18
Mayıs
2024
Cumartesi
KUMRU - ORDU

Halka Siz Mi Bağışladınız?

Yerel yönetimlerin en önemli görevlerinden biri de, çevre düzenlemelerine gereken itinayı göstererek, gerekirse kanuni yetkilerini kullanarak bazı haksızlıklara geçit vermemektir.  
Vatan Gazetesi’nde Ahmet Vardar ” Kaldırımlar kimin için yapılıyor? Bir yandan belediyeler kaldırımlarınızı yaptık diye vatandaştan para isterler, diğer yandan birileri babalarının malı imiş gibi kaldırımları işgal ederler. Bu işgali yapanlar ya esnaf, ya bakkal ya da özel araçlarını bırakan vatandaşlar... Sokaktaki bazı bakkal manav ve satıcı beyefendiler kaldırımları işgal ettikleri  için vatandaşlar sokaktan yürümek zorunda kalıyor. Vatandaş her an bir trafik kazası tehlikesi ile karşı karşıya. . Özellikle okulların açık olduğu zamanlarda onlarca çocuk çaresiz sokağın ortasından geçiyor. Bizde bazı esnaflar dükkanla birlikte önündeki kaldırımı da kiraladıklarını düşünüyorlar. Bu yüzden de mallarını, arabalarını rahatça dükkanın önündeki kaldırıma koyuyorlar. Kendi mallarıymış gibi kullanıyorlar. Kimisi de halı veya giyecek sergileyip keyif yapıyorlar.  Bazıları işi abartıp bu kaldırımlara sandalye atarak, arkadaşlarıyla saatlerce sohbet ediyorlar.” Ahmet Vardar demek bizim Kumru’daki sokaktan geçti…
            Giresun Gazetesi’nde Mustafa Dağ’da şöyle yazdı geçenlerde. “Giresun’da kaldırımların Büyük bir bölümünü büfeler,sebzeciler,meyveciler,bakkallar, manavlar işgal etmiş. Yürüyebilene aşk olsun. Kaldırımlar kimler için yapılıyor?  Yayalar için mi? Yoksa seyyarlar,manavlar,tezgahlar ve büfeler için mi? Kaldırımı yenilemek ve onarmak  yetmez, önemli olan yayanın hakkını koruyabilmektir. Son zamanlarda çirkin bir uygulama başlatıldı. Kaldırımlara büfe ve dükkanın içersindeki tüm malları yola kadar sabahın köründe kalkarak ailecek yığmak. Haksız bir işgal işlemi gerçekleştirmek. Bu çirkin uygulamadan kesinlikle kimse memnun değildir. Bu şarklı görüntüden tahmin ediyorum ki son başkan bizleri kurtaracaktır. Yayanın yürüme hakkını gasp edip işsize iş yaratmak. Gerçek vergi mükellefinin hakkına tecavüz edip haksız rekabete çanak tutmak,tepeden inme esnaf yaratmak. Olmaz böyle şey.  Bu çirkinlik bir noktada artık durdurulmalıdır. Eğer kaldırımlar yayalar için, yürüyenler için ve bu şehrin güzelleşmesi için yapılıyorsa harcanan milyarlar feda olsun.” Bu yazar da belki de Kumru’yu TV’den izledi.
