3
Mayıs
2024
Cuma
YAŞAM

İstanbul Boğazı dondu mu donmadı mı?

İstanbul’un tarihi, ‘denizin ve Boğaz’ın buz kesmesi’ hikâyeleriyle dolu. 401 yılında Bizans İmparatoru Arkadius zamanında deniz 20 gün dondu.

739 yılında boğaz yine dondu.755 yılında Karadeniz kıyıları, bütün Haliç ve Marmara’nın kuzey kesimleri boydan boya dondu. 763 yılında Haliç’te kıyılar 100 adım mesafeye, 30 metre derinliğe kadar dondu.

928’de buzların erimesi dört ay sürdü. 9 Şubat 1621’de yine Boğaziçi ve Haliç donmuş, insanlar Üsküdar’dan Galata’ya, buzlar arasında sıkışan kayıklara bakarak yürümüşler. 1823’te 2. Mahmud döneminde hem deniz hem musluklardan akan su donmuş… Meğerse “buz üzerine yazılan” bu hikâyelerin çoğu bilimsel olarak mümkün değilmiş. İstanbul Boğazı hiçbir zaman buz tutmamış!

İddianın sahibi NTV’de Hava Durumu’nu sunan ünlü Meteoroloji Yüksek Mühendisi Gökhan Abur. Uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Meteoroloji Bölümü’nde görev yapan Gökhan Abur, Boğaz’ın donması konusunda tarihçilerin abartmış olabileceğini söylüyor. 1621 tarihinde, atlı kızaklarla Üsküdar’dan Galata’ya, buzlar üstünde geçildiğini gösteren minyatürü gerçekçi bulmuyor. Haliç’in ve Boğaz’ın sığ yerlerinin donduğunu kabul eden Abur, Boğaz’ın tamamen donmasının neden mümkün olmadığını şöyle açıklıyor: “Boğaz’ın donması için 0-2 metre arasındaki yüzey sıcaklığının +4 dereceye kadar düşmesi gerekli. Dört derecede suyun hareketi durur. Sıcaklık daha da düşerse kristalleşerek buz tutmaya başlar. Bizim Boğaz’ın mevcut yüzey sıcaklığı 16 derece. Aslında Boğaz suları çabuk soğur; ama yüzey ve dip akıntıları buna engel oluyor. 45-50 metre alttaki bu iki akıntı kuzeyden ve güneyden sürekli suyu sirküle ediyor. İstanbul Boğazı’nın böyle bir şansı var.”

İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Cem Gazioğlu ise, Boğaz’ın donarak insanların üzerinden geçecek hale gelmesinin dünyanın ters dönmesi gibi bir şey olduğunu söylüyor. İstanbul Boğazı’nın komple donmasının hiçbir zaman gerçekleşmediğini belirten Doç. Gazioğlu, donma olayının oşinografik şartlardan dolayı mümkün olmadığını anlatıyor. Gazioğlu, “Bizim bulunduğumuz enlemde o şartların oluşması mümkün değil. Deniz suyu sıcaklığı -4’e düşse bile çok ince bir zar şeklinde donar. Komple sistemin dibe kadar donması mümkün değil. Bizim bölgemizdeki hava sıcaklığının Kuzey Buz Denizi’ndeki seviyeye gelmesi mümkün olmadığından dolayı İstanbul Boğazı’nda donma olayı gerçekleşmez.” diyor. Çünkü Kuzey Buz Denizi ve civarında hava sıcaklığı -45, deniz suyu sıcaklığı ise -10’larda seyrediyor. Boğaz suyunun donma sürecinin başladığı +4 derecenin altına inmesi için İstanbul’daki hava sıcaklığının -25 derece olarak ölçülmesi gerekiyor. Meteoroloji Yüksek Mühendisi Gökhan Abur’a göre, İstanbul son yüz yılda Kandilli kayıtlarına göre -13,8, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü’ne göre -16 dereceyi gördü. Termometreler -20’leri henüz kaydetmedi. 1900’lerden önce hava sıcaklığının -25’lere kadar düşüp düşmediği bilinmiyor; ama bilim adamları düşmediği görüşünde. Aksi halde Orta Avrupa ile Türkiye’nin kuzey ve orta kesimlerinin tamamen donması gerekirmiş. Tarihçiler böyle bir bilgiyi nakletmiyor. Abur, Akdeniz’den gelen alçak basınç sisteminin güneyli ılık rüzgârları taşıyarak havayı yumuşattığını ve bölgemizi soğuk hava sistemlerinden koruduğunu söylüyor.

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜADAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk de, Boğaz’ın donması için 15 gün boyunca aralıksız kar yağmasının gerekli olduğunu söylüyor. Öztürk, Boğaz’daki 1,5 metrelik dalgaboyu ve poyraz nedeniyle donmanın mümkün olmadığını söylüyor.

100 yıldan bu yana görülmemiş soğukların İstanbul’u etkisi altına almasından sonra, kapısını çalarak; “Boğaz yine buz tutar mı?” diye sorduğumuz bilim adamlarından böyle bir gerçeği öğrendik. Böylece nasıl Evliya Çelebi’nin dediği gibi Hezarfen Çelebi, Galata’dan Üsküdar’a uçmadıysa, İstanbul Boğazı’nın tamamen buz tuttuğu gerçeğinin de palavralardan ibaret olduğu ortaya çıkmış oldu.







Zaman/M. Yaşar Durukan
Yayın Tarihi : 29 Ocak 2006 Pazar 14:11:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?