30
Nisan
2024
Salı
ÇANAKKALE

Muhtar oğluna kızdı aday oldu

Çanakkale'nin Daloba köyünde çok ilginç bir muhtarlık yarışı var. Beş muhtarın yarıştığı köyün en renkli ve vaatkâr muhtar adayı 84 yaşındaki Süleyman Atmaca. Halen muhtar olan oğlu Cengiz Atmaca'ya, "Beni evlendir." diyen Süleyman dede, oğlunun "Baba, olur mu öyle şey? Bize ne derler?" sözlerine kızarak muhtarlığa adaylığını koydu.

Seçim çalışmalarına hızlı başlayan Süleyman dede, köylülere un dağıtıyor ve muhtarlık seçimlerini kazanırsa her yoksula birer koyun vereceğini vaat ediyor. Köydeki gençleri de evlendireceğini söylüyor. Oğlu ise bu duruma epey bozulmuş ama köylüler halinden memnun!

Süleyman Atmaca (84), Çanakkale Daloba köyünün 5 muhtar adayından birisi. Rakiplerinden birisi de köyün şu anki muhtarı, oğlu Cengiz Atmaca. 84 yaşında olmasına rağmen siyasete soyunan Süleyman Atmaca, köylülere un dağıtıyor ve seçimi kazanırsa da yoksullara birer koyun vereceğini vaat ediyor. Atmaca'nın seçim vaatleri arasında köydeki gençleri evlendirmek de var. Birkaç yıl önce eşi ölen Atmaca, oğlundan kendisini evlendirmesini istemiş. İşte hikâye de tam burada başlamış. Oğlu Cengiz Atmaca'dan olumsuz cevap alınca işi inada bindirmiş ve muhtar adayı olduğunu açıklamış. Süleyman dedenin muhtar adayı olmasında tek gerekçe oğlunun kendisini evlendirmemesi değil, halka daha iyi hizmet de var. Köyün kahvehanelerini dolaşarak seçmenleri ikna etmeye çalışan Atmaca'nın en büyük rakibi ise oğlu.

Kahvede Süleyman Atmaca'yı beklerken konu dönüp dolaşıp muhtarlık seçimlerine geliyor. Daha doğrusu seçimlerden başka bir şey konuşulmuyor. 560 nüfuslu bir köyden 5 muhtar adayı çıkmasına şaşırıyoruz. Köyde genç nüfus olmadığı için seçmen sayısı 400'ün üzerinde. Biraz sonra Süleyman Atmaca içeri giriyor. 'Herkese benden birer çay!' diye bağırıyor. Rakiplerine fark atabilmek için muhtar adaylığını ilk o açıklamış. Çaylar gelip sohbet koyulaştıkça Atmaca anlatmaya başlıyor. Aslında bu onun ilk adaylık deneyimi değilmiş. 15 yıl önce de muhtar adayı olmuş ama sandıktan Türk filmlerini aratmayan bir sonuç çıkmış. Köylüye 333 tane pusula dağıtmış ama gelin görün ki sandıktan bir hanımının bir de kendisinin oyu çıkmış. Oğulları bile başka adaya oy atmış.

