Çanakkale Kara Savaşlarının 90. yıldönümü Şehitler Abidesinde düzenlenen törenlerle kutlandı.
Törenlere, sabah 09.00da, Türkiye, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, İngiltere, Kanada, Pakistan, Almanya, Fransa, İrlanda ve Hindistan adına Şehitler Abidesine çelenklerin konulmasıyla başlandı. Saygı duruşunu ardından, 11 ülkenin milli marşları eşliğinde bayrakları göndere çekildi.
Törende bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale Savaşları üzerine geçmişte çok şeyler yazıldığını ifade ederek, "Bu itibarla savaşın klasik anlamda, siyasi ve askeri sonuçları üzerine, çok fazla bir şey söylememe gerek olmadığını düşünüyorum. Bugün daha ziyade, savaşın görünmeyen yüzüne ve insani tarafına değinmek istiyorum. Bizim açımızdan Çanakkale, Türkiye Cumhuriyetinin ilk yürek atışlarının duyulduğu yerdir. Ayrıca orada kaybettiğimiz evlatlarımız arasında, o kuşağın en iyi eğitimli gençleri de bulunuyordu. Hepsi vatanlarını savunmak için şahadet mertebesine eriştiler. Tabii ki burada Avustralya, Yeni Zelanda, İngiltere ve dünyanın diğer yerlerinden gelip, bu toprağa düşen askerleri de saygıyla hatırlıyoruz. Çanakkalenin hikayesi aynı zamanda Cumhuriyetin temelinde yatan insan faktörünün ve vatan sevgisinin bütünleşmesini de temsil etmektedir" dedi.
Çanakkalede yaşananların, savaşın kendine özgü askeri ve siyasi mantığının ötesinde, tüm katılanlar için insani bir ufuk olduğunu belirten Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarihin kaydettiği son şövalye ruhlu savaşlardan olan bu mücadelede, Mehmetçik karşısındakini, düşman bir devletin mekanik yansıması olarak değil, kendisi gibi ümitleri, sevdaları ve hayalleri olan birer insan olarak görmüş, iki tarafın askerleri arasında doğan saygı, Türkiye Cumhuriyetinin ileride o gün savaştığı devletlerle kurduğu dostluk ve işbirliğinin organik dokusunu oluşturmuştur. Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla birlikte evlerinden binlerce kilometre uzaklarda bir mücadelenin içine düşen Anzaklar için ise, Çanakkale birçok şeyin değiştiği veya başladığı bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. Nitekim bugün bizi birarada tutan gerçek bağ, atalarımızın savaşarak kazandığı saygıdan ziyade, sonrasındaki barış ve işbirliğinin kazandırdığı dostluk ve sevgidir. Türkiye Cumhuriyetinin temelinde yatan yurtta sulh cihanda sulh ilkesi, bize bu konuda her zaman yol gösterici olmuştur."
Türkiye'nin dünyanın en istikrarsız bölgelerinden birinde bulunmasına rağmen, 82 yıldır çevresinde meydana gelen hiçbir krizin doğrudan sebebi veya tarafı olmadığnı belirten Erdoğan" Bugün Türkiyenin bölgesinde sorunları çözme ve istikrar üretme çabasına dayanan, yapıcı ve barışçı dış politikasının temelinde de bu ilke yatmaktadır. Samimi inancım, bugün Türkiye ile Avustralya ve Yeni Zelanda arasındaki gerçek dostluğa dayalı, mükemmel ilişkilerin, Türkü ile Anzakı ile bu topraklarda şehit düşmüş tüm insanların ruhuna serinlik verdiği ve kaybettikleri hayatlarına anlam kazandırdığıdır. Bunun için dünyanın neresinde olursa olsun, savaşları önlemek amacıyla daha fazla çaba sarfetmemiz, barışı tehdit eden unsurlarla işbirliği içinde ve kararlıkla mücadele etmemiz, bu doğrultuda askeri yöntemlere dayalı mücadele yerine, anlaşmazlıkların kaynağındaki asıl sebepleri ortadan kaldırmaya yönelik tedbirleri almamız ve geliştirmemiz lazımdır. Farklı kültürler arasında sağlıklı bir etkileşim ve işbirliği imkanı oluşturabilmeli, bunun eksikliğini bertaraf etmeli, küreselleşme olgusunun bizi birbirimizden ayıran ve zayıflatan değil, daha fazla kaynaştıran ve güçlendiren bir karakter kazanması için uğraş vermeliyiz. 90 yıl öncesinde Çanakkale Savaşı1yla başlayan süreç, Türklerle Anzaklar arasında böyle bir netice doğurmuştur. Aynı karşılıklı saygı ve sevginin bütün ülkelerde kültürler arasında diyalog ve işbirliği ile elde edilmesini hedeflemeli, bunun gerekenlerini yerine getirmeliyiz."
