Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Kasım ayı ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.9 oranında artarak 4.040 milyon dolar, ilk 11 aylık ihracatında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30.8 artarak 43.039 milyon dolar, 12 aylık ihracatın ise 46.299 milyon dolar olarak gerçekleştiğini söyledi.
Satıcı, Türkiye’nin kesinlikle dış ticaret açığını aşağılara çekmek zorunda olduğunu belirterek, bir diğer önemli sorunun ise yüksek maliyetle borçlanma ihtiyacımı olduğunu söyledi.
TİM Başkanı Oğuz Satıcı, Bandırma’da düzenlediği basın toplantısında Kasım ayı 2003 ihracat rakamlarını açıkladı.
Bu aydan itibaren aylık açıklamalarını değişik bölgelerden yapacaklarını kaydeden Oğuz Satıcı, "Böylelikle bölgesel ihracatın gelişimini kamuoyu ile birlikte takip etmiş olacağız. Bu programın altyapısında ihracattaki gelişmeleri günü gününe, saati saatine Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin internet sitesinden (www.tim.org.tr) takip edebiliyor olmamız yatıyor. Artık ihracatı sadece rakamlarla değil, yani iceberg’in görünen yönü ile değil üretimle, istihdamla, girdi maliyetleriyle; büyüme, bölgesel gelişme, finans ve en önemlisi de kar boyutu ile değerlendireceğiz. Daha önceki açıklamalarımızda ihracat hacimlerinin tek başına bir anlam ifade etmediğini, gerçek amacın kar etmek olduğunu söylemiştik. İnternet sitemizde artık hacimler günü gününe takip edilebildiğine göre, rakamların arkasındaki gerçekleri ve gerçek Türkiye’yi konuşmalıyız. Medyamızın ve kamuoyunun da ilgisi artık hacimlerden çok, ihracatın arkasındaki gerçekler ve kar ile ilgili olmalıdır" dedi.
"Saldırıları nefretle kınıyoruz!"
İstanbul’da gerçekleştirilen bombalı saldırılara da değinen TİM Başkanı Oğuz Satıcı, "İstanbul’da 15 Kasım Cumartesi günü meydana gelen saldırıların acısı henüz dinmemişken, 20 Kasım Perşembe günü terör çirkin yüzünü bir defa daha gösterdi. Nefretle kınadığımız bu saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet ve yaralananlara da acil şifalar diliyoruz. Söz konusu müessir saldırılar, ülkemiz dinamizminin, gücünün ve kültürünün altında ezilmeye mahkumdur. Dünya üzerindeki konumumuz ve sorumluluğumuz soğukkanlı olmamızı gerektirmektedir. Türk Milleti, uzun yıllar boyunca terörün yarattığı şok, dehşet ve acı sınavlarından defalarca geçmiştir. Bu noktada tüm milletimize ve saldırılarda mağdur olan vatandaşlarımıza sabır ve metanet diliyoruz. Ekonomik gücünü geliştiren, yerli ve yabancı sermayenin yüksek sinerjiyle el ele çalıştığı, üretimde ve ihracatta rekorlar kıran, devleti ve özel sektörüyle geleceği kurgulayan Türkiye’yi bu tip saldırılar, asla yıldırmayacaktır. Laik, demokratik çizgide emin adımlarla geleceğe olan yürüyüşünden geri döndüremeyecektir" diye konuştu.
"Kasım ayı ihracatı yüzde 9.9 arttı"
Türkiye’nin geri adım atmayacağının en güzel kanıtı olarak Kasım ayı ihracat rakamlarını gösterebileceklerini kaydeden TİM Başkanı Satıcı, "Belki yeni bir rekor kıramadık ama, Bakan Kürşad Tüzmen’in de dediği gibi ’şeker gibi bir ihracat rakamı ile’ bayramı geride bıraktık. Kasım ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.9 oranında artarak 4.040 milyon dolar, ilk 11 aylık ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30.8 artarak 43.039 milyon dolar, 12 aylık ihracat ise 46.299 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracat artışının motoru olan ve toplam ihracatın yüzde 85’ini gerçekleştiren sanayi ürünleri ihracat artışı bir önceki yıla göre yüzde31.1 artarak, 36,2 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Toplam ihracatın yüzde 24.4’ünü gerçekleştiren hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün aynı dönemde gerçekleştirdiği yüzde 24.6’lık artış kayda değerdir. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü bu artışla 11 milyar dolarlık ihracat seviyesini yakalamıştır. Tarım sektöründe ise Kasım ayında 615 milyon dolar ve ilk on bir ayda yaklaşık 5.5 Milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. Madencilik sektörü, Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği’nin de aralarına katılmasıyla geçen sene Kasım ayına göre yüzde 13 ve ilk on bir ayda ise yüzde 26.2’lik bir büyüme göstermiştir. On bir aylık ihracatı 1.485 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir" dedi.
"Bono-Tahvil ve Mevduat hesaplarında ciddi artışlar yok"
Geçen ay boyunca "Mademki ihracatçı zarar ediyor, bu kadar yüksek hacimli ihracat nasıl oldu?" sorusunun cevabını vermeye çalıştıklarını ifade eden Oğuz Satıcı, "Oldukça ses getiren İhracattaki ilk ve ikinci 500 firma anketimizin sonuçlarını ve yaptığımız diğer paralel araştırmaları yan yana koyduğumuzda bazı ilginç gerçekler ile karşılaştık. Kurların düşmesi ve maliyelerin yüksek kalması karşısında zarar eden şirketlerin haykırışlarına kayıtsız kalan kesimlerin bir çoğunun, geçen yıldan bu yana hem bono-tahvil hem de mevduat hesaplarında ciddi artışlar olduğunu gözlemledik. Bazı şirketlerimizin zararlarını bu hesaplardan karşıladıkları, bazı şirketlerimizin de yatırımlarını bu kalemlerden finanse ettikleri anlaşılmaktadır. KOBİ şirketleri elbette bu tarzda bir finans mühendisliğini başaracak alt yapıya sahip değillerdir. Bunu da belirtmemiz gerekiyor. Belirtmenin ötesinde bu alanı görmezlikten gelmenin yaratacağı sorunları hesap etmek gereklidir diye düşünüyoruz" diye konuştu.
