29
Nisan
2024
Pazertesi
MERKEZ - EDİRNE
Belediye Sayfaları
Nufus
396.462
Yüz Ölçümü
6.276
İlçe Sayısı
9
Vali
Nufus
150.717
Yüz Ölçümü
0
Belediye Sayısı
37
Köy Sayısı
0
Kaymakam

Selimiye Cami

Edirne’nin ve Osmanlı İmparatorluğu’nun simgesi olan Cami, kentin merkezinde, eskiden Sarıbayır ve Kavak Meydanı denilen yerdedir. Burada daha önce Yıldırım Beyazıt’ın bir saray yaptırdığı bilinmektedir.

Mimar Sinan’ın 80 yaşında yarattığı ve "Ustalık eserim" dediği anıtsal yapı Osmanlı Türk sanatının ve Dünya Mimarlık Tarihinin baş eserlerindendir.

II.Selim’in (1564-1575) emriyle yaptırılan, çok uzaklardan dört minaresi ile dikkat çeken cami, kurulduğu yerin seçimi ile de Mimar Sinan’ın aynı zamanda usta şehircilik uzmanı olduğunu göstermektedir. Mimar Sinan’ın ağzı ile yazıldığı söylenen “Tezkiret ül Bünyan” da, Selimiye Cami şöyle anlatılmaktadır:

“Cennet mekân Sultan Selim Han-ı sanî Şehr-i Edirne’ye kemal-i mertebe nazar-ı şefkatleri olmağın bir cami binasına emr-i hümayûnları olduki rüzgârda misali olmiya. Bu hakir dahi bir resm-i âli eyledim ki Edirne içinde menzur-i halk ola, dört minaresi kubbenin dört canibinde vaki olmuştur. Hep üç şerefelidir. Üçer yollu ve ikisinin yolları başka başka vaki olmuştur. Ol mukaddema bina olunan Üç Şerefeli, bir kule gibidir, gayet kalındır. Emma bunun minareleri hem nazik, hem üçer yollu olmak gayet müşkil olduğu ukalaya malûmdur. Halk, cihan, dairesi imkândan hariç dediklerinin bir sebebi, Ayasofya kubbesi gibi kubbe Devlet-i İslamiye’de bina olunmamıştır deyu taifei nasarının mimar geçinenleri Müslümanlar’a galebemiz vardır derlermiş. Ol kadar kubbe durdurmak gayet müşküldür dedikleri bu hakirin kalbinde bir azim ukde olup kalmış idi: Mezbur cami binasında himmet edip biavnillah savei Sultan Selim Han’da izharı kudret edip bu kubbenin Ayasofya kubbesinden altı zira kaddim ve dört zira derinliğin ziyade eyledim”.

Kesme taştan yapılan cami iç bölümüyle 1.575 m2’lik, tümüyle 2.475 m2’lik bir alanı kaplar. Mimarlık tarihinde en geniş mekâna kurulmuş yapı olarak nitelenen Selimiye Camisi, yerden yüksekliği 43,28 m. Olan, 31,28 m. Çapındaki kubbesiyle ilgi çekmektedir. Ayasofya’nınkinden daha büyük olan kubbe, 6 m. Genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan 8 büyük payeye oturtulmuştur. Köşelerde dört, mihrap yönünde bir yarım kubbe merkezi kubbeyi destekler. Yapıyı, kubbe kasnağında 32 küçük pencereyle, yüzlerdeki üst üste 6 dizide çok sayıdaki pencere aydınlatmaktadır. Mimar Sinan’ın yarattığı 8 dayanaklı cami planının en başarılı örneğidir. Önünde 18 kubbe ve 16 sütunla çevrili revak bulunmaktadır. Ortada mermerden bir şadırvanı vardır. Son cemaat yeri, kalın yuvarlak 6 sütun üzerine 5 kubbelidir. Mermer işlemeli giriş kapısı üzerindeki kubbe yivli, diğerleri düzdür. Caminin 3,80 m. Çapında, 70,89 m. Yüksekliğindeki üçer şerefeli dört minaresi bulunmaktadır. Giriş yönündeki minarelerde şerefelere tek yolla, diğer ikisin de ise üç şerefeye ayrı ayrı yollardan çıkılmaktadır.