            Konya Meram Gazetesinde 2000 yılında Kumru-Fizmeli Prof. Dr Abdullah Özbek “Kızdıran Soru” başlığı ile kaldırım işgali ile uzun bir yazı kaleme almış. Konya’nın Meram’ını yazan ve Bir kısmını alıntıladığımız yazıda Prof Dr. Abdullah Özbek “………Bir ara gözüm kaldırımlar dururken, o daracık caddelerin ortasında yürüyen kişilere takıldı. Üstelik trafiğin yoğun olduğu saatlerde… Yaşlısı da, genci de, çocuğu da hep o dar caddede yürüyorlardı. Bu yüzden kazaya uğrayanların sayısı hiç de az değildi... Peki, kaldırımlar olmadığı için mi caddeden yürümek zorunda kalıyorlardı bu insanlar? Sebep, işgal edilen kaldırımlar!.. Ve hiç kimse bunlardan hesap da soramıyordu... Hemen bir plân çerçevesinde, kaldırımları işgal etmiş olan bazı dükkan sahiplerini ziyarete gittim. Önce sade bir vatandaş olarak dükkanlara girip selâm verdim. Bir çoğu, daha girer girmez, girişimden mal almayacağımı anlıyordu. Onun için selâm alırken sergiledikleri tavır bile değişik oluyordu. Bu konuda epeyce hünerli idiler. Bazılarının dükkanlarında ilginç levhalar da vardı: “Müşteri veli nimetimizdir. Allah kazananları sever. Veresiyemiz yoktur. Edeb yahu!.. Bu da geçer yahu!.. Rızık Allah’a aittir... Fiyatlarımıza KDV dahildir. Satılan mal geri alınmaz... vs.” Hele bazı dükkan isimlerinin çağrıştırdığı mânâlar?..
           Bu arada, müşterilere mal satılırken kullanılan ifadeleri, hal ve hareketleri daha yakından gözleme imkânım oldu. Uzun sohbetlerden ve değişik sorulardan sonra  “Bu işgal ettiğiniz kaldırımları halkın hayrına siz mi bağışlamıştınız?” Bu soru, genelde hepsini rahatsız etti. Eğer biraz alttan almasaydım... Halbuki bu esnafın bir kısmı ezan okununca namaza da koşmaktaydı... Bazıları bir kaç kere hacca ve umre ziyaretine gitmişti... Zekât ve sadakasını da eksik etmiyorlardı... Oruç derseniz, Ramazan ve… Konuşurken, Allah, hak, hukuk, takva, fetva, hesap, ahiret, cennet, cehennem, insanlık, komşuluk, vatan, millet, hayır vb. kelimelerini özenle dile getiriyorlardı... Pek çok ünlü vaizin ağzından “kul hakkı”nın önemine yönelik nasihatler de işitmişlerdi!.. Bir kısmı, kendilerini daha iyi eğitmek için sohbet halkaları oluşturmuşlardı. Yani, daha da dindâr olmanın yollarını arıyor gibiydiler...
Biz, temiz ve doğru iş yapmayı “Helal süt emme” olarak niteleyen bir kültüre sahibiz. Bu kültürün bağlı olduğu medeniyet ise, bir nevi “Kul hakkı’na riayet etmeyi esas alan bir medeniyettir. Ve bu medeniyeti tekrar ayağa kaldıracak îman ve aşk, bizim içimizde vardır... Yeter ki....”
         Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek Kumru’da her vatandaşı ciddi manada rahatsız eden kaldırım işgali ile ilgili güzel bir kampanya başlattı. Çocuklar, özürlüler, yaşlılar ve tüm Kumrulular bu durumdan son derece memnunlar. Bir vatandaş olarak kendilerini yürekten tebrik ediyoruz. Birkaç kişi değişik bahanelerle bunun yanlış bir uygulama olduğunu ifade edebilirler. Biz inanıyoruz ki hangi gerekçe gösterilirse gösterilsin kaldırım işgal edenlerin, ya da bu işten memnun olmayanların hiçbir haklılıkları olamaz. Dolayısıyla Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek kanunları uygulamakta daha da önemlisi kaldırım işgali sebebiyle olabilecek bir kazayı önleme noktasında en doğru bir hizmeti yerine getirmektedir. Biz gerekenin yapıldığına inanıyor, tüm Kumruluların bundan son derece memnun olduklarına şahit oluyoruz…
         Buluşmak ümidiyle…
                                                                                BEKİR AKKAYA
BEKİR AKKAYA
Yayın Tarihi : 20 Ağustos 2004 Cuma 01:11:30
Güncelleme :1 Ekim 2004 Cuma 17:05:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?