30
Nisan
2024
Salı
RİZE

'Bay Kemal' dedi, yüklendi

BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sürekli aldığı maaşın gündeme getirildiğini belirterek "Bay Kemal, sen memur emeklisi ben de işçi emeklisiyim. Sen memur emeklisi maaşı alıyorsun ben de işçi emeklisi maaşı alıyorum. Aynı maaşı alıyoruz. Benim başbakan olmam sebebiyle aldığım artı para 280 TL yani başbakanlık makamı sebebiyle aldığım para bu" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'nda binlerce Rizeli'ye hitaben bir konuşma yaptı. Baba ocağında bulunmanın her zaman gönlünü ferahlattığını, heyecanı, coşkusunu artırdığını anlatan Erdoğan, bugün de Rizelilerle birlikte olmaktan, mübarek Ramazan ayına bir arada girmekten büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi. Erdoğan, ''Bu kardeşiniz, ne Rize'nin ne Türkiye'nin boynunu yere eğdirmedi, eğdirmeyecek. Bu kardeşiniz, ne Rize'ye ne Türkiye'ye mahcup olmadı, Allah'ın izniyle olmayacak. Bu Rizeli uşak, sizin emanetinizi, Rize'nin emanetini, Türkiye'nin emanetini yere düşürmedi, düşürmeyecek" dedi.

Rize'nin ekmeğini yediğini, suyunu içtiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Buranın havasını soludum. Rize cömerttir. Rize vefalıdır. Rize ağırbaşlıdır. Rize dostuna dosttur, kardeşine kardeştir. Ama Rize, gerektiğinde Karadeniz gibi coşmayı da bilir. Rize, gerektiğinde Kaçkar gibi kükremeyi de bilir. Gerektiğinde Rize, Fırtına Deresi gibi gürlemeyi de bilir. İşte yedi buçuk yıldır, milletin emanetini bu anlayışla koruyoruz. Milletin emanetine uzanan ellere yedi buçuk yıldır 'dur' diyoruz. Kendisini milletin üzerinde görenlere geçit vermiyoruz. Rize'den aldığımız terbiyeyle, çetelere, hırsızlara, hortumculara, rantçılara, milletin hazinesine gözünü dikmiş soygunculara göz yummuyor, onlara asla ve asla eyvallah demiyoruz."

Rize'nin şahsında bütün Türkiye'ye seslenen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Şimdi Rize'nin şahsında tüm Türkiye'ye sesleniyorum. Büyük Türkiye mücadelemizde yanımızda mısınız?, demokrasi mücadelemizde aramızda mısınız ?, çetelerle mafya ile hukuk dışılığıyla mücadelede yanımızda mısınız ? itibarlı bir Türkiye için yanımızda mısınız ? Güçlü bir Türkiye için yanımızda mısınız?, Özgürlükte de 'evet' mi ileri demokrasiye 'evet' mi ? Milli iradenin güçlenmesine 'evet' mi ? üstünlerin hukukuna değil hukukun üstünlüğüne evet mi? 12 Eylül'den hesap sormaya, bu Anayasa değişikliğine 12 Eylül'de evet mi? Bir daha 12 Eylüller'in yaşanmaması için 'evet' mi ? Bir daha 27 Mayıslar'ın yaşanmaması için 'evet' mi Rize evet diyor mu ? Sevdamız millet, kararımız 'evet' oyumuz evet."

Rize'nin kararını verdiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu defa her zamankinden daha fazla inşallah. Türkiye ortalamasının çok daha üstünde olmaya evet mi ? Türkiye'yi büyütme mücadelemizde her defasında karşımızı dikildiler. Bizi mafyayla çetelerle durdurmak istediler. Hukuku zorlayarak üzerimize geldiler, Anayasa'yı yasaları çiğneyerek üzeremize geldiler. Şimdi bize çok ileri gidiyorsun. Adnan Menderes'in akıbetini biliyorsun değil mi? 'Senin de akıbetin öyle olur' diyorlar. Şimdi bunu söylüyorlar. Kirli tezgahlarla bizi yolumuzdan çevirmeye çalışıyorlar. Biz kadere inanarak yola çıktık. Kefenimizi alarak yola çıktık. Ana muhalefet partisi lideri çıkıp diyor ki 'Bizi Yüce Divana götürecekmiş' Ben de diyorum ki Bay Kemal, abdestinden şüphesi olanın namazından şüphesi olur. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından da şüphesi olmaz."