Cami, mimari özelliğinin yanında, taş, mermer, çini, ahşap, sedef gibi süsleme özellikleri ile de çok önemlidir. Mihrap ve minberi mermer işçiliğinin baş eserlerindendir. Ortasında 12 mermer sütuna oturan müezzin mahfili yer almaktadır. Sağda kitaplık bulunmaktadır. Mihrabın solunda hünkâr mahfili vardır. Bunun alt bölümü tavanındaki kalem işleri ise dönemin özgün özelliklerini yansıtmaktadır. Kubbe ve kemerleri süsleyen özgün kalem işleri, son onarımlarla temizlenmiştir.

Yapının çini süslemelerinin de Osmanlı ve dünya çini sanatında ayrı bir yeri vardır. XVI.Yüzyıl çiniciliğinin en güzel örnekleri olan bu çiniler, sır altı tekniğinde olup, İznik’te yapılmıştır. Mihrap duvarı, minber köşk duvarı, hünkâr mahfili duvarları, kadınlar mahfili, kemer köşelikleri, kıble yönündeki pencere alınlıkları çinilerle bezenmiştir. Mihrap duvarındaki büyük çini panolarda da al, mavi çiçek ve yaprak süslemeler, pencere üstlerinde lacivert üzerine ak, sülüs Elham suresi yazılı kartuşlar, en üstte de geniş bir ayet bırdürü yer almaktadır. Minber köşkündeki çini pano, lacivert üzerine ortada kırmızı, ak bahar çiçekli ağaç altında yaprak, sümbül ve lalelerle bezenmiştir.

Hünkâr mahfili çinileri zenginliği ve çeşitliliği ile ilgi çekmektedir. Mermer mihrabın sivri kemerli alınlığında lacivert üzerine ak sülüsle, ayet yazısı vardır. Bu bölümdeki kırmızı, mavi, yeşil renkli şakayıklar, bahar ağaçları, beyaz üzerine iri mavi rozetli ve çevresi çiçekli panolar, baklava biçimi yapraklar arasında karanfiller ve bahar dalları XVI.Yüzyıl çinilerinin en güzel örnekleridir. Hünkâr mahfili çinileri arasında, bir saraydan getirilerek buraya sonradan konmuş olabileceği düşünülen iki elma ağacının oluşturduğu “Elmalı Pano”nun Osmanlı çinilerinde özgün süsleme olarak ayrı bir yeri vardır. Bu bölümde sivri kemerli pencere alınlıklarında, lacivert üzerine ak sülüsle ayetler ve iki pencere arasında tepeye yine lacivert üzerine ak kûfi yazılı kare pano da ilgi çekicidir. Hünkâr mahfili duvarlarının yarısını kaplayan bu çiniler, mihrap çinilerinden daha niteliklidir.Ancak düzenleme ve anıtsallık yönünden daha sadedir.

Selimiye Camisi’nin taş duvarlarla çevrili geniş avlusunda, Darül-Sübyan, Darül-Kurr’a ve Darül-Hadis yapıları bulunmaktadır. Bu yapıların bir bölümü ve medrese, Edirne Müzesi’nin çeşitli bölümlerini oluşturmaktadır.

Cami terasının altında yer alan Arasta (çarşı) III.Murad zamanında Selimiye’ye vakıf olarak yaptırılmıştır. Mimarı Davut Ağa’dır.


Kenthaber Kültür Kurulu

Yayın Tarihi : 8 Şubat 2008 Cuma 17:46:38
Güncelleme :25 Mayıs 2009 Pazartesi 15:21:04

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?