17
Mayıs
2024
Cuma
KUMRU - ORDU

ÖKÜZÜN NİYETİ

ÖKÜZÜN NİYETİ
            Bir gün çiftlikte sabana koşulan öküz, sahibine şöyle dedi:
             “-Ben hastayım. Yarın çalışmayacağım.”
            Ertesi sabah çiftçi eşeğini sabana koştu. Akşam, hasta olduğunu söyleyen öküz, eşeğe sordu :
 “-Nasıl, kolay oldu mu? Dedi. “Patron bir şey demedi ya!”
Eşek, arkadaşını rahatlatacak sözler söyledi. Ve dedi ki :
“- Eh idare ederdi, ama merak etme patron bir şey demedi” dedi. Bu cevap öküzü çok mutlu etti. O akşam da sahibinin yanına gitti ve tekrar hasta olduğunu, çalışamayacağını söyledi. Sahibi de çaresiz yine eşeği sabana koştu. Zavallı hayvan akşam perişan bir halde döndüğünde öküz yine merakla sordu :
“-Nasıl geçti? Patron bir şey demedi ya!”
Güçlükle konuşan eşek şöyle yanıt verdi :
“- Bugün biraz daha zorlandım ama yine idare ettim” dedi. “Patrona gelince bir şey demedi ama bir ara baktım kasapla konuşuyordu.”

*************
            Bizi bizden daha iyi bilen  biri varsa beri gelsin. Ama haklılığımızı ispat etmek için o kadar çaba harcarız ki sorma gitsin.
            İçimiz ve dışımız ayrı bir alemdir. Yaptığımız işlerle niyet ettiklerimizi bizden daha iyi bilen, hiçbir zaman biri var olmayacaktır.
            Hepimizin bildiği bir Hadisi Şerif vardır. “Ameller niyetlere göredir.”
            İşlerin önem arz etmesi niyetlerin önemine bağlıdır. Siz ne yaparsanız yapın, sonucun bu şekle gelmesinin sebebini en iyi sizler biliyorsunuz. Ve bu durumda ne söylerseniz söyleyin, sonuçta bir tutarsızlık veya başarısızlık varsa sonucu emin olun sizden daha iyi bir bilen yoktur.
            Cenab-ı Allah kalplerden geçenleri de biliyor. Bu durum ayrı bir konu.
            Ancak bir işe başlarken neyi hedeflediğinizi ya da kalbinizden geçeni pekala sizler de biliyorsunuzdur.
            Şu öküzün haline bakın Allah aşkına! Niyeti kaytarmak, keyif yapmak değil mi  idi? Ve bu öküz bilmiyor muydu ki yaptığının yanlış olduğunu. Şimdi sahibi zavallı hasta ve fazla acı duymasın diye kasabı çağırmasından daha ne iyi olabilir?
            Bak işte konuşuyorsunuz. Başarısızlıklarınızı ve olmaması gerekenlerin başınıza geldiğini. Söylediklerinize gerçekten inanıyor musunuz? Hani ne derler “Ava giden ağlanır.” Ve ağlanılanlarla dolu çevrelerimiz.
            -Vah vah iflas ettiniz öyle mi?”  -Ya da zedeleştiniz!
            -Ya da çok masraflar yaptınız da başkanlığı kaybettiniz. Oysa insanlar için çok önemli işler yapacaktınız. Çokta iyi niyetliydiniz…
            -Fakirlere ve düşkünlere renkli kameralar altında yaptıklarınız…Hakikaten neler yapmıştınız…
            -Dergaha gittiniz, el etek öptünüz ve dahi takdir ve teşekkürlere mahzar oldunuz…
            -İnsanlara aş verdiniz, iftarlarda yemek verdiniz…Ve herkes sizleri de biliyordu…Ama ne oldu da bu durum başınıza geldi. Oysa bunlara hiç layık bir adam değildiniz…Ve günlük yaşantılarımızda halk ve hak için neler yapıyoruz…
            -AMELLER NİYETE GÖREDİR.
            Eğer siz,kendi söylediklerinize inanıyorsanız biz de inandık…Bizim açımızdan hiçbir mahzur yok.
            Varsa gücünüz, içinizdeki sizin bildiğiniz gerçek niyetinizi söyleyin. Yoksa boş yere bizleri iknaya çalışmayınız. Öküz kasabın niçin geldiğini çok iyi biliyor. Kendi asıl niyetini de…Çünkü “Kula bela gelmez Hak yazmayınca…Hak bela yazmaz kul azmayınca…Başarı olarak görülen durumlarda da bu kural hiçbir zaman değişmez…Niyetleriniz günün birinde ayağınıza dolaşır. İsterseniz çevrenize bir bakın…
         Hoşça kalın efendim!
 
BEKİR AKKAYA
BEKİR AKKAYA
Yayın Tarihi : 21 Nisan 2004 Çarşamba 02:10:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?