"En büyük sıkıntımız, kayıt dışı ile rekabet"
Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin, "Bankalar değil ama şirketlerin açık pozisyonu var" şeklindeki uyarılarının sebebi böylece daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Oğuz Satıcı, "1995-1999 yılları arasındaki faaliyet dışı gelir alışkanlığının ’düşük kur - yüksek faiz’ trendi sebebiyle 2002-2003 yıllarında tekrar gündeme gelmektedir. Bu nedenle oluşan zararlara rağmen ihracatta rekorlar kırılmasının ardında başka sebepler aranmamalıdır. İhracat yapan şirketler ilgili kanun ve mevzuatlar çerçevesinde her türlü işlemini kayıt içinde yapmak zorundadırlar. Bu nedenle ihracatçının en büyük sıkıntısı kayıt dışında kalanların yarattığı haksız rekabettir. Sistem kayıt dışı çalışanların ödemediği her vergiyi direkt veya endirekt olarak ihracatçılara ödetmektedir. Kendilerini piyasa enstrümanlarıyla korumaya çalışan şirketlerimize elbette anlayışla ve takdirle yaklaşacağız. Fakat aynı anlayışı ihracatın genel sıkıntılarını çeken ve dile getirenlere de gözlerimizi, kulaklarımızı kapatmadan gerekli ilgiyi göstererek yaklaşmak zorunda olduğumuzu da unutmamalıyız. Unutmamalıyız ki hepimiz Türkiye gemisinin birer neferleriyiz" dedi.
"Bandırma'dan, 215 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti"
Türkiye genelindeki rakamların ardından Bandırma’daki ihracatla ilgili değerlendirmede de bulunan TİM Başkanı Oğuz Satıcı, "Bildiğiniz üzere 2002 yılının en fazla ihracatını yapan ilk 1000 firmasını kamuoyuna duyurmuştuk. Bandırma’nın da bu listede yer alan iki firmasından da burada bahsetmek istiyoruz. Geçen sene 18.3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Bagfaş Bandırma Gübre Fabrikaları A.Ş. ve 9.8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Kocaman Balıkçılık İhracat Ve İthalat Tic. Ltd. Şti.’ni tebrik ediyoruz. İhracatımızın profilini çıkarmak için çok yararlı olduğuna inandığımız bu çalışmayı, 2003 senesi içinde en kısa zamanda tamamlayarak sizlerle paylaşacağız. Ayrıca 2002 yılında Bandırma Gümrük Müdürlüğü kayıtlarına göre, Bandırma’dan 215 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. Bu rakamın önümüzdeki dönemde katlanarak artmasını sağlamak için gereken potansiyele sahip olduğumuza da inanıyoruz" diye konuştu.
Dış ticaret açığı
Rakamlara kısaca göz gezdirdikten sonra diğer bir önemli konuyu da gündeme getirmek istediklerini ifade eden Oğuz Satıcı, bu önemli konunun dış ticaret açığı olduğunu söyledi. Türkiye’nin uzun bir zamandır kalkınma konusunda ne yapacağını bilemez bir yerde durduğuna işaret eden Satıcı, "Türkiye şimdilik sürdürülebilir gibi görünen önemli bir dış ticaret açığı sorunuyla karşı karşıyadır ve bu açık, Türkiye’nin kalkınması ve sanayileşmesi için bir finansman modeli olarak iş görmemektedir. Çünkü Türkiye bu açığı, yerli sanayisinin ikame edebileceği alanlarda vermektedir. Türkiye kesinlikle dış ticaret açığını aşağılara çekmek zorundadır. Sürdürülebilir de olsa yüksek dıuş ticaret açığı, eğer üretim ve sanayide bir kalkınmaya yol açmıyorsa birkaç yıl sonra karşımıza çok daha ciddi bir sıkıntı olarak çıkacaktır" dedi.
"Borçlanıyoruz ama, güçlenemiyoruz"
Bir diğer önemli sorununun ise yüksek maliyetle borçlanma ihtiyacı olduğunu belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, "Bir yandan borçlanıyoruz fakat kalkınıp güçlenemiyoruz. Bir yandan borçlanıyoruz ama bu borçlanma yeni yatırımları, dolayısıyla büyüme ve istihdamı artırmadığı gibi tam tersine azalmasına yol açıyor. Türkiye bir strateji etrafında, yatırımcısını teşvik etmek, yatırımcısını caydırmamak, yatırımcısını uluslararası ölçekte daha rekabetçi kılmak, yeni yatırımcılar yaratmak ve tüm politikalarını öncelikli kalkınma ekseninde oluşturmak zorundadır. Bugün işlerin iyi gibi gözüktüğü, piyasaların nispeten iyimserliği satın aldığı ve her şeye rağmen şansımızın yaver gittiği tek partili bir yönetim altında yaşıyoruz. Bu fırsatı Türkiye’yi büyütecek ve geliştirecek stratejiler üzerinde uzlaşmak ve harekete geçmek için kullanmanın tam zamanıdır" ifadelerini kullandı.