9
Mayıs
2024
Perşembe
RİZE

Başbakan Erdoğan memleketi Rize'de

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk Ceza Yasası'nın 301. maddesinin değiştirilmesi ile ilgili olarak, "Biz 301'in içeriği ile ilgili somut tekliflerden bahsettik. 301'in içeriği ile ilgili bir mutabakat ve 301'in içeriği ile ilgili somut öneriler varsa bu illa CHP'den gelmesi de şart değildir. Bu konuda çeşitli sivil toplum örgütlerinden de görüş alabiliriz. Gerekirse biz bunu iktidar olarak gündeme getirebiliriz" dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sabah saatlerinde AK Parti Güneysu İlçe Teşkilatı Kadın Kolları tarafından düzenlenen kermesin açılışını yaptı. Güneysu Belediyesi Konferans Salonu'ndaki kermesin açılış kurdelesini kadın kolları yöneticileriyle birlikte kesen Erdoğan, daha sonra kermesi gezdi. Kermesten 610 YTL'ye pike takımı, masa örtüsü ve Rize bezi satın alan Erdoğan, kendisine hediye edilen kemençeyi de çaldı. Kermes çıkışında çocuklara hediyeler dağıtan Erdoğa, buradan Çaykent Beldesi'ne hareket etti. Buradaki Karali Çay Fabrikası'nın kamelyasında çay içen Erdoğan, çay fabrıkası çıkışında basın mensuplarının gündemle ilgili sorularını cevapladı. 

301'in içeriği ile ilgili somut tekliflerden bahsettiklerini kaydeden Erdoğan, "Fakat CHP zihniyetinde pazarlamacılık var. Ben pazarlamacı aramıyorum. Üzerinde pazarlık yapılacak kadar sulandırılacak konular değildir. Bu konular ciddi konulardır. 301'in içeriği ile ilgili bir mutabakat ve 301'in içeriği ile ilgili somut öneriler varsa bu illa CHP'den gelmesi de şart değildir. Bu konuda çeşitli sivil toplum örgütlerinden de görüş alabiliriz. Gerekirse biz bunu iktidar olarak gündeme getirebiliriz. Yok dokunulmazlıklar kalksın da şu olsun. 
Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda bize uzlaşma komisyonunu gönderin ekiplerimiz beraber çalışsınlar, gereği neyse bunu yapalım. Sadece siyasetçilere dokunulmazlıkların kaldırılmasının ne getirip ne götüreceği konusunu biz daha önce açıkladık. Bu bir tuzaktır, bu siyaset üzerinde bir konudur. Bu oyunu da asla müsade etmeyiz. Dokunulmazlıklar kaldırılacaksa bu zaten partimizin programında var. Nedir bu ? bütün herkese yönelik dokunulmazlıkların kaldırılmasıdır. Yoksa siyasetin yozlaştırılmasına fırsat verecek, siyaseti tamamiyle adeta böyle sulandıracak, tamamiyle birilerinin eline mahkum edecek imkanı da biz fırsat veremeyiz. Buradaki teklifte, Deniz Baykal'ın alışılagelmiş pazarlamacı mantığıdır. Bu mantığa bizim sıcak bakmamız mümkün değildir. Biz zaten onlardan öneri aramıyoruz. Öneri sivil toplum örgütlerinden de gelebilir. Atılması gereken adımları biz iktidar partisi olarak da atabiliriz. Bunun üzerinde zaten çalıştık. Geldiğimiz nokta bu. Ama dediğim gibi varsa sivil toplum örgütlerinden öneri bunu alırız. Parlemento içi veya dışı. Bu tür konularda konsensus aramaktan yanayız" diye konuştu. 

Memur zamları ile ilgili soruya ise Erdoğan, "Memurlara zam konusunda enflasyon bazlı bir teklif getirdik. Geçen görüşmeden sonra enflasyon farkını ödeme kararını verdik. Önümüzdeki yılın hedef enflasyonu üzerinde bir oranı bakanımız teklif etti. Ama bunu da yine karşı taraf kabul etmedi. Taraflar bunu kabul etmeyince bilir kişiye gittiler. Kendi keşiflerini yapıp konuyu Bakanlar Kurulu'na gönderdiler. Bakanlar Kurulu'nda pazartesi konuyu görüşüp karara bağlarız. Daha önce söylediğim gibi eğer enflasyon Bakanlar Kurulu olarak vereceğimiz fiyatın üzerinde çıkarsa biz onu ödemeye hazır olduğumuz söyledik" açıklamasını yaptı.
"Vakıflarla ilgili Lozan'ın delinmesi ile ilgili birşey sözkonusu değildir" diyen Erdoğan, "Örneğin yani Ortodoks dünyasının Rum Ortodokslarının Türkiye'deki vakıfları ile ilgili bir sıkıntıyı şuanda çıkartmakta olduğumuz kanun gideriyorsa aynı şeyi Yunanistan'daki Türklere ait olan vakıflar var bu vakıflarla ilgili olarakta onların bunu gidermesi gerekiyor. Bunlar giderilmediği taktirde bizim de olumlu bir adım atmamız gerekmez. Bizim şuanda arkadaşlarımız onun üzerinde çalışmaktadır. Aynen Yunan hukukunda bu maddenin benzer bir maddesini bu vakıf yasası içine koyuyorlar" dedi. 