Yaklaşık 1 asırdır Anadolu topraklarında yaşayan Türklerin şanlı tarihinde birçok altın sayfasının bulunduğunu da belirten Başbakan Erdoğan, "Bunların arasında Çanakkale Zaferini özel yapan, etki ettiği toplumları ve insanları birbirine bu kadar yaklaştırması ve barışın değerini öğretmesidir. Bugün burada bu savaşın en acı dönemeçlerinden birini birlikte anabiliyor, atalarımızın açtığı yolda karşılıklı saygı ve sevgi içinde yürüyebiliyor ve dostluğumuzun gücünden hareketle, geleceğe ümitle bakabiliyor olmamız, Çanakkale Savaşlarının her halde en ayrıcalıklı boyutunu teşkil etmektedir" diye konuştu.
Yeni Zelanda Başbakanı Helen Clark ise, her yıl bu tarihlerde binlerce insanın Gelibolu Yarımadasına geldiğini hatırlatarak, "Bu insanlar bugün, bizimde yaptığımız gibi dünya tarihinde tanıklık edilen, en meşakkatli askeri harekatlardan birinde görev yapmış cesur insanlara saygısını sunmaktadır. Aradan 90 yıl geçmiş olmasına rağmen burada yaşananlar, halen o günlerin dehşet anını ortaya koymaktadır. Çarpışmalar şiddetli ve çetin olsa da, çarpışan tarafların birbirlerine gösterdikleri saygıdan dolayı da Çanakkale Savaşı önemli bir savaştır. Burada askerler birbirlerine sahip oldukları cesaret ve onurluluk vasıflarını kabul etmişlerdir. Avustralya için olduğu gibi Yeni Zelanda içinde genç uluslarımızın rüştünü kanıtladığı yer Geliboludur. Ülkelerimiz arasındaki dayanıklı bağların Anzaklar olarak bilinen Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusuna katılmak suretiyle güçlendirildiği yerde burasıdır" dedi.
Avustralya Gazi İşleri Bakanı Anne Kelly, bu kıyılara yapılan şafak çıkartması, uluslarımızın tarihlerinde belirleyici bir andır, o gün ve takip eden aylardaki muharebelerde ülkelerimizin insanları bugün şeref ve saygı ile anılan nitelikleri, cesaret ve gayretlerini gösterdiler. Gelibolu Muharebesi, Anzak koyunda 8 ay ve Cape Helleste 1 ay sürdü. 8 bin 700 Avustralyalı, 2 bin 100 Yeni Zelandalı, 86 bin Türk dahil olmak üzere katılmış olan bütün ülkelerden 130 binden fazla kişinin hayatına ma oldu"açıklamasında bulundu.
Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşan Kurmay Albay Serdar Samur da, Çanakkale Savaşının önemine temas ederek, "Tarihteki diğer savaşlardan farklı olarak Çanakkale Savaşının günümüzde vurgulanması gereken özelliklerinden birisi, savaşan tarafların son derece olumsuz koşullarda başlayan ilk karşılaşmaları, verilen yüz binlerce kayba rağmen birbirlerine karşı nefret ya da düşmanlık duymamalarıdır" diye konuştu.
Törenlere, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Devlet Bakanı Beşir Atalay, Avustralya Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Chris Ritchie, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök katıldı. Yapılan konuşmaların ardından tören geçişi yapıldı. Dost ülkeler Askeri birliğinin yanı sıra Türkiye Muharip Gaziler Derneği, İzciler Grubu ve Mehteran Bölüğü de geçit töreninde yer aldı. Mehmetçik Abidesindeki defterin imzalanıp şehitliğin ziyaret edilmesinden sonra, Mehteran Bölüğü ile Türk Yıldızları Akrotim Filosu bir gösteri uçuşu yaptı. Katılımcılar daha sonra sırasıyla Fransız ve İngiliz Anıtını ziyaret ederek burada yapılan törene katıldı.
Başbakan Erdoğan daha sonra Gökçeada ve Bozcaadada incelemelerde bulunmak üzere helikopterle adalara hareket etti.