Hanımı öldükten sonra oğlu Cengiz Atmaca'nın yanına yerleşen Süleyman Atmaca, defalarca evlenmek istediğini gündeme getirmiş. Oğlu da yaşının bir hayli geçtiğini, bu yüzden kararından vazgeçmesini tavsiye etmiş. İş biraz büyümüş ve baba ile oğlun arası açılmış. Süleyman Atmaca oğluna karşı rakip olmaya karar vermiş. Seçim çalışmalarına da köydeki yoksullara un dağıtarak başlamış. "Un dağıtma fikri nereden aklına geldi?" sorusuna, "Televizyonda seyrettim, devlet fakirlere kömür yardımı yapıyor. Bu yardımlarla seçmenin hem oyunu hem de gönlünü alabilirim." cevabını veriyor. Süleyman Atmaca, kahvede yapacakları icraatları anlatırken 30'unda siyasete atılmış gençler gibi konuşuyor. "Bu yaşta köyün işleri için Bayramiç'e, Çanakkale'ye gitmek zor olmaz mı peki?" diyoruz. Aldığımız cevap ise Atmaca'nın kendisine ne kadar çok güvendiğini gösteriyor: "Gerekirse Ankara'ya bile giderim!" Atmaca, azalarını da kendisi gibi seksenini geçen arkadaşları arasından seçmiş. Geçimini hayvancılıkla sağladığı için muhtar olduğu vakit fakirlere birer koyun vereceğini vaat ediyor. Heyecanlı bir ses tonuyla köydeki gençlerin düğün masraflarına da katkıda bulunacağını söylüyor. Bu esnada oğlu Cengiz Atmaca da kahveye geliyor. Baba ile oğlun arası açık. Cengiz Atmaca, babasının kendisine rakip olmasına hem çok şaşırmış hem de üzülmüş. Çünkü bir aileden iki adayın çıkması oyların bölüneceği anlamına geliyor. Köyün ileri gelenlerinin araya girmesiyle baba ve oğul biraz olsun yumuşuyor. El sıkışan iki muhtar adayı birbirlerine "İyi olan Daloba köyünün mührünü cebine koysun." diyor.

Mühür kimdeyse sultan odur"

Muhtarlık seçimleri, köyde yaşayanlar için ayrı bir önem taşıyor. Çünkü seçimlerinde adaylardan çok 'akrabalar' yarışıyor. O köyün en köklü ve varlıklı ailesi muhtarın kendi akrabalarından çıkmasını istiyor. Muhtar, vali ve kaymakamla da kolayca görüşebildiği için mensup olduğu aileye bir anlamda güç katıyor. Bu yüzden seçimler yaklaştıkça köydeki atmosfer bir anda değişiyor. Erkekler köy kahvelerinde, hanımlar da gittikleri misafirliklerde yoğun bir 'kulis' çalışması yapıyor. Hatta köy kahveleri adaylara göre şekilleniyor. Kime oy verilecekse onun sürekli gittiği kahveye gidiliyor. Köyden kimin hangi adaya oy vereceği az çok tahmin ediliyor. Oy almak için araya hatır gönül koyulabiliyor, seçmenlerin eksikleri gideriliyor ve vaatlerde bulunuluyor. Köylerde bu yüzden "Mühür kimdeyse köyün sultanı odur." anlayışı hâkim. Adaylar şehir dışındaki akrabalarını bile seçimler için köye çağırıyor. Yol paraları muhtar adayları tarafından karşılanıyor.

'Gönlümüz Süleyman dededen yana'

Köylüler, Daloba'dan beş tane muhtar adayı çıkmasından çok memnun. Her adayın köyle ilgili farklı projeleri var. Cengiz Atmaca, tekrar seçilirse köye bir sağlık ocağı yaptırmak istiyor. Okulu tamir ettirmek ve komşu köyle birleşerek sulama barajı yaptırmak diğer hedefleri arasında yer alıyor. Köylüler, Süleyman Atmaca'yı çok seviyor. O yüzden seçimlerde eli biraz güçlü. Bunda, yaptığı seçim yatırımlarının büyük bir etkisi var. Köylülerden Yahya Ertan ve Selim Yılmaz, Süleyman dedenin kazanmasını istiyor. Yaşına rağmen onu çok hareketli ve çalışkan buluyorlar. Un yardımı yapılan yoksul aileler ise yardımların seçimden sonra'da devam etmesini istiyor. Zeynep Gök, kimsesi olmadığı için dağıtılan una muhtaç. Gök, el arabası ile getirilen bir çuval unu biraz mahcup biraz da güler yüzlü bir edayla kabul ediyor.

 

Zaman
Yayın Tarihi : 22 Şubat 2009 Pazar 14:00:17
Güncelleme :22 Şubat 2009 Pazar 16:11:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?