Konuşması sık sık tezahüratlarla kesilen Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı hizmetleri anlattıktan sonra şunları söyledi: "Bizim iktidarımız sütü bozukların oluşturduğu bir iktidar değildi. Fırsat vermedik yolsuzluklara hortumculara. Şimdi de tüm Türkiye'ye ayrım yapmaksızın hizmet ediyoruz. 73 milyona ayrım yapmadan hizmet ediyoruz. Bundan sonra da böyle devam edecek."

MHP YÖNETİMİNİ ELEŞTİRDİ

Başbakan Erdoğan, CHP'nin geçmişte 27 Mayıs'ı alkışladığını ve 27 Mayısçılara "Emrinizdeyiz" dediğini hatırlatarak şöyle konuştu:

"CHP'nin bizi Adnan Menderes'in akıbeti ile tehdit etmesini anlıyoruz da bu MHP'ye ne oluyor ? MHP yönetimi neden CHP'nin ağzı ile konuşuyor. Bunlar ne yazık ki MHP'yi CHP'nin yedeğine soktular. Bunlar hiçbir zaman bir araya gelmezlerdi. CHP, MHP, BDP ve YARSAV ile malum medya hepsi bir araya geldi. MHP, CHP ve BDP Ruh üçüzü oldular. MHP'yi CHP'nin destek kıtası haline getirmek yakışıyor mu? Kendi içlerinden çıkan sesleri susturmaya çalışıyorlar."

411 oyla parlamentoda bir oylama yaptıklarını anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Genç kızlarımızın üniversiteye başörtüsü ile girmelerini sağlamak için. AK Parti ile MHP bir dayanışma içinde bunu geçirdi. Şimdi CHP'nin Genel Başkanı çıkmış başörtü meselesini ben hallederim diyor inanıyormusunuz ama bunlar her şeyi yapar. Bunlar yakında çok daha ileri gidebilir onu da söyleyeyim. Bana 'din istismarı yapma' diyorlar. Bay Kemal istismar neye denir biliyor musun ? İnanmadığın halde, yaşamadığın halde, birilerini aldatmak için bir şey yapıyorsan buna istismar denir. Ama senin normal yaşamın buysa buna istimar demeye senin bir defa kalibren yetmez. Bunu bil, fakat istismar dahi olsa senin bu yaşamın içinde olmanı ben takdir ederim. Halkım da takdir eder. Ama senden önce eski genel başkan, sen, hepiniz çarşaflı kardeşlerinize rozet taktınız sonra onları CHP otobüsünden attınız. Niye ? çünkü siz istismarcıydınız, samimi değildiniz. Aynı şekilde Mersin'de il teşkilatınız mensubu yaptı. Samimi değildiniz aynı şeyi parlamentoda yaptınız. 411 ile geçti peki anayasa mahkemesine bunu kim götürdü. Uzaydan birileri mi götürdü. CHP götürdü. Senin de bunun altında imzan yokmuydu bay kemal ? Şimdi kime anlatıyorsun milleti enayi yerine mi koyuyorsunuz. 12 Eylül'de bu gerçek istismarcılara dersini vermeye 'evet' mi ?"

12 Eylül oylamasında MHP'nin kendileri ile birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "MHP'nin Anayasa değişikliğine 'evet' demesi gerekmiyor mu ? Gel bu yanlı lamasının çok daha üstşı gel beraber düzeltelim. Beraber hareket etmemiz gerekmez mi ? Bak şimdi gitti bu 411'deki itirazcıların yanına takıldı. Burada iptal edilen milletin iradesi değil miydi. Meclis'in iradesi değil miydi? Başörtüsü ile ilgili düzenlemeye destek veren MHP'nin iradesi değil mi ? CHP'nin statükocu

iradesine katılmak MHP'ye yakışıyor mu? MHP yönetimi böyle bir tutum takınabilir ancak MHP'ye destekleyen kardeşlerim olup bitenleri çok iyi görüyor, çok iyi yorumluyor. CHP'nin 27 Mayıs öncesi üstlendiği rolü şimdi MHP üst yönetimi üstlenmiş. Beni Yüce Divana göndereceklermiş. Aynen bay Kemal ne diyorsa bay Bahçeli de aynı şeyi söylüyor. Şunu bir defa bir ata nasihatı olarak, bizim Rize'de de dedelerimizin güzel bir sözü var. '100 sene ilerisini düşünecesün, bir de gerisini düşünecesün' Geleceğe bakacağız ama geçmişle irtibatımızı da koparmayacağız. Çünkü biz kökü mazide olan atiyiz yani geleceğiz. Bizim köklerimiz tarihi derinlikleri olan kökler."

