18
Mayıs
2024
Cumartesi
KÜLTÜR/SANAT
Belediye Sayfaları

Ramazan geldi hoş geldi

Şu hay huydan bir kurtulabilsek... Bazı değerlerimizi daha iyi fark edeceğiz...

Efendim, islamiyetin en güzel aylarından olan Ramazan ayı geldi...

Biz çocukken ramazan ayına “Oruç ayı” derdik....

Ramazanı severdik, çünkü büyüklermiz bize hergün hediyeler verirdi...

Ramazanı severdik, çünkü sonuda bayram vardı...

Bayram demek luna park veya cambaz seyretmeye gitmek demekti...

Arefe günlerinde dedemin köyüne geitmeyi çok severdim...

Çünkü, Ramazan’ın son gününde oruç bozma saatine çocuklar kara verirdi...

Köy meydanına kurulan bir otağda çocuklar gün boyunca önündeki tenekleri vurura ritim yapar bayramın geldiğini tüm cümle müslümanlara duyurulardı. Sonra iftar vakti, çalı çırpıdan yaptıkları minik çadırları yakar Ramazan’ın bittiğin ilan ederlerdi...

Ben çok severdim arefe gününü...

Çok eğlenirdim...

Şimdi o günleri özlüyorum...Aslında özlediğim o günler mi, yoksa yeniden o yaşlar mı...

Ben yaş konubsun pek dert edinen insanlardan değilim...

Tabi bu arada “amca” denmesine de kızma hakkımı saklı tuttuğumu belirtmek isterim...

Ama yine de itiraf etmeliyim...

O günleri özlüyorum...Hangisini diye sorarsanız en samimi duygularla “ikisini birden” derim...

Çocukluğumuzda oruç tutmak belki eğlenceliydi...

Ama hiç tutucu bir kavram öğretilmedi bize...

Hep islamın yüceliğinden, orucun hikmetinden söz edildi... Genel tanım ise “insan nefsinin islahı”ydı...

Şimdi düşünüyorum da gerçekten sadece o mu?

Bence hayır...Ramazan bir paylaşım; aclığı ve tokluğu, acıyı ve sevinci... Karşısındakini anlama eğitimi... Dünya bakış şekli.... seevgiyi ve saygıyı karşılıklı üretme bilinçi...

Dehşetli ve tarifi zor bir sosyal aktivite...

Düşünün milyarlaca kişi aynı anda aç kalıyor... Açlığın ne demek olduğunu biliyor... Aynı duyguları paylaşıyor...

Ve yine milyarlaca kişi aynı anda açlığnı gidiriyor... Yemek yemenin mutluluk hormonu salgıladığı artık bilimsel bir gerçek...Yani aynı anda milyarlarca insan mutuluk hazzını hissediyor...

Açlık ve tokluk...

Dünya var oldukça yaşanan en deşteli ve en onulmaz yara...

Ve yine düşünün tüm dehşetli eğitimi alıyor ve bayramda bu kes dostluklarınızı sevginizi üretiyor ve onu paylaşıyorsunuz...

Kurulan iftar çadırları, bence amacına ulaşmıştır...

Kurulmaya başaldığı İlk yıllarda sadece fakir fukarının yemek yediği bir imarethane olmaktan çıkıp tüm insanların eşit bir şekilde aynı yemeği paylaşmalarının üretiği duyguları tanımlayabilmek olanaklı değil...

Kimi tutucuların söylediği gbi, Ramazan sadece “rab”a yakarılan bir ay değil, onun yarattığı nimetlerin maksimum düzeyde paylaşılmasıdır. Bu en büyük toplumsal eğitimdir...

Oruç,açlığın ve tokluğun paylaşıldığı onun yaratığı sonuçların birlikte hissedildiği aydır...

Oruclu bir insanan yaşamsal duygularını sinirlerini sevinçilerini, hüzünleri anlamak için ulaşılabilecekk en insani eğitimdir...

Ramazan ayı dünya daki tüm değerelerin hakca paylaşılması gerektiğinin en büyük öğretisidir...

Ramazan ayı, sevgi ayıdır, saygı ayıdır, anlama ayıdır...ve tüm değerleri paylaşma ayıdır...

Değerini iyi bilelim o mübarek aya hak ettiği değeri vereilim...

Ramazan ayı tüm insanlara kutlu olsun...

Mehmet Aycan
Yayın Tarihi : 5 Ekim 2005 Çarşamba 12:27:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?