"DENKTAŞ BİLEREKTE KONUŞUYOR, BİLMEYEREKTE KONUŞUYOR" 

Kıbrıs'taki iktidar değişikliği ile ilgili sorulan soru üzerine ise Erdoğan açıklamasını şöyle sürdürdü: 

"Bu konuyla ilgili Dış İşler'den sorumlu Genel Başkan yardımcım gerekli açıklamayı yaptı. Ben Rauf Denktaş ile ilgili herhangi birşey söylemeyeceğim. Yaşına saygı gösteriyorum. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile ilgili ekibi ile ilgili yakıştırmalarını hoş bulmuyorum. Defeatle bunları yaptı. İçerde bazı sıkıntılara neden olabilecek açıklamalarda bulundu. Bunları da söylemeye devam edeceğini defaetle de söylüyor. Bilerekte konuşuyor, bilmeyerek de konuşuyor. Ama biz yaşına başına saygı gsöterdiğimizden dolayı bu konuda tartışmaların içine girmek istemiyoruz. Şuanda hükümetteki yeni gelişmelerle alakalı konu onların kendi iç sorunudur. Ortağı ile anlaşmış olsa zaten kalkıpta orada niçin CTP ortağından ayrılsın. Uyum içerisinde olmuş olsalar ayrılmaz. Bütün demokrasilerde olağan bir hadise. Kaldı ki biz Türkiye olarak sıkıntısız bir yerde neden sıkıntı doğmasını isteyelim. Kıbrıs bizim için en hassas bir olay. Göreve geldiğimizden bu yana 3,5 yıldır gerek sayın Rauf Denktaş'la gerek oğlu Serdar Denktaş'la gerekse Mehmet Ali Talat beyin Başbakanlığı dönemi daha sonra Ferdi beyin Başbakanlığı döneminde hep bir araya geldik. AB süreci olsun, refarandum öncesi süreç olsun onlarla gayet uyumlu çalışmaları beraber yaptık. Uyumlu çalışmalar döneminde biz herhangi bir sıkıntı ilan etmedik. Herşey gayet güzel uyumlu, rayında. Şimdi burada hükümet bozulunca bunun faturasını Türkiye Cumhuriyeti Hctığa bizim sıcaükümeti'ne kesmek çok çirkin bir ahlaki sınırların dışında birşeydir. Bu konularla ilgili bugüne kadar cevap vermeyişimiz sadece Kıbrıs'taki bütün gelişmelere yönelik olumlu adımlara gölge düşürmemektir. Bundan sonraki süreçte de burda buna nokta koyuyorum. Sorun Kuzey Kıbrıs'ın kendi iç sorunudur. Gereken birşey olduğu zaman biz bugüne kadar gerekli desteklerimiz verdik. Cumhuriyet tarihinde verilmemiş maddi ve manevi desteği verdik. KKTC'ye dünyada bizim dönemimizde kazandırılan itibarı hiçbir zaman kazandırmamıştır. Bizim hükümetimiz bunu kazandırmıştır. Buyrun bakın Pakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Talat'ı resmi davetli olarak davet etmiştir. Öbür yanda gerek İslam dünyasından gerekse İslam dünyası dışından çeşitli diplomatik, ticari, siyasi, turistik yatırımcılar KKTC'ye gelmeye başlamıştır. Bir diğer önemli adımda çok çok önemsediğim o da İslam Konferansı Örgütü'nün bir cemaat bir topluluk sıfatıyla bugüne kadar kabul edilirken şimdi KKTC ne olmuş, Annan Planı'ndaki adıyla 'Kıbrıs Türk Cumhuriyeti' olarak gözlemci sıfatını kazanmıştır. Bunlar bu dönemde yapılmış olan lobilerle yapılmış görüşmelerle elde edilmiş imkanlardır. Bu hükümet daha ne yapacak".
Erdoğan, açıklamalarının ardından Çaykent Belediyesi'ni ziyaret etti.
İHA
Yayın Tarihi : 23 Eylül 2006 Cumartesi 17:22:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?