Eyüp'te mezarlık içinde kurulan 32 gecekondunun yıkımına başlandı. Gecekondusunun camından çıkardığı piknik tüpüyle tehditler savuran vatandaş, yıkım ekiplerini uzun süre engellerken, evleri yıkılan kadınlar da gözyaşları içinde hükümeti eleştirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı yıkım ekipleri, sabah saatlerinde güvenlik güçleri eşliğinde Eyüp Merkez Mahallesi Silahtarağa Caddesi'ndeki Eyüp Mezarlığı'na geldi. Mezarlık içindeki boş alanlara kurulan 32 gecekondunun yıkımı için bölgeye gelen yıkım ekiplerine vatandaşlar tepki gösterdi.
40 yıldır Eyüp'teki gecekonduda oturduğunu söyleyen Halil Karaçaylıoğlu, yıkım ekiplerini uzun süre uğraştırdı. Karaçaylıoğlu, "40 yıldır burada oturuyoruz. Biz 5 aile kalıyoruz; fakat bize sadece bir daire veriyorlar. 10 milyar lira veriyorlar. Geri kalan parayı taksitlerle ödeyecekmişiz. Biz 5 aile bir eve nasıl sığacağız? Benim elimde tapu belgelerim var. Neye dayanarak evimi yıkıyorlar? Belediye ekipleri bir gün 'yıkacağız' diyorlar, bir gün 'yıkmayacağız'. Yıkma gerekçesi olarak da buranın 3. derece sit alanı olduğunu, Haliç'in çevre düzenlemesi için yıkıldığını belirtiyorlar. Ben, avukatım gelmeden evimi boşaltmam. Avukatım gelsin 'çık' desin, ben de çıkayım" dedi.
Vatandaşlar da, gecekonduları boşaltmak isteyen belediye ekiplerini engellemeye çalıştı. Öfkeli vatandaşları, güvenlik güçleri sakinleştirmeye çalıştı. Bu sırada Halil Karaçaylıoğlu, oturduğu evin mutfak camından piknik tüpünü çıkararak tehditler savurdu. "Evimi boşaltamazsınız. Yaklaşmayın; yoksa yakarım" diye bağırarak, piknik tüpünü yakan Karaçaylıoğlu, panik yaşanmasına neden oldu.
Bu sırada olay yerine gelen Karaçaylıoğlu'nun avukatı Mustafa Kılıç, belediye ekiplerinden yıkım belgelerini istedi. Ancak belediye ekipleri belge olmadığını, kararın encümen kararıyla alındığını belirtti. Avukat, yıkım ekibinin görevlisi hakkında dava açacağını bildirirken, uzun süren pazarlıklar sonucunda Karaçaylıoğlu ikna edildi. Gecekondusunun yıkımına izin veren Halil Karaçaylıoğlu, eşyalarını kendi elleriyle dışarıya çıkardı. Evin boşaltılmasının ardından yıkım çalışmalarına başlandı.
Gecekondularının yıkıldığını gören kadınlar, gözyaşları içinde tepkilerini dile getirdi. Kadınlar, hükümeti de sert dille eleştirdi. Evi yıkılan bir bayan, "Hapisteyken Başbakan Erdoğan için gözyaşı döktüm. O ise şimdi evimizi yıkıyor" diye konuştu.
selam ben evi yıkılan aileninortancıoğluyum aslındaçokdafazlayorumyapmayagerekduymuyorumçünküherşeyortadabazıinsanlar bu memleketi babalarınınmalıymışgibizannedip acayip işleryapıyorlar unutmayın ALAH ın adaletini benim annemin babamın ve kardeşlerimin acılarının hesabını ALAH a havale ediyorum unutmasınlar o koltukları babaları onlaravermedi.