BAY KEMAL

Erdoğan konuşmasında CHP liderine çatarken sözlerini şöyle sürdürdü: "Rahmetli babası bugün hayatta olsa Ergenekon terör örgütüne avukatlık yapan oğlu bay Kemal'e ne derdi? O muhterem babası kendi başbakanına 'kalpazan' diyecek kadar edebi ve erkanı çiğneyen oğluna acaba eline, diline, beline diline sahip ol demez miydi? Din, iman ve ahlak istismarı yapan sonra da başkalarını bununla suçlayan oğluna 'sen doğru dur, eğri belasını bulur' nasihatını tekrar tekrar hatırlatmaz mıydı acaba. Bay Kemal'in merhum babası evladım CHP genel başkanı olmuşsun amma her yerden benim maaşımı anlatıyor. Bay Kemal senin maaşın ne ? ya ikimizde aynı maaşı alıyoruz. Sen memur emeklisi ben de işçi emeklisiyim. Sen memur emeklisi maaşı alıyorsun ben de işçi emeklisi maaşı alıyorum. Kime neyi anlatıyorsun. Aynı maaşı alıyoruz. Benim başbakan olmam sebebiyle aldığım artı para ne biliyor musunuz açık söyleyeyim size 280 lira. Yani başbakanlık makamı sebebi ile aldığım para bu."

BUNUN AKIL HOCALARI VAR

"Bunun akıl hocaları var" diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Buna demişler ki çık yırtık ayakkabı giyersen daha çok oy alırsın demişler. Yırtık ayakkabı ile fotoğraf çektirip propaganda yapıyor ayıp ayıp. Yırtık ayakkabı ile halkı duygularını istismar etmek sana yakışmıyor. Bunlar komünist politikalarıdır. Geçmişte kaldı bunlar. Halk 'bana ne vereceksin?' onu soruyor. En çok memurun devlete alındığı bir dönemi yaşıyoruz. Bay Kemal sen şuanda yaşayan bir memur olsan bununla gurur duy ama sen şu an memur değilsin, artık emeklisin. Seçimle gelmişsin. Ama hala kendini memur sandalyesinde zannediyorsun, koltuğunda zannediyorsun. Zaten o koltukta bulunduğun zamanda 8-9 yıl SSK Genel Müdürlüğü'nü adeta iflasa götürdün hep zarar, zarar. Yolsuzluklar hep o dönemde. Bize mahkeme kararlarını gösterin diyor ? Sen onları bırak zararda mı karda mı ? onu söyle. Hesap ortada, o günün hesapları bugün önümüzde, hep zarar. Sen başarılı bir bürokrat da olamamışsın, niye ahbabı yaranını oraya doldurmak ve bütün ideolojine uygun tipleri kişileri oraya doldurmakla vakit geçirmişsin. Milletin hizmetkarı olamamışsın. Şimdi milletin hizmetkarı olacağına CHP'nin statükocu zihniyetinin memurusun. Ben o anlamda sana memur diyorum. Hatta partinin içinde birilerinin memurusun yes no hikayesini biliyorsunuz. lamasının çok daha üstİşte o işleri karıştıranların memurusun. Bir kere memur kelimesini aşağılama kelimesi olarak görmesi bir kere memurlara saygısızlıktır."

Başbakan Erdoğan, öğle ezanı sırasında konuşmasına ara verirken, konuşmasına daha sonra şöyle devam etti: "Bu Anayasa değişikliği paketini CHP'ye götürdüğümüzde dosyanın kapağını açmadılar. MHP'ye götürdüğümüzde ancak kahve içmeye gelirsiniz dediler. Böyle bir uzlaşma olur mu neden hayır ? dediklerini açıklayabildiler mi ? Milletin yüzüne baka baka kandırıyorlar. Yargıya atama diye bu paketin içinde bir şey yok. Yargıya seçim var. Bu seçimin bir kısmını illerdeki mahkemeler yani hakimler, savcılar yapacak. Onlarda 10 tane hakimler savcılar yüksek kuruluna üye gönderecekler. Ama bunu istemiyorlar. Niye alışılagelmiş olan çark bozulacak. Bunlardan en çok rahatsız olanlar kimlerin olduğunu biliyorsunuz. Yargıya artık kendi arka bahçeleri olarak davranamayacaklar. Yargıda kapalı devre sistemi sona erecek. Bunu istemiyorlar."

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından Rize Valiliği'ni ziyaret etti.

BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
İHA
Yayın Tarihi : 10 Ağustos 2010 Salı 14:42:01
Güncelleme :10 Ağustos 2010 Salı 17:56:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?