., 2002, Orta Kelkit Yöresinde İdari Yapılanmadan Kaynaklanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, G. Ü. Gazi Eğitim Fak. Dergisi, Cilt:22, Sayı:1, Ankara

D.İ.E., Nüfus İstatistikleri
Karayolları Genel Md. 16. Bölge Kayıtları
Hakan Arif Ayık - Şebinkarahisar.com
Yayın Tarihi : 27 Mart 2004 Cumartesi 12:07:37
Güncelleme :29 Eylül 2004 Çarşamba 13:45:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?